Biri değer katıyor diğeri azaltıyor!

“Beşiktaş, elindeki oyunculara değer katıyor, Fenerbahçe’de ise oyuncular değer yitiriyor. Alper Potuk büyük değer değil miydi? Şimdiki haline bak. Ya da Ozan Tufan. Veya Fernandao. Ya da Stoch. Böyle birçok örnek var.”

Fenerbahçe, Kayseri’de ağır bir yenilgi aldı… Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

– F.Bahçe’nin durumu Beşiktaş’ın tam tersi. Beşiktaş, elindeki oyunculara değer katıyor, F.Bahçe’de ise oyuncular değer yitiriyor. Alper Potuk büyük değer değil miydi? Şimdiki haline bak. Ya da Ozan Tufan. Veya Fernandao. Ya da Stoch… Böyle pek çok örnek var. Kayseri maçı mesele değil. Mesele şu: Bir takım düşünün ki, teknik direktörü ve başkanı sürekli takımdaki oyuncuları aşağılıyor, yetersizliklerini, kabiliyetsizliklerini vurguluyor. O takım oynayabilir mi? O takım, takım olabilir mi?

10 MiLYON LİRALIK AMiGO!

Tabii bir de Volkan sorunu var. Volkan, F.Bahçe’den yılda 10 milyon TL para almanın yolunu bulmuş. Kaleciliği ile değil, amigoluğu ile kazanıyor parayı. Kaleye gelen 4 toptan birini içeri al ama bağır çağır, goygoy yap, rakibe küfret, bu yolla taraftarın veya yönetimin sevgisini kazan, parayı kap! F.Bahçe’nin 10 milyon TL’lik amigoya ihtiyacı yok. Kaleciye ihtiyacı var.

MERİÇ, 120 MİLYON’UN İSPATINI RİCA ETSİN

– Bana sormadığınız bir konuya girmem mümkün mü?

– Tabii buyrun…

– Arkadaşlar sayfanızda geçen gün Meriç kardeşim bir köşe yazısı kaleme aldı. Meriç’in her yazdığını satır satır okurum. Bunu da okudum. Meriç diyor ki, “Dursun Özbek Başkan 120 milyon TL cebinden verdi.” Sorum şu… Meriç bu parayı nerede görmüş? Çünkü ben hesaplarda göremedim. Sportif AŞ’nin hesapları açık. Orada Başkan’dan böyle bir giriş görünmüyor. Kulübün bilançosunda da ben göremedim. Meriç’ten ricam bu parayı nerede görmüş bana da göstersin. Yok eğer görmediyse ve yönetimdeki birilerinden gelen bilgiyse onlardan bunun ispatını rica etsin. Çünkü Meriç ciddi bir gazetecidir. Ayrıca yönetimin söylemlerinin etkisinde kalmış ve “500 milyon doların geleceğini görenler yönetime talip oldular” diye yazmış. Bu bazılarının söylemi olabilir ve bana ve benim bazı arkadaşlarıma karşı kullanıldı bu söylem. Bir televizyonda ben, Ali Dürüst ve Faruk Süren için söylediler bunu. Çok ayıp bu söylem. Ali Dürüst mü aday, ben mi adayım, Faruk Başkan mı aday? Biz yıllardır her hafta buluşuruz. Bir eski başkan ki, G.Saray’ın en başarılı başkanıdır, üç de eski 2. başkan, Atilla Donat, Ali Dürüst ve ben. Oturur sohbet ederiz. G.Saray’ı da konuşuruz, başka şeyleri de… Ben bu külübün 2. başkanlığı koltuğuna kulübün kasasında 1 kuruş yokken ve yüz milyonlarca borç varken oturdum. Sıfıra yakın bir borçla da Özhan Canaydın’a devrettik.

Bunu ben söylemiyorum, genel kurula verilen rapor söylüyor. Mali açıdan en başarılı dönemdir. Toplam 12 milyon borçla Canaydın’a verdik kulübü. Banka borcu ise 5 milyondu. Bu lafın muhatabı biz olamayız. Haa, başka birini kastediyorlarsa o zaman adını söylesinler.

TAKIM GİBİ TAKIM BEŞİKTAŞ

Ligde istikrarlı giden sadece Beşiktaş var. Kadrosunu da sürekli güçlendiriyor. Giderek lige ağırlığını koymaya başladı… Beşiktaş en büyük favori gözüküyor… Yorumunuz?

– Sezon başından beri favori Beşiktaş zaten. Lig başlarken de öyleydi, ikinci yarının iki maçı geride kaldı hala da öyle. Kötü oynarken de kaybetmediler, iyi oynarken de. Hakemler de Beşiktaş’ı seviyor bu sezon ve hakem yüzünden pek puan da kaybetmediler. Hatta oyuncuları da pek kırmızı kart cezalısı durumuna düşmedi.

Ama Allah var, takım olarak da iyiler. Daha doğrusu takım gibiler. Rakip kulüplere oranla daha makul ve iyi bir yönetimleri var. Mali sorunlarını çok ortalığa dökmüyorlar. Ve tabii Şenol Güneş gibi takım yaratmayı bilen bir hocaya sahipler. Güneş, Beşiktaş’a gelirken “Oyunculara değer katacak” demiştim. Çünkü Bursa’da bunu yapmıştı. Nitekim yine aynı şeyi yapıyor. Oyuncuların performansını yukarı çıkartmalarını sağlıyor.

Evet, favori Beşiktaş ama G.Saray da her şeye rağmen yabana atılacak takım değil. Beşiktaş da, F.Bahçe de G.Saray’ın sahasına gelecekler. Bu G.Saray için avantaj. Futbolcular Hamza’nın ilk senesinde olduğu gibi kafaya koyarlarsa, onlar da şampiyonluğu son maça kadar zorlarlar. Tabii tüm bu çekişme arasında Başakşehir aradan sıyrılırsa şaşırmam.

GALATASARAY’IN KADROSU BEŞİKTAŞ’TAN AŞAĞI DEĞİL

– Beşiktaş’ın Oğuzhan, Talisca, Q7, Babel gibi yaratıcı oyuncuları var… Siz futbollarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Beşiktaş iyi kadro ama daha ötesi iyi takım. Oğuzhan ciddi bir düşüş yaşadı ama şimdi toparlıyor. Q7 iyi oyuncu ama sorun yaratma kapasitesi de yüksek. Fakat Şenol Hoca sayesinde iyi gidiyor. Talisca uzun sakatlıklar yaşadı. Tam faydasını görmüş değil Beşiktaş. Babel iyi oyuncu ama kafası her zaman sahada olmayan bir oyuncu. Beşiktaş’ta o da havaya girmiş görünüyor şimdilik. Burada Şenol Hoca’nın önemi ortaya çıkıyor. Çünkü eğer mesele kadro ise Galatasaray da Beşiktaş’tan aşağı değil.

Sizin Beşiktaş’tan saydığınız isimlere karşılık ben de G.Saray’dan birkaç oyuncu sayayım ve siz karşılaştırın yetenek açısından: Selçuk, Bruma, Yasin, Sneijder, Podolski… Bunlar daha mı az yaratıcı?.

G.SARAY SAKATLIK YAŞAMAZSA ŞAMPİYONLUĞUN FAVORİSİDİR

– Galatasaray, Akhisar Belediye maçında çok etkiliydi. Bir hafta önce de çok kötüydü. Bu istikrarsızlığa rağmen sonuna kadar gidebilirler mi?

– Elbette gidebilirler. Önemli oyuncular sakatlık sorunu yaşamazsa, şampiyonluğun adayıdır G.Saray. Bu hocaya ve bu yönetime rağmen. Oyuncuları o kadar kaliteli ki, kafaya koyarlarsa sonuna kadar giderler. Selçuk biraz toparlar ve kafaya koyarsa, Sneijder bu hırsını sürdürürse giderler sonuna kadar. Ancak Akhisar maçı herkesi yanıltıyor. Akhisar’ın hocası Tolunay çok yanlış bir oyun oynattı takımına. Basının goygoyuna geldi ve G.Saray’ı küçümsedi. ‘Kolay gol yiyorlar, üzerlerine gideyim’ dedi ve 6 tane yedi. Bruma ve Sneijder’ı çok boşladı. Maçın gizli kahramanı ise bana göre Podolski’ydi. Çok önemli işler yaptı. G.Saray oyunu ileri doğru oynaması gereken bir takım ve bunu yapınca başarılı oluyor. Açın maçı izleyin. G.Saray’ın en az geri pas yaptığı maçtır bu maç. Geride ve orta alanda hiç boşa oyalanmadılar. Bu da rakibi boğan bir futbol ortaya çıkardı. Tabii Akhisar’ın çok güç kaybettiğini de unutmamak gerek.

GÜNEŞ ÜÇ BÜYÜK HOCADAN BİRİ

– Şenol Güneş’i, Türk antrenörleri arasında nereye koyarsınız?

– Benim bir yere koymama gerek yok. Dünya 3.’sü olmuş bir milli takımın hocası. Genelde takımlarının performansını yükseltiyor. Trabzon’da bile çok başarılı oldu. Bursaspor’da yaptığı ortada. Bir sürü yıldız yarattı ve F.Bahçe bunların hepsini aldı. Beşiktaş’ta yaptıkları ortada. Üç büyük Türk antrenörden biri. Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Şenol Güneş. Sıralamalarını siz kafanıza göre yapın. Bence 1 numara Mustafa Denizli’dir. Çünkü öncü olan odur. Onun başarıları olmasa diğerlerinin işi zor olurdu.

RAKİPLERİ ‘YILDIRIM KALSIN’ DİYOR

– Fenerbahçe’nin eksikleri size göre nelerdir?

– Fenerbahçe’nin en önemli eksiği yönetim. Daha doğrusu başkan. Tüm rakipleri, Beşiktaşlı olsun, Galatasaraylı olsun, Aziz Yıldırım’ın başkan kalması için dua ediyor.

‘BAŞKANIN OYUNCAĞI’ GİBİ GÖRÜLÜYOR

– Ağır yenilgiye rağmen F.Bahçe taraftarı neredeyse tepkisiz kaldı. Sanki her türlü umutlarını yitirmişler gibi. Sizce bu durum neden kaynaklanıyor?

– Daha önce de söyledim. F.Bahçe taraftarı futbol takımını gözden çıkarmış. Orayı Aziz Yıldırım’ın oyuncağı olarak görüyor ve artık umursamıyor. Sezon başında da söyledim, F.Bahçe artık taraftarı için bir basketbol kulübü oldu. Bak potadaki maçlarına. 50 bin kişilik salonda oynasalar 50 bin kişi gelecek maça. Orada yenilince üzülüyorlar. Futbol takımı umurlarında değil, çünkü Başkan’a kızıyorlar. Şimdi Başkan diyecek ki, “Basketbol takımını da ben kurdum.” Evet kurdun ama başında şahane bir adam var ve sen karışmıyorsun oraya ey Aziz Başkan. Futbolda da öyle yap o halde. İyi bir hoca getir, iyi bir takım kur. Bırak.

ÇOK KONUŞUYOR BOŞ KONUŞUYOR

– Aziz Yıldırım’ın, divan kurulunda yaptığı açıklamaları nasıl yorumluyorsunuz?

– Bunu soracağını tahmin ettiğim için az önceki yanıtımı kısa kestim. F.Bahçe 4 yemiş, şampiyonluktan uzaklaşmış, Başkan neler anlatıyor. “Quaresma bize gelmek istedi, o haber yolladı, bu haber yolladı…” Eeee, sonuç? Kayseri’den 4 yedin. Quaresma sana haber yolladı ama Beşiktaş’ta oynuyor. Gökhan Gönül ve Caner ise Beşiktaş’a gitti bile Başkan. “Belge sunarım” diyor. Sun o zaman ne bekliyorsun. Ayrıca de ki, Quaresma’nın menajeri sana gerçekten haber yolladı. Ne var bunda? Menajerin işi bu. Oyuncusuna alternatif yaratıp değerini artırmak. Quaresma haber yolladığında keşke alabilselermiş. F.Bahçe’nin ihtiyacı var böyle bir oyuncuya.

Aziz Yıldırım o kadar çok konuşuyor ve o kadar boş konuşuyor ki, artık hiçbir etkisi yok. Hiç demiryolu kenarında bir evde oturdun mu? İlk tren geçtiğinde sesten rahatsız olursun, hatta korkarsın. Sonra kulağın alışır. Tren geçtiğini bile farketmez hale gelir kulağın. Aziz Yıldırım da öyle. Artık duyulmuyor bile dedikleri.

KUPANIN CAZİBESİ YARI YARIYA AZALACAK

– Erken finali aratmayan kupadaki Beşiktaş-F.Bahçe derbisi için neler söylersiniz?

– Kupanın bu statüsünün çok da doğru olmadığını düşünüyorum. Güya yayıncı kuruluşa kıyak olsun ya da yayın değeri artsın diye böyle bir statüye geçildi ama sonuç ortada. Bu turda kupanın cazibesi yarı yarıya azalacak. Büyük takımlara haksızlık var. Avrupa’da oynayan takımlar bu statü yüzünden gereğinden fazla lüzumsuz maç oynuyorlar. Hadi yayın geliri için bu oldu diyelim. Sonuçta rating ve gelir değeri olan takımlar çok erken elenecekler. En azından bir bölümü. Bu da yayın gelirini ve yayıncı açısından cazibeyi düşürecek bir faktör. 2005’te Fenerbahçe- Galatasaray finali oynanırken Kanal D’nin başındaydım. Tek maça 1 milyon dolar vermiştik ve muazzam bir gelir yaratmıştı kanal.

Erişilebilirlik Araçları