Özbek Brothers (kardeşler) neyi düzgün yapıyor ki!

“Özbek Brothers, olmayan saygınlıklarını ve otoritelerini böyle cezalarla sağlamaya çalışıyor. Madem böyle yönetmelik vardı, o zaman ilk kartta uygula, futbolcular da işin ciddiyetini anlasınlar. Sen yönetmeliği uygulama, Sneijder röportaj yaptı diye raftan indir. Kimse yemez bunu. Özbek Brothers yönetimi neyi düzgün yapıyor ki, bunu yapsın, neyi profesyonelce çözebildi ki bunu çözsün!”

– Galatasaray’da ceza olayı için ne diyeceksiniz? Başkan Dursun Özbek ceza yönetmeliğinin futbolculara sezon başında verildiğini açıkladı. Bu yönetmeliği kabul etmeyenlere noter kanalı ile iletilmiş. Elbette ki bu kriz daha profesyonelce çözülebilirdi. Sizce futbolcuların hiç mi suçu yok?

Bir kulüp yönetiminin o kulüp sporcuları üzerindeki saygınlığı ve etkinliği, o yönetimin, toplumun genelindeki saygınlığı ve etkinliği kadardır. Galatasaray taraftarı, Galatasaray camiası, Özbek Brothers yönetimine ne kadar saygı duyuyor ve güveniyorsa futbolcular da o kadar saygı duyar ve güvenir. O yüzden de ortaya böyle tablolar çıkar. Özbek Brothers da olmayan saygınlıklarını ve otoritelerini böyle cezalarla sağlamaya çalışırlar. Madem böyle bir ceza yönetmeliğin vardı, o zaman ilk kartta uygula, futbolcular da o zaman işin ciddiyetini anlasınlar. Ama sen yönetmeliği uygulama uygulama, sonra Sneijder bir röportaj yaptı diye raftaki yönetmeliği uygulamaya koymaya çalış. Kimse yemez bunu. Özbek Brothers yönetimi neyi doğru düzgün yapıyor ki, bunu yapsın, neyi profesyonelce çözebildi ki, bunu çözsün? Galatasaray ve Özbek Brothers demeyin bana. Cinlerim tepeme çıkıyor.

– Peki bu kriz nasıl çözülecek? Siz olsanız ne yapardınız?

Ben veya Galatasaray’ı bilen arkadaşlarımızdan biri yönetimde olsaydı işler zaten bu noktaya asla gelmezdi. Özbek Brothers yönetimi sadece s..makla kalmıyor. Sonra bir de sıvıyor. Abdurrahim veya Ali veya o tarz biri yönetimde olsaydı Sneijder zaten öyle bir demeç vermezdi.

BÖYLE BAŞKANA BÖYLE HOCA

– Galatasaray kadrosunu gördünüz. Belki 1-2 rötuş yapılacak. Hollandalı hoca bu sene Avrupa kupalarına katılmamanın bir avantaj olacağını söylüyor. Siz ne diyeceksiniz?

Lige de katılmasalar daha büyük avantaj olacakmış demek ki! Böyle bir kafa görmedim ben. İlkokul öğretmeninden üniversite hocası yapmaya kalkarsan böyle saçmalıklar dinlersin. Ulan ligde şampiyon olamazsan seneye de Avrupa’ya gidemezsin be adam. Böyle başkana böyle hoca. Tencere kapak. Yeter sorma. Tansiyonum çıkıyor.

 

DİVAN TOPLANTISI YOK HÜKMÜNDE

Bugünkü divan toplantısında Dursun Özbek, Riva ve Florya için bilgi verecek. Siz bir divan üyesi olarak neyi öğrenmek istiyorsunuz? Ve neyi sormak isterdiniz?

Rezaletin en büyük olduğu yere geldik. Bak sevgili kardeşim, bu Divan Kurulu toplantısı Galatasaray’ın bitişinin ilanıdır. Galatasaray Divan Kurulu toplantısı tarihinde ilk kez Galatasaray dışında bir yerde toplanacak. Bu olacak iş değil. Tarihimizde ilk kez Divan, başkanın ayağına gidiyor. Özbek Brothers’ın otelinde yapılacakmış toplantı. Yuh artık! Bunu Divan Başkanı İrfan Aktar’a sorduk “Nasıl olur böyle bir rezalet?” diye. Yok efendim lisedeki salonda tadilat varmış, yok şuymuş yok buymuş. Kardeşim TT Arena’nın altında toplantı salonu var. Hiçbir halt bilmiyorsan, orada yaparsın. Koca Galatasaray Divan Kurulu, başkanın oteline mi gider? Örneği yok bunun. Divan Başkanı İrfan Aktar’a sesleniyorum. Bu rezalete “dur” deyin.

Sorunuza dönersek. Ben Özbek’in otelinde yapılacak Divan Kurulu toplantısını yok hükmünde sayıyorum. O yüzden de soracağım hiçbir şey yok.

– Hiçbir diyeceğiniz yok mu!

Bazı Galatasaraylı dostlarımla görüştüm. İlk genel kurulda bir önerge vereceğim. Galatasaray’ın artık sportif branşlarını kapatıp, sadece bir gayrimenkul şirketi olarak yoluna devam etmesini önereceğim.

 

PALAVRADAN PROJELER ORTAYA KOYUYORLAR

– Anlamadım!

Ben de anlamıyorum zaten. Özbek Brothers ortaya palavradan projeler koyuyor. İçeriğini bilmediğimiz gayrimenkul projeleri. O noktada iki sorun var. Birincisi bunların gerçekleşmesi uzun bir süreç. De ki, her şeyi şahane planladılar ve tıkır tıkır gidecek. Bu projelerin hayata geçip nakde dönmesi en az 5-6 yıl. Peki bu 5-6 yıl boyunca Galatasaray nasıl dönecek? Ne yapacaklar, bu anlaşmaları kırdırıp nakit mi üretecekler? Bunun Galatasaray’a maliyeti ne olacak? Bunun yanıtını bilmiyoruz ve Özbek Brothers da bilmiyor muhtemelen. İkincisi bu gelen para nasıl değerlendirilecek? Bununla ilgili tek kelime yok. Sportif alanda ne yapılacak? Başarı nasıl gelecek? Ayrıca değerlendirilecek gayrimenkuller kulübün malı, borçlu olan ise Sportif AŞ. Bu para oraya nasıl aktarılacak? UEFA’nın bununla ilgili regülasyonları var, onlar nasıl çözülecek? De ki, çözüldü plan ne? Nasıl bir takım, nasıl bir spor yönetimi? Bu soruların yanıtını veren yok, daha da beteri merak edip soran da yok.

 

ARDA TURAN PLAYSTATİON’DA DEĞİL, SAHADA ÇALIŞMALI

– Arda için bu yıl kabus yılı oldu. Şimdi de Barcelona satış listesine koydu. Bu Arda nasıl düzelecek? Elimizdeki bir tek yıldız var ama onu da kaybetmek üzereyiz…

Barcelona satış listesine koydu mu, emin değilim. Ayrıca elimizde tek yıldız da yok. Artık şahane bir Emre Mor’umuz var. Arda da toparlar bence. Futbola dönmesi lazım. Tatil yapacağına kısa bir dinlenmenin ardından gidip bireysel de olsa antrenmanlara başlaması, takımın antrenmanları dışında özel antrenmanlar yapması lazım. PlayStation’da değil, sahada çalışması lazım. Her fırsatta Türkiye’ye gelmemesi lazım. Türk medyasını okumaması lazım. Özellikle de magazin basınını. Kendine arkadaş grubu değil, futbolunu geliştirecek bir grup kurması lazım. Ne bileyim belki bir psikolog, bir özel antrenör gibi. Arda çok düzgün, çok iyi çocuktur. Toparlar ama toparlamaya niyetlenmesi lazım.

 

BEŞİKTAŞ’IN DURUMUNA ÜZÜLÜYORUM

– Bu sene üç büyüklerde sıkıntılar bitmiyor. Beşiktaş, Gökhan Gönül’ü aldı ama Sosa ve Atiba’nın durumu belli değil. Gökhan Töre de gitti. Neler oluyor Beşiktaş’ta. Şampiyonlar Ligi için tehlike sinyalleri mi çalıyor?

Beşiktaş’ın bu durumuna üzülüyorum. Eğer o kadroyu dağıtmayıp takviye etselerdi birkaç yıl üst üste şampiyon olurlardı. Ama Töre gitti. Sosa gidiyormuş. Atiba da giderse büyük kayıp. Yerleri dolar ama oturmuş takımın bozulması iyi bir şey değil. Ama Fikret Orman stada kilitlenmişti. Stat bitti, o mutlu. Gerisi tatsız bir sezon başlangıcı olacak Beşiktaş için.

 

ŞEREN’E ALLAH RAHMET EYLESİN

– Efsane Turgay Şeren’i kaybettik. Haberi alınca ne hissettiniz?..

Uzun yıllardır tanıdığım bir ağabeyimizdi. Çok çekmeden bu dünyadan gittiği için şanslı diye düşündüm. Biz onu Galatasaray formalı haliyle hatırlamak isteriz, tekerlekli sandalyeli haliyle değil. Allah rahmet eylesin.

 

RONALDO SPORDAKİ KAHRAMANIM

“Adam 31 yaşında heykel gibi, bizimkilerin göbeği benden büyük. Portekiz’i yalnız bırakmamak için futbol hayatını riske etti. Bu adam kahramandır. Vergi kaçakçısı Messi’yi sevip Cristiano Ronaldo’dan hazzetmeyenleri anlamıyorum”

BERBAT BİR ŞAMPİYONAYDI

– Avrupa Şampiyonası bitti. Sizde ne gibi tatlar bıraktı?

Çok kötü bir tat bıraktı. Turnuva başladığı günden beri aynı şeyi söyleyip duruyorum. Milli takımlar düzeyinde futbol artık izleyenlerde kötü bir tat bırakıyor. Düşünün ki, futbolun en üst düzeyde oynandığı Avrupa’nın milli takımlar arası şampiyonasında kayda değer tek bir takım yok. Biraz iz bırakan tek takım İzlanda ise varın gerisini siz düşünün. Almanya bile tatsız, gol atamayan bir futbol oynuyor. Fransa’da şahane oyuncular var ama başlarında doğru düzgün bir teknik direktör olmadığı için verimsiz ve sevimsiz bir futbol oynuyorlar. Kulüp takımlarında muazzam performans gösteren oyuncuların milli takımdaki halleri inanılır gibi değil. Açıkçası berbat bir şampiyonaydı. Zaten turnuvanın Türkiye’den sonra en kötü takımlarından biri olan Portekiz şampiyon olarak bu berbatlığı taçlandırdı.

YABANCILAR GİTTİKLERİ ÜLKENİN MİLLİ TAKIMINDA OYNASIN

– Bunu çözmek için bir öneriniz var mı?

Var ama biraz saçma gelebilir okuyanlara. Ben milli takımların o ülkenin liginde oynayan futbolculardan oluşmasını önereceğim. Mesela Ronaldo, Messi gibi İspanya Ligi’nde oynayan oyuncular, İspanya Milli Takımı’nda oynasınlar. Nani, Quaresma gibi oyuncular da Türkiye’de. Diyeceksiniz ki, “O zaman hep İspanya veya İngiltere şampiyon olur” Hayır, olmaz. O zaman pek çok şey değişir. Federasyonlar takımların iyi yabancı almasını teşvik edecek hamleler yaparlar. Çok şey farklılaşır futbolda. Tabii biraz ütopik ama fikir sonuçta.

KALSAYDI NANİ’YE YAZIK OLURDU

– Fenerbahçe’den ayrılan Portekizliler, Avrupa Kupası’nı kaldırdı. Acaba kalsalardı bu sezon daha farklı olabilir miydi?

Sadece F.Bahçe’nin değil, Beşiktaş’ın da oyuncusu vardı. Quaresma ve Nani sahadaydı ve ikisi de çok iyiydi. Quaresma bu sene Beşiktaş’a çok katkı sağlar. Ancak Nani ve Alves, F.Bahçe’de kalsa da bir şey değişmezdi. Çünkü at sahibine göre kişner. O hoca ve o yönetimle Nani’ye de yazık olurdu. Gitmesi daha iyi. F.Bahçe de biraz para kazanmış olur hiç olmazsa.

– Dünya’da bir CR7 çılgınlığı aldı başını gidiyor. Adam bir geceliğine bütün dünyayı Portekizli yaptı. Türkiye’de genelde herkes Ronaldo yüzünden Portekiz’i tuttu. İnsanlar bizim takımda bulamadıklarını onun gözyaşlarında buldu gibi. Sizin yorumunuz nedir?

Maçtan önce bir kadın gazeteci arkadaşım bana Whatsapp’tan mesaj atmış. “Ronaldo’ya o kadar gıcık oluyorum ki, Fransa kazansın istiyorum” diye. Ben de ona Ronaldo’nun çok iyi bir insan olduğunu, her yıl Filistinli çocuklara milyonlarca dolar yardım yaptığını, herkese iyilik yapan, kanser hastalarına milyonlarca Euro yardım eden şahane bir insan olduğunu anlatan bir yanıt verdim. Ronaldo benim spordaki kahramanım. Hem sporculuğu ile hem insanlığı ile. Geçen haftalarda Arda’ya burada örnek verdim Ronaldo’yu. 31 yaşında. Tatmadığı başarı kalmamış ama hala öküz gibi çalışıyor, hala süper formda olmak için uğraşıyor.

Gerçek bir atlet. Sahada soyundu gördünüz. Heykel gibi. Bizimkilerin ise göbeği benden büyük. Ronaldo gerçekten spor dünyasının önemli bir figürü. Ve onca başarıya rağmen hala büyük bir başarı açlığı içinde. Milli takımını şampiyon yapmak için varını yoğunu ortaya koyuyor. Yılda 80 milyon Euro kazanıyor ve milli takımını yalnız bırakmamak için futbol hayatını riske ederek sakatlandığı halde maça devam etmeye çalışıyor. Bu adam kahramandır. Büyük adamdır.

Örnektir. Vergi kaçakçısı, üçkağıtçı Messi’yi sevip Ronaldo’dan hazzetmeyenleri anlamıyorum. Belki de Messi karakter olarak bizim ülkeye daha uygun olduğu içindir.

 

BİZ NEYİZ Kİ ÖZÜR DİLESİNLER!

– İnsanlar, EURO 2016’da yaşananları unutmuyor. Şu ana kadar da TFF’den, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’den ya da milli kaptanlardan yaşananlarla ilgili tek bir özür dahi gelmedi. Siz ne diyeceksiniz?

Gelmez tabii. Türkiye’de kim hatasından ötürü özeleştiri yapıp özür diliyor ki! En azından Türk milletinden. Bu ülkenin vatandaşlarından. Tabii ki Terim ve futbolcular da dilemeyecek. Biz neyiz ki! Şimdi ben Fatih Terim’in çıkıp “Dönemin Türkiye Futbol Direktörü’ne mi sordunuz o kötü futbolu oynarken” demesini bekliyorum.

 

Erişilebilirlik Araçları