Neyin kıymetini bildik ki!

“Pazar akşam üzeri ‘Yahu bir boşluk var’ diye düşündüm. Tabii biz millet olarak neyin kıymetini biliyoruz ki, futbol eksik kalsın! Şu güzelim ülkenin kıymetini bildik mi?”

-Sokaktaki adam bile dün yanındaki arkadaşına ‘Bu hafta maç yok mu?’ diye soruyordu. Dün serviste çocuklar Belçika Ligi’nden maç izliyordu. Galiba kıymetini bilmiyoruz. Siz ne düşünüyorsunuz?

Dün değil de pazar günü diyelim. Bence abartıyorsunuz. Farzet ki milli maç arası vardı. Tabii aslında haklısınız. Pazar günü evde arkadaşlar vardı. Beraber yemek yedik, içtik, gırgır yaptık. Sonra akşam oldu herkes evine. Halbuki bizim hafta sonu ritüeli böyle değildir. Yer içer, sonra da maç seyrederdik hep beraber. Veya kalkıp maça giderdik. Pazar akşam üzeri ben de aynen sizin gibi “Yahu bir boşluk” var diye düşündüm. Tabii biz millet olarak neyin kıymetini biliyoruz ki! Şu güzelim ülkenin kıymetini bildik mi? Bu ülkeyi yoktan var eden Atatürk’ün kıymetini bildik mi! Bize bıraktığı çağdaşlığın kıymetini bildik mi! Komşularımızla huzur içinde geçinmenin kıymetini bildik mi! Değerli insanlarımızın kıymetini bildik mi! Neyin kıymetini bildik de futbol eksik kaldı.

 

YASA ÖNCE YÖNETİCİLERE UYGULANMALI, DAVALAR AÇILMALI

-TFF Başkanı Demirören, bizim Habertürk yazarlarının ortaya koyduğu teşhisleri neredeyse bire bir Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anlattı. En önemlisi 6222’nin tam olarak uygulanmasını ve RTÜK’ün harekete geçmesini istedi (bazı programlar için). Siz ne diyorsunuz?

Demek ki, bizi okumuş. Söylediklerimiz doğruydu. Eksikti belki ama doğruydu. Doğruluğu şuradan belli, pazar akşamı bazı televizyonlarda bana ağır hakaretler edilmiş. Ben o programları epeydir izlemiyorum ama gece yarısı arayıp “Abi sana sövüyorlar” dediler. Onların sövgüsü bana övgüdür aslında. Ben o günkü toplantınızda da bunu söyledim. Şike Yasası diye bilinen yasa aslında şiddetin önlenmesine dair yasa. Yöneticilere uygulanmalı. Davalar açılmalı. Adam çıkıyor “Ben federasyonun verdiği cezayı takmam” diyor. Marifet gibi. Hadi bakalım Türk yargısının verdiği cezayı da takmasın görelim. Ama tabii arkasına taraftarı alıp onu da takmayacağını düşünüyor. Ki haklı da olabilir. Örneklerini gördük.

 

FUTBOL SORUNLARINI İÇİNDE ÇÖZMELİ

-Cumhurbaşkanı’nın futbolcular ile yaptığı toplantıyı çok olumlu buluyorum. Ama bence en kısa sürede özellikle bir araya gelmeyen başkanlarla da bu toplantıyı yapması gerekir diye düşünüyorum. Sizin görüşünüz nedir?

Hiç ama hiç katılmıyorum. Futbolla siyasetin iç içe geçmesini asla arzulamıyorum. Futbol kendi sorunlarını kendi içinde çözmeli. Siyaset bu işe yasalarla destek verebilir. Ayrıca da yasa yapılacaksa, düzenleme yapılacaksa yetki TBMM’de, çoğunluğun lideri olarak Başbakan’da…. Başbakan niye yapmıyor bu toplantıyı? Bence TBMM bir komisyon kursun, takım yöneticileri ve futbolcular bu komisyonda konuşup anlatsınlar. Sonuçta yasayı çıkaracak olan Meclis, Saray değil.

 

DURSUN ÖZBEK’İ, ADNAN ÖZTÜRK’E TERCİH EDERİM

-Galatasaray’da şu anda gerçek anlamda en güçlü aday Dursun Özbek gibi duruyor. Sizce de öyle mi? Son anda bir şeyler olur mu? ‘Dream Team’ devreye girebilir mi, ikna olabilirler mi?

Dursun Özbek ve Adnan Öztürk yarışacak gibi… Dursun Özbek’i, Adnan Öztürk’e tercih ederim. Öztürk’ün Galatasaray’da bir başarısı yok, bir iş yapmışlığı da yok. Üstelik de Ribery’nin bedavaya kaçmasının ve Bruno gibi felaket bir menajer belasının Galatasaray’ın başına açılmasının sorumlusu da Adnan Öztürk. Bruno’yu kulübe sokan o. Ben başından beri aynı şeyi söylüyorum. Galatasaray’da Başkanlık “Ucuzladı”. Birkaç ay yöneticilik yapan hemen başkan adayı olabiliyor. Eskiden böyle miydi?

Alp Yalman, 20 yıl yöneticilik yaptı. Sonunda 2. Başkan oldu, Başkan oldu. Faruk Süren keza 20 küsur yıl yöneticilikten sonra Başkan oldu. Canaydın öyle. Adnan Polat öyle. Şimdi herkes aday. 3-5 aylık tecrübeyle. Ne diyeyim Galatasaray’ı bu hale getirenler utansın. Taşın altına elini sokana da kolay gelsin.

Dream Team’den kastınız ne bilemiyorum. Her hafta Faruk Süren, Ali Dürüst, ben buluşup yemek yiyoruz. Geçen hafta da bu konuları konuştuk biraz. Dursun Özbek’ten başka aday yok. Hiç değilse iyi bir kadro oluştursa da ileriye dönük olarak rahatlasak.

 

ADINI ANMAK İSTEMİYORUM

-Ünal Aysal aday olmayacağını resmen açıkladı. Şöyle bir yorum var. Sayın Aysal ibra olabilmek için son zamanlarda başkan olabileceği havasını verdi. İbra olduktan sonra da bıraktı. Siz ne diyorsunuz?

Galatasaray’ı bu hallere düşüren bu kişinin adını dahi anmak istemiyorum!

 

AYSAL TARAFINDAN BESLENEN BAZILARI İSTEYEBİLİR!

-Taraftarın büyük bir bölümünün hala Aysal’ı istemesine ne diyorsunuz?

Hangi taraftardan bahsediyorsunuz. Taraftarın büyük bölümünün Ünal Aysal’ı istediğini nereden biliyorsunuz, anket mi yaptınız. Yok öyle bir şey. Aysal tarafından beslenen bazıları böyle bir istekte bulunabilir. Ama çoğunluk Galatasaray’ı bırakıp kaçanı ve borç batağında bırakanı istemez. Ayrıca de ki istiyorlar. Çoğunluğun istediği her zaman doğru mudur? Çoğunluklar bazen ülkeleri batağa sürükleyen yolun taşlarını döşeyebilirler farkında olmadan.

 

EMRE NE DEMİŞTİR ACABA?

-Kasımpaşa kaptanı Adem Büyük, saha içindeki sıradan forma değişimi yüzünden bile binlerce küfür işittiklerini ve bu fanatizmin bütün futbolcuları rahatsız ettiğini belirtmiş. Diğer kaptanlar da ağır küfür edenlerin caydırıcı cezalara çarptırılmasını istemiş. Siz bir yorum yapmak ister misiniz?

Futbolcular en iyi yorumu yapmışlar zaten. Ama Emre gibi bir futbolcu da oradaydı. Emre ne demiştir acaba?

 

YAŞANANLAR NE KADAR NORMALSE, FENER’E SALDIRI DA O KADAR FANATİK İŞİ

-Trabzon’da failler hala yakalanamadı. Sizce bu gerçekten profesyonelce hazırlanmış bir operasyon mu yoksa fanatizm mi?

Başından beri bunun öyle sıradan bir olay olmadığını söyleyip duruyorum. Türkiye’de huzursuzluk yaratılmak isteniyor. Bakın olayları peş peşe koyun. HDP yükselişe geçti izlenimi oluştu, küt Şırnak’ta PKK saldırdı. ABD’nin Suriye politikası değişti diye bir haberler geldi, küt Suriye’den Türkiye’ye füze atıldı diye başka bir haber. Fenerbahçe otobüsüne saldırıldı, Berkin Elvan cinayetini aydınlatmaya çalışan yegane savcı sözde Berkin Elvan’ın katilleri bulunsun diyen birileri tarafından şehit edildi. Şırnak’taki PKK saldırısı yeterince duyulup kamuoyunda infial yaratmadı algısı oluştu, küt Ağrı’da PKK saldırısı. Tüm bunlar ne kadar sıradan ve normalse, Fenerbahçe’ye yapılan saldırı da o kadar fanatik bir taraftar işidir.

 

TRABZON TARAFTARI EN BÜYÜK ZARARI TAKIMINA VERİYOR

-Geçen hafta Habertürk gazetesinde yayınlanan söyleşide “Trabzon’a zamanında yeterince ceza verilmedi” sözünüz çok eleştirildi. Trabzon medyasına bile manşet oldunuz. Siz alışkınsınız ama yine de fikrinizi almak istiyorum….

Başıma öyle bir bela açtınız ki, inanamıyorum! Bir toplantı yaptınız. Ben de katıldım. Bana ait olmayan bir cümle, onca kişi hep bir ağızdan konuşunca bana aitmiş gibi yazıldı. “Tabzonspor şımartıldı” cümlesi bana ait değil. Kim söyledi hatırlamıyorum ama ben söylemedim. Ama Trabzon’a zamanında yeterince ceza verilmediğini ben söyledim. Zaten eksik de yazmışsınız. Ben şunu da söyledim; “Trabzonspor yöneticisi olsam maçlarımı Trabzon’da oynamak istemem” de dedim. Çünkü Trabzonspor taraftarı en fazla kendi kulübüne zarar veriyor. O gün bunu da söyledim. “Her sahada olay oluyor ama Trabzonspor taraftarları sadece kendi takımlarına zarar veriyor” dedim. Bakın Trabzonsporlu futbolcular en zor kendi sahalarında oynuyorlar. Çünkü muazzam bir seyirci baskısı ve korkusu var. Bu yüzden de kritik tüm maçlarını kaybettiler. Kendi sahalarında kaybettikleri şampiyonluk sayısına bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Bana gösterdikleri tepkiyi de çok normal karşılıyorum. Kendi takımına bu kadar tepki gösteren bir taraftar, bana tabii ki tepki gösterir! Ama ben tepki oluşmasın, ortam gerilmesin diye fikirlerimi söylemezlik hayatımda bir kere yaptım.

-Ne zaman?

Bunu söyleyemem.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları