Galatasaray’ı Yazmak İstemiyorum

Bu hafta ligler başladı,

Galatasaray zor deplasmanda kazandı, Fenerbahçe evindeki kolay görünen maçta bir puanı zor kurtardı,

Fakat ben bu hafta maçlarla, daha doğrusu Galatasaray maçıyla gili hiç bir şey yazmadım,

Okurlar da sormuş, “Niye yazmadın” diye,

Yazmadım çünkü artık içimden gelmiyor,

Galatasaray’ın giderek irtifa kaybedişine, sıradanlaşmasına, Türkiye liginde şampiyonlukla mutlu olan bir camia haline getirilmesine canım sıkılıyor,

Hiç bir heyecan vermeyen bir kadroyla herhangi bir takmı yenmesine veya yenilmesine üzülemiyorum, sevinemiyorum,

5 gol atsak da, 5 gol yesekte “Şahane oynadık” veya “Berbat oynadık” yorumları yapmak, taktikten bahsetmek istemiyorum,

Benim kafamdaki, gönlümdeki Galatasaray bu değil,

Benim takımımın Manisaspor’dan, Sivasspor’dan, Kayserispor’dan bir farkı olmalı,

Kulüp olmalı,

Camia olmalı,

Büyük hedefleri olmalı,

Her zaman ulaşamasa bile o hedeflere koşmalı,

Bunlar olmayınca ben mutlu olamıyorum,

Onun için de yazamıyorum, 

İlle de 5 attığımız Rize maçını mı soruyorsunuz?

Galatasaray hiç bir halt oynamadı,

Şans eseri kazanılmış, şans eseri farka gidilmiş bir maçtır,

Maçın kahramanı da 3 gol atan Nonda falan değil, tek başına Servet’tir,

Hem savunmada, hem forvette Galatasaray’ın Galatasaraylı gibi oynayan tek oyuncusudur,

O olmasaydı Galatasaray Rize karşısında değil galibiyet beraberlik bile alamazdı,

Kahramanı Servet olan bir Galatasaray’ı yazmak istemiyorum,

Erişilebilirlik Araçları