Fiyatını hak eden SUV

Suzuki için, “SUV segmentini halka indiren” ya da “SUV’u demokratikleştiren” marka tanımı yaparak girsem mevzuya abartmış olur muyum sizce? Bence olmam. Ki yazıyı yazan ben olduğuma göre abartma hakkını elinde bulunduran da benim zaten, kim karışabilir. En azından otomobil yazısına.

Gerçekten de bana göre Suzuki, SUV ya da daha doğru bir tanımla 4×4 arazi araçlarında Samurai modeli ile bu tarz araçları halka indiren, minik SUV segmentini yaratan markadır. Oldukça basit bir araç olan Samurai’ın ardından Suzuki, 1990’larda Vitara diye Samurai’den biraz daha büyük, oldukça daha gelişmiş bir “küçük SUV” yaptı. Bu yeni araç, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında ciddi bir başarı kazanarak Suzuki’yi daha üst düzey bir dünyanın içine soktu.

Daha sonra çıkan Vitara’lar, ilk modelin başarı çizgisine ulaşamasa da, Grand Vitara ile çıtayı yüksekte tutmayı başardı Suzuki. Ve Suzuki bugün size anlatacağım araç ve ondan bir önceki Vitara serisiyle 1. Vitara neslinin elde ettiği başarıya yeniden dönme peşinde. Bugün deneme izlenimlerimi aktaracağım Vitara aslında daha önce burada yazdığım Vitara ile çok minimal ama kullanıcı açısından önemli farklar içeren değişikliklere sahip. Genel bir bakışla bir önceki modele çok benzeyen yeni Vitara’ya eklenen en önemli özelliklerden biri yeni nesil LED farlar. Bir önceki modele göre çok daha verimli ve kaliteli bir aydınlatma sağlayan bu farların yanı sıra led gündüz farları da Vitara’nın standart bir parçası. Tüm bunların yanı sıra tampon tasarımında da yeniliğe giden Vitara, daha güçlü görünen bir havaya bürünmüş.

4×4 TERCİHİ DAHA AKILLICA

Suzuki Vitara’nın 4×4 ve 4×2 olmak üzere farklı çekiş sistemlerine sahip modelleri var. 4×4 olan modeller elbette ki asıl Vitara’lar ve aralarındaki fiyat farkları o kadar düşük ki, 4×4’leri tercih etmemek pek akıllıca bir hareket olmaz. Suzuki’nin Allgrip 4 tekerden çekiş sistemi, kendini kanıtlamış ve başarılı bir sistem. Vites kolunun arkasında kalan bir butonla otomatik, spor, kar ve kilit modlarını seçebiliyorsunuz. Bu özellikler de Vitara’ya 10 numara bir arazi aracının özelliklerini kazandırıyor. Otomatik modu seçtiğiniz zaman araç yakıt tasarrufu sağlamak için 2 tekerlekten çekişi devreye alıyor ancak gerektiği anda 4 tekerden çekişi gerekli oranlarda devreye sokuyor. Spor modunda sürekli bir 4 çeker durumu söz konusu ve tork ile beygir gücünü daha verimli kullanmak üzere özel bir program devreye alınıyor. Çekiş kontrol sistemi EPS ise daha geç devreye girerek sürücünün inisiyatifini artırıyor. Kilit modunu ise ağır arazi koşulları için kullanmak mümkün. Biraz 4L gibi düşünmek lazım. Kar modu ise kaygan zeminlerde çekişi artırmaya yarıyor. Bunun yanı sıra arazide yokuş inerken otomatik hız kontrolü ve fren yapan sistem de Vitara’da mevcut. Yokuş iniş ve kalkış destekleri elinizin altında demek daha doğru olur.

YAKIT TÜKETİMİ BAŞARILI

Vitara’nın sürüşüne gelince. 120 beygirlik motor kent içinde çok başarılı. Otoyolda ise hızlanma biraz ağır kalıyor. Son sürat de normal sürücüler için yeterli olsa da, 170 kms süratin üzerine çıkabilmek biraz vakit alıyor. Ne var ki, otomobilin süspansiyonu çok çok iyi ve bir binek aracı gibi konforlu. Arazide ise yeterince sert ve güvenilir. Viraj alırken de süspansiyonun ve 4 çekerin farkını çok rahat hissediyorsunuz. Frenlerin de biraz daha iyi olmasını beklerdim. Asla kötü diyemem fakat daha iyi olabilirdi. Çabuk ısınıyor ve ısınınca biraz güç kaybediyor frenler. Vitara’nın yakıt tasarrufu da çok iyi. Küçük motora yani sürekli gaza basma ihtiyacı hissetmeme rağmen, 100 kilometrede yaklaşık 7 litre benzin tükettti. Bu bayağı makul bir sayı. Vitara’nın fiyatları da çok makul. 4×2’lik modeller 105 bin TL’den başlayıp 127 bin TL’ye kadar çıkarken, 4×4’lerde fiyatlar 115 bin TL’den 134 bin TL’ye kadar uzanıyor. Daha önce de söylediğim gibi, Vitara fiyat-kalite orantısında şu anda Türkiye’de alınabilecek iyi üç otomobilden biri. Belki de birincisi.

MOTORU OLDUĞUNDAN GÜÇLÜ HİSSETTİRİYOR

Vitara’da, Suzuki’nin 1.6 litrelik 120 beygir gücündeki benzinli motoru kullanılmış. İlginçtir, motor çok çok başarılı. 120 beygirlik güç, kullanım sırasında sanki çok daha fazlaymış gibi bir his yaratıyor, özellikle de kent içi kullanımda.

İÇ MEKÂNDAKİ EN GÜZEL ŞEY RAHATLIK VE FERAHLIK HİSSİ

Fiyatının üzerinde bir kaliteye sahip olan Vitara’nın iç mekânı, daha da geliştirilmiş. Analog göstergelerin ortasındaki minik bilgi ekranı olduğu gibi korunurken, dash board’un tam ortasındaki büyük LED ekranın boyutu daha da büyüyerek 10.1 inçe yükselmiş. Ekrandan otomobilin pek çok fonksiyonuna kumanda edebildiğiniz gibi, geri viteste geri görüş kamerası olarak da oldukça başarılı. Navigasyon sistemi için de geniş ekran oldukça faydalı. Havalandırma sistemi tüm Japon otomobillerinde olduğu gibi oldukça konforlu. Çok fonksiyonlu direksiyon simidi aşağı yukarı hareket etme özelliğine sahip ve direksiyonun arkasında otomatik vitesi manuel olarak kullanmak için iki küçük kol bulunuyor. Teknolojik güvenlik sistemlerinin büyük bölümü de Vitara’da yerini bulmuş. Çarpışma uyarı sistemi ve kaza önleyici fren sistemi bunlardan biri. Benim aslında pek de sevmediğim bu sistem Vitara’da oldukça başarılı çalışıyor. Adaptif cruise kontrol de bayağı işe yarar bir sistem olmuş. İç mekânda koltuklar rahat, malzemeler olması gereken kalitede, kullanılan plastikler rahatsız edici değil. İç mekândaki en güzel şey ise rahatlık ve ferahlık hissi. Geniş camlar, bol ışık ve geniş bagaj bu hissi körüklüyor.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları