Adalet için havuz bozulmalı

“İnsanlar kızacak ama Türkiye’de tüm futbol, 3 büyüklerin üzerinden dönüyor. Üç büyükler köpekbalığı gibi, çevresinde de onlardan beslenen pilot balıkları var. Portekiz’de, İtalya’da, İspanya’da yayın gelirleri büyüklere gidiyor. Anadolu kulüpleri itiraz edebilir. O zaman havuz bitsin. Ben olsam bitiririm.”

– Aziz Yıldırım “Havuzdan çıkarız” dedi, yine ortalık karıştı. Yavuz Semerci dün, “Bırakın çıksınlar, o zaman nasıl batıyorlar görsünler” diye yazdı. Havuz konusunda sizin görüşleriniz nedir?
Aziz Yıldırım, benim yıllardır söylediğimi söylüyor. Bu söyleyeceğime yine herkes kızacak ama Türkiye’de tüm futbol, üç büyüklerin üzerinden dönüyor. Üç büyükler köpekbalığı gibi, çevresinde de onlardan beslenen pilot balıkları var. Ancak gelir paylaşımında adalet yok. Kimse kızmasın, üç büyükler büyük hedefler koyuyorlar; Avrupa’da başarılı olmak gibi… Buna göre yatırım yapıyorlar, buna göre popülarite kazanıyorlar. Ama naklen yayın gelirleri buna göre paylaşılmıyor. Aziz Yıldırım’ın verdiği rakamlar gerçeği yansıtıyor.

 

ABONELERİN YÜZDE 80’İ G.SARAY VE F.BAHÇELİ
Yıllar önce bu işe kafayı taktığım sırada DİGİTÜRK’ten gayrı resmi bilgi aldım. Abonelerin yüzde 40’ı Galatasaray, yüzde 40’ı Fenerbahçe, yüzde 18’i Beşiktaş kaynaklı. Gerisi de diğer kulüplerin taraftarı. Toplam havuz 321 milyon dolar. Yani bugünkü kurla 740 milyon TL. Bu durumda Galatasaray ve Fenerbahçe’nin her birinin 296 milyon TL alması lazım. Beşiktaş’ın da 133,2. Tabii bu da adil olmaz. Diğer kulüplere de isim hakkı olarak bir bedel vermek gerek. Aziz Yıldırım’ın söylediği rakamlar da üç aşağı beş yukarı bu gerçeği yansıtıyor.

– Adaletsiz olmaz mı? Başka yerde örneği var mı?
Sen örnek iste… Bol bol var! Portekiz’de toplam gelirin yüzde 70’ini üç kulüp paylaşıyordu mesela. Porto, Benfica, Sporting Lizbon. Zaten o ligden herkesin bildiği takımlar da bunlar. İtalya’da Milan, İnter, Juventus ve Roma naklen yayın gelirlerinin yüzde 65’ini alıyor. Gerisini performansa göre diğerleri paylaşıyor. İspanya’da toplam gelirin yüzde 33,3’ü Barcelona ile Real Madrid’e veriliyor. Yani 75’er milyon Euro. Geri kalan 300 milyon Euro performansa göre yeniden dağıtılıyor. Daha sayayım mı?

– Anadolu külüpleri itiraz eder…

Herkesin her şeye itiraz hakkı var. O zaman havuz bitsin. Ben olsam bitiririm.

 

FUTBOLUN BAŞINA MENAJERLER GELMELİ
– Atilla Türker, Terim’in toplantılarından sonra Türkiye’de yerli hocaların durumu ile ilgili iki gün süren bir haber yaptı. Sonuç olarak ortaya çok kötü bir yönetici profili çıkıyor. Bu nasıl düzeltilir, neler yapılmalı ?

Türkiye’de spor yöneticiliği yapacak kapasitede kaç kişi var ve bu kişiler, kulüp yönetimlerinde bir yere gelebiliyor mu? Berbat bir yönetici profilimiz var. Peki teknik adam profilimiz çok mu şahane? Neler yapılmalı sorusunun yanıtı karışık biraz. Futbolun başına menajerler gelmeli. Yönetim olacak ama branşları, o branşlarda yetkin menajerler yönetecek. Bir arkadaşımın oğlu, dünyanın en iyi spor menajerlik okullarından birini bitirdi. Ama Türkiye’de iş bulamadı. Çünkü yönetici, kendisi yönetmek ve popüler olmak istiyor. Lokantada garson tanısın, otoparkta kahya tanısın, sokakta insanlar tanısın, popüler olsun istiyor yönetici. “Eskiden parayı ben veriyorum, buna hakkım var” derlerdi. Şimdi para veren de yok ama yine de gazetelerde kendilerini görmek, popüler olmak; kulübün, takımın başarılı olmasından daha önemli.

 

SEDAT HATALARINI GÖRMÜŞ OLMALI
– Galatasaray’da Sedat Doğan, 6 ay öncesinin en etkili yöneticilerinden birisiydi. Hatta gelecekte başkanlık planları bile yaptığı söyleniyordu. Sizce neden kenara çekildi?

Sedat sevdiğim bir kardeşim. Eşimin sınıf arkadaşı. Babası büyük bir G.Saraylı’dır. Çok da sevdiğim bir ağabeyimdir. Sedat’ı çok küçük yaşlarından beri bilirim, tanırım. Hata Sedat’ta değil, Ünal Aysal yönetiminde. Yönetimde Sedat’ı başı boş bırakırsanız, başkan veya 2. başkanlar Sedat’a “Dur, otur” demezse, haddini bildirmezse, had aşımı olur. Sedat’ta da bu oldu ve iyi bir genç G.Saraylı durduk yerde kendi hataları ile kendisini yıprattı. Defalarca uyardım. Bazen çok sert uyardım. Ama Sedat hiperaktiftir. Yerinde duramaz, kabına sığamaz. İki nesildir bu işlerin içinde oldukları için de herkesi tanır. Hatalarını görmüş olmalı ki, bir kenara oturdu, biraz sakin duruyor. G.Saray’da Sedat’a her zaman yer vardır. Üzülmesin.

 

MEHMET HELVACI GEREKSİZ KONUŞUYOR
– Mehmet Helvacı, Galatasaray’ın yeni sezonda Avrupa kupalarına gidemeyeceğini söylüyor. Siz bu sözleri ciddiye alıyor musunuz? Böyle bir şey olabilir mi?

Benzer bir tehlikeyi ben de görüyordum ama galiba bertaraf edildi. Helvacı ise gereksiz konuşuyor. Okuldan arkadaşım ama hata yapıyor. Biraz sakin olmalı.

 

ALi SAMi YEN iÇiMDE YARADIR
– 11 Ocak, Ali Sami Yen’deki son maçın yıldönümüydü. İnsanlar hala G.Saray’ın burada kalması gerektiğini söylüyor. Herkes özlemle anıyor. Eski Ali Sami Yen için neler söyleyeceksiniz?

Ah, ahh… Yarama tuz bastınız. G.Saray’ın en büyük hatası, Ali Sami Yen’i geri vermek oldu. O dönemde rahmetli Özhan Ağabey’e defalarca yalvardım. O günlerde Sabah Gazetesi’nin başındaydım. Özhan Ağabey haftada 2-3 akşam gelir, iki kadeh viski içerdi, sohbet ederdik. Her seferinde “Ağabey, Ali Sami Yen’i verme. Orası milyar dolar edecek. Devletten oranın mülkünü almaya çalışalım. 20-30 sene sonrayı düşün” dedim. Orayı verdik. Sorunlu Arena’yı aldık. Binlerce hukuki sorunu var ve nasıl çözülecek Allah bilir. G.Saray’ın Ali Sami Yen’e dönüşünü hatırladım şimdi. Maçlar o zaman Mithatpaşa denilen İnönü’de oynanıyordu. Ali Sami Yen boş duruyordu. Sonra Cosmos maçı ile yeniden G.Saray oraya döndü. En güzel günlerimizi o statta yaşadık. Nostalji tarafı bir yana, mali açıdan bizde kalması lazımdı. İstanbul’un göbeğinde. Galatasaray’ın çok önemli bir sıçrama yapmasını sağlayabilecek bir mülktü. 100 milyon dolarlık bir inşaatı yapamadığımız için, ki yapabilirdik, devlete iade ettik. Hala içim yanar.

 

TEPEDEN İNME SİSTEM DEĞİŞMELİ
– Galatasaray’da Dursun Özbek adaylardan birisi. Siz ne düşünüyorsunuz Özbek hakkında?..

Dursun Özbek’i çok severim. Tırnakları ile kazıyarak başarıya ulaşmış bir ağabeyimizdir. Bu söyleyeceklerimi Dursun Özbek isminden bağımsız olarak değerlendirmenizi rica edeceğim. Benim hep söylediğim bir şey var. Galatasaray Başkanlığı ucuzlamamalı. Kolay olmamalı. Galatasaray’da son yıllarda başkanlık koltuğunu değersizleştirdik. Tepeden inme, kulübe hiç emek vermeden gelen başkanlar olmaya başladı. Birkaç yöneticilik yapan, 3-5 kuruş parası olan herkes başkan olabileceğini düşünmeye başladı. Bu doğru bir şey değil. Önce yıllarını vereceksin. Çalışacaksın. Sonunda başkanlığı hak edeceksin. Galatasaray’a bunu yeniden getirmek lazım. Mayıs seçimi bir şans. Büyük bir isim altında, geleceğin başkan adaylarını toplamak mümkün. Biz bunu Ali Tanrıyar’ın altında yaptık yıllar önce. Ali Ağabey aday olduğunda listesine Alp Yalman’ı, Faruk Süren’i, Özhan Canaydın’ı, Ersin Borteçene’yi, Ateş Ünal Erzen’i yazdık. O gün Tanrıyar’ın en yakınındaki isim olarak söylüyorum bunları. Amaç Galatasaray’ın geleceğini hazırlamaktı. Bu isimlerin 3’ü başkan oldu. Biri aday oldu, kazanamadı. Bir Ersin Ağabey sıkılıp bıraktı. Sonuçta yıllarca şampiyon olduk, Avrupa Şampiyonu olduk. Yine böyle bir düzen tesis etmemiz lazım.

 

İŞBİLMEZLİK ÖRNEĞİ
– Ünal Aysal; Burak ve Selçuk ile sözleşmelerinin bitimine daha yıllar varken yeni kontrat imzaladı. Ücretler de oldukça yüksekti. Ardından yabancı kuralı çıktı. Sizce bu hata mıydı?

Ünal Aysal’a neden muhalefet ettiğim ve neden işbilmezlikle suçladığım bir kez daha ortaya çıkmış oluyor.

 

RAPORLARI OKUMAKTANSA BİLDİĞİMİZİ OKURUZ!
-Fatih Terim’in hafta içinde yaptığı açıklamalar, projeleri ve ayrıca korkuları (Türk futbolu kötü gidiyor) için neler söyleyeceksiniz?

Terim’in söylediklerinin büyük bölümü doğru. Aslına bakarsanız yeni bir şey de yok. Yanlış hatırlamıyorsam Tamer Hoca’nın yıllar önce hazırladığı, Türk Futbolunun Yeniden Yapılanması başlıklı bir rapor vardı. Bu raporda da Terim’in söyledikleriyle hemen hemen aynı şeyler söyleniyordu. Raporlar, açıklamalar genelde doğrudur da uygulamalar aynı oranda doğru olmaz bizim memlekette. Raporlar hazırlanır, rafa kaldırılır. Raporları okumaktansa, bildiğimizi okumayı tercih ederiz.

 

UMARIM ADALET TECELLİ EDER
– 3 Temmuz süreci bugün yeniden mahkeme önünde. Bu mahkeme sizce nasıl sonuçlanır? F.Bahçe ve diğer davalılar beraat bekliyor. Sizce bu gerçekleşir mi?

O işe mahkeme bakıyor, ben değil… Umarım adalet tecelli eder.

 

FATURA ATAMAN’A NİYE ÇIKTI Kİ!
– Ergin Ataman için Sırplar yasak koydu, sonra vazgeçtiler… Bu konu hakkındaki düşünceleriniz neler?

Olacak şey değil. O gün maçtaydım. Sırplar saldırdı. İstenmeyen bir olay oldu sonunda. Fatura Ataman’a niye çıktı anlamadım. O zaman biz de bir daha Sırplar’ın coachunu Türkiye’ye sokmayalım.

 

SPOR YAZARI DEĞİL SPOR ADAMIYIM
Sayenizde spor yazarı oldum ya çok gülüyorum. Köşe yazısı yazmadığım için, burada benimle yaptığınız röportajlar yüzünden herkes beni spor yazarı oldum zannediyor. Ben de gülüyorum. Hemen söyleyeyim; spor yazarı olmadım. Spor adamıyım. Hayatım sporla iç içe geçti. Siyasi yazıları da bir gün yeniden yazmaya başlarım inşallah.

Erişilebilirlik Araçları