Garaja değil salona park et

Arada bir bu sayfada size otomobil tarihinin ilginç ya da önemli otomobillerinden, otomotiv endüstrisinin yüzük taşı diye tabir edilebilecek harikalarından söz ediyorum.

Bunlar genelde benim de çok sevdiğim hatta hayran olduğum otomobillerden biri oluyor.

Bu kapsamda bu hafta da şahane bir araçtan, İngiliz-Amerikan ortak yapımı AC Cobra’dan söz etmek istiyorum ama bu karışık işin altından nasıl kalkacağımı da açıkçası bilmiyorum.

Elimde AC Cobra’larla ilgi ne kadar doküman varsa toparladım. Yine işin içinden çıkamayınca yıllar önce bu otomobillere olan aşkımı bilen Burcu Esmersoy’un hediyesi olan AC Cobra ansiklopedisini karıştırdım.

Oraya bakınca öykü iyice karışık bir hal aldı. En iyisi ben de kendi gözümden, kendi bilgilerimden yola çıkarak bu efsaneyi anlatayım dedim. AC aslında bir İngiliz spor otomobil üreticisi. Surrey yakınlarındaki atölyesinde kendi çapında güzel küçük spor otomobiller üretiyor ve bunlara Bristol Motors’tan aldığı, sıralı 6 silindirli motorları takarak spor otomobil meraklılarına satıyor. Bristol’ün bu motorların üretimini sonlandırması sonrası ise AC’ler Ford Zephyr’in 2.6 litrelik motoruyla donatılmaya başlanıyor. 1962 yılında AC Motors’a Amerikalı yarışçı ve yarış otomobili üreticisi Carol Shelby’den bir teklif mektubu geliyor. Shelby, AC’ye “V8 motora uygun bir AC üretip üretemeyeceklerini” daha doğrusu AC’lerin motor kompartmanında V8 motoru alacak bir modifikasyon yapıp yapmayacaklarını soruyor.

Hikâyenin bundan sonrası için iki versiyon var. Birinci versiyona göre Carol Shelby güçlü V8 bir motor için General Motors’un daha doğrusu Chevrolet’nin kapısını çalar. Ancak GM o sırada yollardaki tek Amerikan spor otomobili olan Corvette’e bir rakip yaratmak istemediği için Shelby’nin talebine olumsuz yanıt verir.

Diğer versiyon ise Ford’un başından beri Shelby’nin arkasında olduğu ve Shelby’nin bu projeyi Ford için geliştirmeye başladığı yolunda. Hatta Ford’un Shelby’den bir spor otomobil tasarlamasını istediği, Ford’un elindeki şasileri inceleyen Shelby’nin Amerika’da istediği gibi bir şasi bulamadığı için AC’ye yöneldiği söylenir.

O sıralarda Ford’un Ferrari’yi satın almak için epey bir girişimde bulunduğu, yapılan ön anlaşmanın Enzo Ferrari tarafından son anda bozulması üzerine Ferrari’ye geçecek bir spor otomobil isteyen Ford’un bu nedenle Shelby’ye gittiği dahi iddia edilir.

Sonuç olarak kesin olarak bilinen şu ki, AC’de üretilen ilk Cobra’ya Ford’un İngiltere’deki temsilciliğinden yollanan 260 cubic inçlik yani 4.2 litre hacminde modifiye bir V8 takılır.

Daha sonra otomobilde gereken değişiklikler yapılır, yol testleri tamamlandıktan sonra motor, şanzıman ve diferansiyel sökülür ve şasi uçakla Carol Shelby’nin Los Angeles’taki atölyesine yollanır.

Yapılan en önemli değişiklikler artan gücü taşıyabilecek büyük bir diferansiyeldir. Jaguar’ın E Type’da kullandığı içten disk frenli bir diferansiyel tercih edilmiştir.

CSX 2000 şasi numaralı ilk Ford AC Cobra doğmuştur. AC boyanmış, monte edilmiş, hazırlanmış gövdeler yollamakta, Shelby ise bunlara motor ve şanzıman takmaktadır.

Bu arada sadece California’daki Shelby atölyesinde değil, Doğu sahilinde Pennsylvania’daki Ed Hugus’un atölyesinde de Doğu sahilinde satılacak AC Cobra’lara motor monte edilmektedir.

AC Cobra MKI olarak bilinen bu otomobillerin ilk 75 tanesinde Ford’un 260 ci motorları kullanılır. Daha sonra üretilen 51 MKI Cobra’ya ise Ford’un 289 ci motorları takılır. Bu arada otomobilin ön tasarımında hem görsel hem de teknik bazı yenilikler yapılır. MGB’den direksiyon kutusu, VW Kaplumbağa’dan ise direksiyon kolonu alınır.

1964 yılında AC Cobra Mark II üretimi başlar.

Aynı dönemde Chevrolet Corvette’in Grand Sport modelini çıkarmaya hazırlanmaktadır ve 125 adet üreteceği bu otomobille FIA GT Cup’a katılmayı hedeflemektedir.

Okyanusun diğer tarafında da Ferrari 250 LM’in homologasyonunu almaya çalışmaktadır ama FIA ile Ferrari arasında 250 GTO’dan kaynaklanan sorunlar vardır.

FIA’ya 100 adet GTO üreteceğine dair söz vererek homologasyonu alan Enzo, üretimi 36 adette bırakmıştır ve iki ayrı şasi üzerinde üretilen hiçbir GTO diğeriyle aynı olmadığı için FIA kızgındır. (Ferrari 250 GTO bugün 60 milyon doları aşan fiyatıyla dünyanın en pahalı otomobili.)

Amerikalı Corvette ile Ford’un ortak hedefi ise Ferrari’yi devirmektir.

Hedefe daha yakın görünen ise AC Cobra ile Ford’dur, çünkü Amerika’da katıldığı yarışların biri hariç tümünde finişi ilk gören AC Cobra olmuştur.

AC Cobra MkII’den 528 adet üretilir. Motor 289 ci yani 4.7 litre hacmindedir. Pistlerde ise durum karışıktır. GM ve Ferrari 250 LM homologasyon sorunları yaşamaktadır. Prototip olarak yarışlara katılan 3 markanın araçları ve Lola MK6 ilk kez 1964’te karşı karşıya gelirler.

Fliptop bir otomobille yarışa katılan AC Cobra, 6.1 litrelik motoruyla güçlüdür ama yarışı tamamlayamaz.

Aynı yıl Ford duruma hafiften el koyar ve Ford tasarım bölümü yeni bir şasi geliştirir. Daha kalın tüplerden daha güçlü bir şasi ortaya çıkar.

Motor ise 427 ci’lik efsanevi motordur.

425 beygir güce sahiptir. Otomobilin son hızı ise 164 mph yani 262 kmh’dir.

Ancak otomobil tam anlamıyla bir finansal çıkmazdır. Ford’a büyük zarar ettirmektedir.

Hepsi pist için üretilmiştir ancak Carol Shelby homologasyon süresini kaçındığı için otomobil fabrika takımı olarak yarışlara katılamaz fakat özel yarışçıların elinde çok büyük başarılar elde eder.

Shelby’nin Corvette katili olarak üretmek istediği otomobil, dönemin tüm otomobillerini katledecek güç ve başarıya ulaşır.

Bu arada 31 otomobil satılmadığı için fabrikaya göre döner ve bunlara cam, çerçeve takılarak yola uygun hale getirilir ve satılır.

Bunların dışında Shelby’nin tüm Cobra’ları bitirecek

 

Erişilebilirlik Araçları