Arda, Başakşehir’e Fatih Terim’e ders olsun diye getirildi

“Arda ne yaptı size? Arda bir Emre değil. Bas bas bağırıyor ben Galatasaraylıyım diye. Galatasaray teklif bile yapmadı. O da Başakşehir’e gitti. Başakşehir’e bir ‘Devlet Projesi’ olarak getirildi. Terim’e ders olsun diye getirildi.”

– Taraftar sizce Arda’ya neden bu kadar tepki gösterdi?

– Saçmalamayı sevdikleri için olsa gerek. Arda ne yaptı size? Arda bir Emre değil. Arda bas bas bağırıyor ben Galatasaraylıyım diye. Galatasaray adama teklif bile yapmadı. O da Başakşehir’e gitti. Galatasaray’ın o parayı Arda’ya vermesi zaten mümkün değildi. Arda, Başakşehir’e bir ‘Devlet Projesi’ olarak getirildi. Terim’e ders olsun diye getirildi. Bakın bakalım kimler sponsor olmuş Arda’nın Başakşehir’e gelmesine? Barcelona’ya kimler para ödemiş? Arda’nın parasını kimler vermiş? Bunları bilmeden Arda’ya kızmak neyin nesi? Galatasaray adabına etiğine yakışır mı?

BAŞKAN OLSAM TERİM’DEN ARDA İLE KUCAKLAŞMASINI İSTERDİM

– Maçtan önce kendi köşenizde Terim ile Arda’nın kucaklaşması gerektiğini söylediniz ama olmadı. Bize göre asla olmaz. Sizin yorumunuz nedir?

– Alp Yalman ve Faruk Süren’in çok doğru bir tanımı oldu geçen hafta. “Galatasaray’ı fabrika ayarlarına döndürmek” lazım dedi ikisi de. O ayarlar bozuldu. Ben o ayarları hatırlatmak istedim ama bilmeyenler, yaşamayanlar o ayarlara dönemez. Belki de yönetimin duruma el koyması lazımdı. Ben başkan olsam Terim’den Arda ile el sıkışmasını, hatta kucaklaşmasını rica ederdim. Arda, kulüp para kazansın diye Galatasaray’dan yollandı ve geri gelmek istediği zaman da para olmadığı için alınamadı. Bu şartların getirdiği bir durum… Ne Galatasaray’ın ne de Arda’nın suçu.

ARDA TAKIMINA PRANGA VURDU

– Siz olsanız Emre ile Arda’yı bu maçta birlikte oynatır mıydınız?

– Asla oynatmazdım. Maçtan önce aramızda konuşurken “İnşallah Arda’yı oynatır” diyorduk ki, öyle oldu. Arda takıma pranga vurdu. Sürekli bir kişi eksik oynattı takımı. Mossoro ile başlasa çok farklı olabilirdi oyun. Sonra aldı ama geç kaldı. Arda bu haliyle asla Başakşehir’de oynayacak bir görüntü vermiyor. Birkaç faul yapmak dışında pek bir şey yapmadı. Dün okudum, “Sezon başı hazırlığına ihtiyacım var” demiş. Profesyonel bir futbolcu bunu der mi? Barcelona ile sezon başı hazırlığı yapmadı mı? Demek ki, aylarca sermiş.

BELKİ ÖNÜMÜZDEKİ SEZON…

– Arda çok kötü. Sizce eski futboluna dönebilir mi?

– Başakşehir performansına bakarsak dönebilir gibi durmuyor. Muhabirleriniz Başakşehir’i takip ediyor mu, bilmiyorum. Arda’nın ekstra bir çalışma programı uyguladığını, fazladan kendi başına antrenman yapıp yapmadığını bilmiyorum ama olsa bilirdik herhalde. Asılmıyor. Durumuna dertlenmiyor olmalı. Bu sezonu böyle kapatır belli ki… Önümüzdeki sezon görürüz ama şunu da söylemek lazım, en azından 10 dakika şahane oyna değil mi? İki hareket yap, milleti tak bir peşine. Tek devre oyna iyi oyna. Yırt kendini. Yok öyle bir görüntü. Hadi bu maçta duygusal yükü vardı diyelim, diğer maçlarda da öyle bir hali yok.

AVCI’NIN DİLİNİ KEDİ YEMİŞ OLMALI!

– Galatasaray çok önemli bir maçı kazandı. Başakşehir çok iyi takım olmasına rağmen hiçbir varlık gösteremedi. Sizce bunun nedeni nedir?

– Bu maç benim aylarca neden “Tudor, hoca değil” diye bağırdığımı gösteren bir maç oldu. Galatasaray ile Başakşehir’in ilk yarıda oynadığı maçı ve skorunu hatırlıyorsunuz herhalde. Skordan daha önemlisi o maç Başakehir, Galatasaray’ı hallaç pamuğu gibi atmıştı. Gerçi şimdi gençler diyecek ki, “Hallaç ne. Pamuk atmak ne demek?” Haklılar da ben yıllardır ne hallaç gördüm ne de atılan bir yatak yorgan ama böyle bir deyim hala kullanılıyor mu, onu da bilmiyorum. Neyse merak eden sözlük karıştırsın biraz. Pazar akşamı, teknik direktörü olan bir takımla, teknik direktörü olmayan bir takım arasındaki farkı gördük. Sezonun ilk yarısındaki Galatasaray, teknik direktörsüz oynuyordu, bu yarıda bir teknik direktörü var. Terim bu maçın şampiyonluğa veda maçı olabileceğini görmüş olduğu için çok ciddi hazırlanmış. Çok doğru bir taktikle oynadı. Başakşehir’in en önemli iki hücum kozunu kendi yarı alanından itibaren kilitledi. Elia ve Visca’nın top almasını engelledi. Adebayor’un da topu hücumda tutup takıma zaman ve atak gücü kazandırmasını engellemeye çalıştı. İlkini başardı, Adebayor’da ise nispeten başarılı oldu. Abdullah Avcı ise şimdiye kadar hep büyük konuşuyordu. Şöyle taktik yaptım, böyle hesap yaptım, öyle kestik rakibi, böyle doğradık diye. Şimdi ise sustu. Dilini kedi yemiş olmalı. Yenilmek ayıp değil, olabilir her zaman ama Galatasaray’ı şöyle yaptık, böyle etüt ettik diyen adamı aradım doğrusu. Sahaya beraberlik için çıkmıştı ve geriye düştükten sonra yaptığı hamleler çok acemiceydi.

HER ŞEY ÇOK ORTADA, F.BAHÇE BİLE POTADA

– Gelecek 5 hafta için ne düşünüyorsunuz?

– Başakşehir hala çok şanslı. Üstelik arkasında çok önemli bir destek olduğunu da gördük geçen hafta. Galatasaray ile Beşiktaş berabere kalırsa Başakşehir yine lider. Her şey çok ortada. Fenerbahçe bile potada.

TERCİHLERİ TERS DE TEPEBİLİRDİ

– Fatih Hoca zaman zaman formsuz oluyor. Ancak pazar akşamı doğru kararlar verdi. Örneğin Denayer ve Donk. Siz ne diyorsunuz?

– Bunlar tercih. Maicon’un geçen haftalardaki formsuzluğu ve yorgunluğu etkili olmuş olabilir. Denayer’in çabukluğu tercih sebebi olmuş olabilir. Bu tercihler önemli. Ters de tepebilirdi. Çünkü Adebayor tüm hava toplarını aldı mesela. Başakşehir orta alanda çoğalıp bu topları Adebayor’dan pas olarak alabilseydi o zaman Denayer tercihi yanlış olabilirdi. Toplamda Terim haklı çıktı. Donk, Selçuk’un yerine oynadı ve fena da oynamadı. Ancak Donk tedirgin ediyor beni. Hataya çok açık gibi görünüyor. Riskli bir tarzı var ama Terim oyun zekasından dolayı Donk’a güveniyor.

KAYBETSEYDİ ‘SELÇUK NİYE OYNAMADI’ DERDİK

– Fatih Terim sizce Selçuk’u niye oynatmadı?

– Donk’u daha dinamik bulmuş olmalı. İlginç bir maçtı. Belhanda hiç koşmadığı kadar koştu mesela. Çok baskı yaptı. Selçuk’u aramadı takım. Ki Trabzon spor maçının en iyi adamıydı Selçuk. Kazanınca bunlar sorun olmuyor. Kaybetseydi hep beraber “Selçuk niye oynamadı” derdik.

ŞAMPİYONLUK G.SARAY’IN KAPISINA GELİYOR AMA…

– Bu galibiyetten sonra Galatasaray’ın şampiyonluk şansı diğerlerine oranla daha da yükseldi mi?

– Galatasaray bu maçı kaybetseydi ligi 4. sırada tamamlardı. Şimdi şampiyonluk şansını sürdürdü. Şampiyonluk Galatasaray’ın kapısına geliyor, Galatasaray her seferinde kapıyı açmıyor. Olmayacak puan kayıpları yaşadı. Sivas’ta, Ankara’da. Şimdi 7 puan farkla liderdi ve büyük oranda garantilemiş olurdu şampiyonluğu. O yüzden kesin bir şey söylemem mümkün değil. Beşiktaş’ı da yenelim o zaman konuşuruz.

FLORYA KONUSUNDA DAVA AÇMAYI DÜŞÜNÜYORUM

– Florya arazisinin ucuza gittiğini, Galatasaray’a verilen payın eksik olduğunu savundunuz. Neye dayanarak?

– Bölgedeki rayiçlere. Florya’da yıllardır binlerce kat karşılığı bina yapıldı. Verilen oranlar belli. Yüzde 50 ila 70 arası. Burada ise yüzde 38. Bu bölgenin emlak gerçeğine aykırı. Florya’da tanıdığınız varsa sorun öğrenin. Çok açık. Ama Dursun Özbek’in hatalı anlaşması yüzünden Galatasaray’ın burada müdahale hakkı yok. Ben bir Galatasaray genel kurulu üyesi olarak dava açmayı düşünüyorum.

***********

BU FUTBOL FENERBAHÇE’NİN GENETİĞİNE AYKIRI

– Fenerbahçe’nin şansı nedir? Kötü oynuyorlar ama kazanıyorlar. Aykut Kocaman’ın lig için uzun soluklu bir hoca olduğunu söyleyebilir miyiz?

– Fenerbahçe taraftarı, Aykut Kocaman’ı sevmiyor, istemiyor. Şampiyon olsa da bu değişmeyecek belli. Fenerbahçe taraftarı, futbolu bilir, anlar ve sever. Bu futbol Fenerbahçe’nin genetiğine aykırı. Ahmet Suat Özyazıcı futbolu, Fenerbahçe taraftarını mutlu etmez.

***********

BELEDİYE TAKIMLARI TAM BİR REZİLLİKTİR

– Ümraniye, Süper Lig’e yükselebilir. Bu konudaki düşünceniz nedir? Belediye takımlarının lige katma değeri ne kadar olur?

– Belediye takımları tam bir rezilliktir. İstanbul’un 3 büyük takımı var. Bunlar onlarca branşta Türkiye’ye sporcu yetiştiriyorlar. Yüzmeden, atletizme, basketboldan küreğe, su topuna, masa tenisine kadar. Hem erkeklerde hem kadınlarda. Ve belediyeler bu takımların taraftarlarından topladıkları vergilerle kendi egolarını tatmin için proje futbol kulüpleri kuruyorlar. Sonra da siyasetçiler bu takımlara taraftar toplamak için talimat veriyorlar. Ayıptır, paraya yazıktır, spora hakarettir. Belediyelerin işi profesyonel futbol takımı kurmak değil. Spora önem vereceklerse halka spor yaptırsınlar, altyapı organizasyonları yapsınlar. Obezite almış yürümüş, şeker hastalığı rekor seviyeye çıkmış, gençler arasında uyuşturucu yaygınlaşmış. Buna karşı amatör sporlarla, halka spor yaptırarak mücadele etsinler. Farklı branşlara yönelsinler. Kendi kentlerinin takımlarına rakip çıkarmaya, paraları boşa savurmaya kalkışmasınlar. Belediyeler, başkanların özel merakları için, egolarını tatmin için kulüp kurup para harcama yeri değil. Ümraniye, Süper Lig’de oynasa ne olacak? Belediyelerin yaptığı belli. Kulüp kur, para harca. Sonra onu birilerine hediye et. İş mi bu!

Erişilebilirlik Araçları