Medya bırakırsa olay kapanır

“Olay çözülmüş, tatlıya bağlanmış. Bitmiş. O geri adım attı, bu ileri adım attı diye bakmayın. Bana göre Terim, ileriye doğru bir adım attı. İyi de yaptı. Ama etraftan fişteklenirse olay kapanmaz. Medya bırakırsa bu olay kapanır.”

  • Milli Takım’da yaşanan olaylar şu anda soğumaya bırakıldı. Mart ayına kadar maç yok. Şöyle bir geriye baktığınızda bu yaşananlardan geriye neler kaldı? Terim’in basın toplantısında yaptığı açıklamaları nasıl buluyorsunuz? Tatmin oldunuz mu?

– Evet oldum. Milli Takım’la ilgili sorun neydi? Bazı başarılı futbolcuların, formda futbolcuların Terim’in verdiği ceza yüzünden Milli Takım’da yer almaması ve bunun Milli Takım’ın performansını olumsuz yönde etkilemesi değil miydi? Ne dedik biz; “Arda ve Burak ve hatta Selçuk ve belki Gökhan Gönül, Milli Takım’da yer almalı.” Sonunda Terim ne yaptı? Kendi inadından şu veya bu şekilde vazgeçti ve bu önemli futbolcuları takıma aldı. Eee, bizim istediğimiz, Türk futbolunun uluslararası başarısını isteyenlerin talebi de bu değil miydi? Terim, kendini inkar etme pahasına doğru olanı yaptı mı, yaptı. Peki, siz şimdi niye Terim’i eleştiriyorsunuz? Almasa kızıyorsunuz, alsa kızıyorsunuz. Ne yapsın bu adam? Ne diye konuya “Arda, Terim’i yendi” diye bakıyorsunuz. Niye, “Türk futbolu kazandı” diye bakmıyorsunuz? ‘Siz’ diyorum ama üzerinize alınmayın, Türk spor basınını kastettiğim için ‘siz’ diyorum. Şahsınızı değil. Olay çözülmüş, tatlıya bağlanmış. Bitmiş. Bitirin artık bu konuyu. O geri adım attı, bu ileri adım attı diye bakmayın. Bana göre Terim, ileriye doğru bir adım attı. Hatalı durduğu yerden ileri doğru bir adım attı. İyi de yaptı.

MESELE TERİM’İ YEMEK Mİ?

Bu yara dikiş tutar mı? Ateşkes artık bozulur mu?

– Yarayı kendi haline bırakırsanız iyileşecek de bırakmıyorsunuz ki! Hala kaşıyorsunuz üzerini. Arda, Terim’i yendi, Terim yenildi diye bakarsanız, Arda ile Burak’ın nerede ne zaman, hangi gerekçeyle çekildiği belli olmayan şarkı söyleme videolarını gündeme taşırsanız, yara kapanmaz. Halbuki futbolcularımızın büyük bölümü, özellikle de Arda gibileri iyi çocuklar. Onlar olayı unuturlar gider. Ama etraftan fişteklenirse olay kapanmaz. Medya bırakırsa bu olay kapanır. Şuna karar verin. Mesele Terim’i yemek mi, yoksa Türk futbolunu iyiye götürmek, başarılar elde etmek mi? Benim gördüğüm şu: Kimse başarı falan aramıyor. Şu Terim’i yiyelim, gerisini düşünürüz modunda herkes.

EN BÜYÜK SUÇ TFF’NİN

Bu olaylar sırasında TFF’nin tavrı için ne diyeceksiniz?

– Rezalet. Başından beri söylüyordum; bu sorun bir büyüğün devreye girmesiyle bir telefonda çözülür diye. Hatta galiba burada size söyledim, “İsterseniz ben araya gireyim” diye. Federasyondan saygın biri bu işi başından çözebilirdi ama korktular, tavşan boku gibi davrandılar. Bu olayda en büyük suç federasyon yönetiminde! İş bu hale gelmeden, bir günde çözebilirlerdi.

EMRE SAHA İÇİNDE BERBAT, SAHA DIŞINDA ŞEKER ÇOCUKTUR

Görünen şu ki bütün krizi Emre çözmüş. Terim, Emre’den Milli Takım’ın yararlanabileceğini de söyledi. Siz Emre için ne diyeceksiniz?

– Emre saha içinde ne kadar berbat bir adamsa, saha dışında da o kadar şeker bir çocuktur. Krizi Emre mi çözmüş yoksa bir noktada Emre de mi çözüme dahil olmuş, emin değilim. Ama sonuçta iyi bir şeyin içinde olmuş. Emre, federasyonda görev almalı mı, bilemiyorum. Saha içinde rakiplerinde bıraktığı izlenim pozitif değil.

TERİM BAŞARISIZ DEĞİL

Fatih Terim’in hemen görevinden istifa etmesi gerektiği görüşünü taşıyan bir bölüm var. “Hocanın acil olarak görevden ayrılması ve en azından birkaç yıl dinlenmesi gerekir” deniliyor. Sizin görüşünüz nedir?

– İnsanların istifa etmesine karar verecek merci siz misiniz, ben miyim? Herkes kendi kararını kendi verir. Biz eleştirebiliriz, o ayrı. Federasyona “Görevden al” da diyebiliriz. Baştan beri söylediğim bir şey var. Biz grupta normalde Hırvatistan’a yenilirdik, İzlanda’ya yenilirdik. Sahamızda kazanırdık. Yani aslında olması gerekenden çok daha başarısız bir durumda değiliz. Terim’in hatası; Arda meselesi diyebildiğimiz bir mesele üzerinde kilitlenmesiydi ve çözüldü. Artık Dünya Kupası finallerine katılıp katılmama durumu netleşinceye kadar Terim’in istifasını ya da görevden alınmasını isteme gibi bir durum olamaz. Olmamalı da. Başarısız olursa gider. Ha, Kosova’ya yenilirse de istifa etmesi gerekirdi ama yine de bunu, söyleme hakkına sahip olmadan söylüyorum. Terim’in bin tane hatası vardır; çok sevilmesi gerekirken, kendini çok antipatik hale getirme gibi bir hataya imza atmıştır, falandır filandır… Ama sonuç olarak o, başarısız bir hoca da değildir. Yeterlidir, yetersizdir bilemem ama elde ettiği sonuçlar açısından başarı oranı yüksektir. Bence, Terim egosunu biraz kontrol altına alır ve başarıyı da başarısızlığı da aynı ölçüde tevazuyla kabul ederse çok daha doğru yapar.

BERABERLİK G.SARAY İÇİN İYİ SONUÇ

Hafta sonunda ortalık şenlenecek. Öncelikle derbi için ne söyleyeceksiniz?

– İnşallah olaysız, kazasız, belasız bir derbi olur. En önemli isteğim bu. Sonraki isteğim Galatasaray’ın bu maçı kazanması. İnşallah.

G.Saray’ın hocasına sorsalar “Rakipten kimi istemezsin?” diye, söyleyeceği dört isim var: Ozan Tufan şüpheli, Mehmet Topal cezalı, Lens sakat, RvP de malum gözünden sakat… Bu, G.Saray için büyük bir fırsat olarak görülüyor. İlk kez böyle bir şansı yakaladılar. Sizce o sene, bu sene olabilir mi? Çünkü rakibin yüzde 70’i yok sayılır.

– Vallahi iş öyle bir hale geldi ki, ‘Fenerbahçe oyuncusuz kalsa, malzemecileri, top toplayıcıları alıp sahaya çıksa; Galatasaray, Saracoğlu ya da Ülker Stadı’nda kazanamaz’ diye bir algı oluştu. Tabii ki, Lens ve Topal’ın olmaması büyük avantaj ama Fenerbahçe’nin hocası da büyük maçlarda hep iyi sonuçlar aldı. Galatasaray’da ise başından beri söylediğim bir teknik direktör sorunu var. Kağıt üstünde şanslar eşit. Hatta Galatasaray lehine bile olabilir ama ben beraberliğin Galatasaray için iyi sonuç olduğunu düşünüyorum. Çünkü Fenerbahçe yenerse Galatasaray’ın üzerine çıkıyor sıralamada. Ben burada hep ne dedim; ‘Fenerbahçe’ye bu kadar saldırmayın, üç maçta her şey değişir’ demedim mi! Bu açıdan moral olarak bu maç önemli.

RİEKERİNK BAŞAKŞEHİR MAÇINI KALDIRABİLDİ Mİ Kİ DERBİYİ KALDIRACAK

Riekerink bu maçı ne kadar kaldırabilir? Sizce ne yapmalı?

– Riekerink, bu maçı ne kadar kaldırabilir. Vallahi Riekerink açısından sadece bu maç değil, diğer maçlar da sorunlu geçti. Başakşehir maçını kaldırabildi mi ki, ‘Fenerbahçe maçını kaldırabilir mi?’ diye soruyorsunuz. G.Saray’da bir de belli ki, takım içi sorunlar da var. Tek sorun Riekerink değil yani. Bence en azından Podolski ile başlamalı. Sow’u da özel olarak kontrol ettirmeli.

DERBİDE STATTA 50 BİN KİŞİ OLUR

F.Bahçe taraftarı bu sene maç seçiyor. Bu maçta stat muhtemelen dolu olacak. Ne kadar etkiler?

– Kesin dolar. Fenerbahçe taraftarı için Galatasaray’dan daha büyük bir şey yok. 50 bin kişi olur ve çok etkiler.

FEDERASYON VE HAKEMLER KÜFRÜ ENGELLEYECEK KARAKTERDE OLMALI

Derbi provası salonda yapıldı. Baskette Fenerbahçe yine rahat yendi ama artık her iki salonda yaşanan klasik olaylar yine yaşandı. Ve enteresandır, olayların kahramanları yine hemen hemen aynı. Göksenin küfür etmediğini, F.Bahçe taraftarı da küfür ettiğini söylüyor. Siz ne diyeceksiniz?

-Göksenin küfür etti mi bilmiyorum ama Göksenin’e çok küfür edildiğini biliyorum. Göksenin de galiba bir çorap çekme hareketi yapmış farklı algılanabilecek. Ben sporcuların, tribünlerle böyle diyaloglara girmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ya da ‘yeter ulan’ diyerek dalacak ve profesyonel spor hayatımızı sonlandıracağız. Bakın ben sporcu değilim. Ama bir maçta tribünlerden dakikalarca küfür yedim. Dönüp bakmadım bile. Göksenin de buna kulağını tıkayacak. Tabii federasyon ve hakemler de o küfrü engelleyecek karakterde olacak. Göksenin bilse ki kendisine küfür edenler federasyon tarafından cezalandırılacak, o da dayanır ama federasyonlar adam olmadığı için küfür yediğinle kalıyorsun. Ama yine de sporcu tribünle muhatap olmayacak. Küfre verilecek en iyi yanıt, rakibi yenip o küfürbazların evlerine üzüntüyle dönmesini sağlamaktır.

AZİZ YILDIRIM’IN ANONS YAPMASI KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİL

Ergin Ataman anons konusunda kural hatası işlendiğini belirtti ve bu olayı garipsediğini söyledi. Ama bu olaylar daha önce Abdi İpekçi’de de yaşandı. Örneğin; UltrAslan liderlerinin mikrofon alıp anons yaptığı günler olmuştu. Burada iki tarafın da birbirini suçlamaması gerektiği görüşü hakim. Çünkü her ikisi de aynı şeyi yapıyor. Yani kimse masum değil. Siz ne diyorsunuz?

– Aziz Yıldırım sık sık mikrofonu eline alıyor. Aynı şeyi futbol maçında da yaptı. Bazı siyasetçiler gibi oldu Aziz Bey de. Tabii karşılaştırma iyi niyetli değil. Biri başkan. Kurumsal bir kimlik. Olayları yatıştırmak için devreye girmesi çok da kötü bir şey değil. Aziz Yıldırım’ın futbol maçında mikrofondan tribünlere fırça çekmesi garipti asıl.

G.SARAY VE F.BAHÇE’Yİ KIZDIRMASINLAR

1 hafta sonra bir ihale olacak. Bu konuda herkesin görüşü alınıyor. Peki, siz ne diyeceksiniz? Yeni ihalede neler yapılmalı ve ne olmalı? Ayrıca paylaşım nasıl yapılmalı?

– En çok gelir nasıl elde edilecekse o yapılmalı. Ben parçalamamaktan yanayım çünkü sanki en iyi para öyle sağlanır gibi geliyor. Asıl olan şu; Türk futbolunun marka değerini yükseltecek işler yapılmalıydı. Futbol düşüşteyken, ortada adı konmamış bir ekonomik kriz varken, taraftar futboldan uzaklaşıyorken, Digitürk üye kaybederken ben ortada uçuşan rakamları çok gerçekçi bulmuyorum. İnşallah yanılırım. Paylaşıma gelirsek. Ben en büyük payın Galatasaray ve Fenerbahçe’ye ait olması gerektiğini savunuyorum. Bunu savunmaya da devam edeceğim. Abonelik gelirlerinin yaklaşık yüzde 80’i bu kulüplerin sayesinde oluşuyorsa aslan payını da onların alması normal. Galatasaray ve Fenerbahçe’yi kızdırmasınlar. Havuzdan bir çıkarlarsa bakın bakalım o ihale kaç para eder.

Erişilebilirlik Araçları