‘Halk’ın amiral gemisi

Son yıllarda başı farklı “emisyon” ve “egzoz” skandallarıyla hayli dertte olan Volkwagen, bir yandan da “iyi” otomobiller ürtemeye devam ediyor. Bunların en yenisi ve galiba en iyisi de Arteon. Hatırlayacaksınız, Alman üretici, yıllar önce lüks segmentte de var olabilmek için Phateon adı altında Mercedes S, BMW 7 ve Audi A8 sınıflarına rakip olacak bir otomobil üretmişti. Oldukça iyi bir otomobil olan Phateon ne yazık ki pazarda aradığını bulamadı ve üretim hattına veda etti. Gerçi Phateon altyapısı uzun yıllar Bentley olarak yollarda dolaştı ama altyapı başka şeydi, üstyapı ve onun önündeki amblem başka. VW amblemi “lüks otomobil” çağrışımı yapmıyordu. Zaten adında “halk” (Volks) olan bir şey ne kadar lüks olabilirdi ki!

Phateon’u üretimden kaldıran Volkswagen, üst segmentten vazgeçmiş gibi görünse de “lüks” konusunda iddialı olma niyetinden vazgeçmedi. Ancak anladığım kadarıyla farklı bir yol denemeye ve çıtayı yavaş yavaş yukarı çekmeye karar verdiler. Bu fikrin ilk örneği Passat’ın lüksleştirilmiş versiyonu olan CC’ydi. Bunun ardından Arteon geldi. Aslına bakarsanız Arteon’un Passat’ın şıkı olan CC ile çok yakın bir bağı yok. Biri gidip biri gelince, Arteon Passat CC’nin devamı gibi algılansa da aslında pek de öyle değil. Arteon yeni, farklı ve hayli iddialı bir otomobil. Ve şimdilik VW’nin amiral gemisi. Doğuş Otomotiv’den denemem için bir Arteon gönderildiğinde açık söyleyeyim biraz hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü şahane bir renk skalasına sahip olan Arteon’un bana göre en sıradanı beyaz olanıydı ve bana da beyazı gelmişti. Oysa şahane bir mavisi, başka otomobillerde son derece kıro gözükmesine rağmen Arteon’a çok yakışan metalik sarısını bekliyordum. Çünkü Arteon’un son derece iyi çizilmiş hatlarını en iyi gösterenler bahsettiğim renklerdi, beyaz kesinlikle değil.

Arteon’un oldukça sportif bir havası var. Önden kusursuza yakın detaylarla oluşturulmuş olan görüntü, yanda çok sporcu bir hava ile arkaya doğru eğilerek gidiyor ve biraz Audi A5, biraz da BMW 4 GT’yi anımsatıyor. Ama ne yalan söyleyeyim, onlardan biraz daha modern duruyor. Dış görünüm için 10 üzerinden 8 vermek mümkün.

MOTOR UZUN YOLDA KENDİNE GELİYOR

Anahtarsız çalıştırma fonksiyonu sayesinde motoru bir düğme ile çalıştırınca gelen sesin bir miktar hayal kırıklığı yarattığını söylemeliyim. Oldukça yüksek bir dizel gürültüsü iç mekâna girmeyi başarıyor ve 2 litrelik dizel motor sanki 1.6 litrelik bir dizelmiş gibi nefes alıp veriyor. Sürüş modunu konfora ayarlıyorum, şık vites kolunu D’ye getirip gaza basıyorum. Allah, Allah! Otomobil 240 beygir gücünde, 500 nm’lik, 2 litrelik turbo dizel bir motora sahip ama gaz pedalında bu gücü hissedemiyorum. Ya beklentim fazla yüksek, ya da motor o değerlere sahip değil gibime geliyor. Dizel motorun sesini de oldukça iyi olan ses düzeni ile bastırmak için radyoyu açıyorum. Otomobilin verilerine göre 0’dan 100’e hızlanması 6.5 saniye ama sanki bir karadeliğin yakınındaymışız da zaman farklı akıyor gibi. Pek öyle bir ataklık yok.

Şehiriçi trafiğinde biraz cebelleştikten sonra kendimi otoyola atıyorum. Otomobilin hissiyatı değişiyor. Kendini buluyor. Bayağı oturaklı, bayağı iyi giden bir araca dönüşüyor. Motor daha iyi nefes almaya başlıyor sanki. Belli ki, bu bir uzun yol koşucusu.

Dört tekerlekten çekiş sistemi otomobile ayrı bir stabilite kazandırmış. Virajları başarıyla alıyor. Savrulma falan yok. Ağırlık merkezi çok iyi konumlandırılmış. Bir spor otomobil gibi altınızda hissediyorsunuz aracı. Şaşırtıcı bir sürüş dinamiği var. Çok çok iyi. Açıkçası şehir içinde motor 10 üzerinden 5’i zor alır derken, uzun yola çıkınca not 7’ye yükseliyor. Sürüş dinamikleri içinse 10 üzerinden 8 vermek mümkün. Frenlerde ise biraz sorun var. Sorun dediğim şu. Biraz fazla hassas. Alışıncaya kadar bazen istediğinizden daha sert, bazen de istediğinizden daha yumuşak oluyor. Alışmak için birkaç kez farklı konumlarda fren yapmak ve dilini öğrenmek gerek.

HEM KALİTESİ HEM DE FİYATI ÜST SEGMENT

Arteon’un son hızını okurlardan gelen tepkiler nedeniyle denemedim. Ancak 200 km/s sürate rahatlıkla çıktığını söylemeliyim. Tüketim ise oldukça makul. 100 km’de 8 litre tüketti ki buna şehiriçi ve yüksek performanslı otoyol sürüşü de dahil. Dikkatli bir kullanımla bunun 6 litrelere düşmesi mümkün.

Fiyata gelince. İşte orada biraz sorun var. 2 litre dizel motor, 240 beygir ve 4 Motion olan üst modelin fiyatı 380 bin TL’yi buluyor. Bu da Arteon’u en azından marka olarak daha üst segmentte görünen otomobillerle yarışır hale getiriyor. Ama zaten kalite olarak da onlarla yarıştığı için çok da abartılı sayılmaz.

Büyük jantlar keskin çizgili farlar ve onlara çok iyi eşlik eden led gündüz farları önden mükemmel bir görünüm sağlarken, arka stop lambaları ilginç sinyal verme biçimiyle ayrışsa da, biraz Mercedes’in Coupe’lerini anımsatıyor

***********

İÇ MEKÂN VW STANDARDININ ÜZERİNDE

Arteon’un asıl farkı içinde. Otomobilin içine girince şaşırıyorsunuz. Çünkü bu kadar geniş bir iç mekân beklemiyorsunuz. BMW 3, Mercedes C ve Audi 4 serisinden daha geniş duran bir iç mekân var. Şıklık açısından ise BMW’den kesinlikle daha şık, Audi ile hemen hemen eşdeğer olan iç mekân havası, Merdeces C serisinin gerisinde kalıyor. Deri koltuklar, şık ve kaliteli dashboard VW standartlarının üzerinde. Teknoloji ise müthiş.

***********

ARKA DİZ MESAFESİ SINIF ATLAMIŞ

Analog göstergelerin tam ortasında çok fonksiyonlu bir ekran var. Dashboard’un ortasındaki ekranla bu ekranı simültane bir biçimde kullanabiliyor, istediğiniz görüntüleri göstergelerin ortasındaki ekrana, diğerlerini ise ortadaki bilgi ekranına kaydırabiliyorsunuz. Peugeot’nun göstergelerine benzeyen ama daha iyi organize edilmiş bir durum var. Air condition ise standart VW havasında. Ön koltuklar çok çok iyi. Arkadaki koltuklar ise sınıfının üzerinde bir konfora ve diz mesafesine sahip. Vatandaşlarının E serisi, 5 serisi ve 6 serisi kadar rahat bir arka oturma alanı sağlamış Arteon. İç mekân 10 üzerinden 9 alacak kadar iyi.

Erişilebilirlik Araçları