Benim kuşağımın gençlik döneminin üç sihirli harfidir “G-T-İ”. Aslına bakarsanız ben şahsi olarak GT ve GTO’yu tercih ederdim ama zaruretten hepimiz GTİ’ci oluvermiştik. Ama zaruretten GTİ’ci olmuştuk. 80’li yıllardı.
Benzin kuyrukları, tüpgaz sıraları, tezgâh altında Sana yağı yılları bitmiş, darbe olmuş ve 70’lerin sonunda “70 sente muhtaç” ekonomimiz darbeden bir yıl önce otomobil ithalatına “ket” vurmak zorunda kalmıştı.
1600 cc’den daha büyük motorlu otomobil ithalatı yasaklanmıştı.
Koca Amerikanları bırakın orta boy Mercedes’ler, BMW’ler bile Türkiye’ye getirilemez hale gelmişti. Murat 131’leri süsleyip, Weber karbüratör taktırıp Mirafiori’leştirmeye çalıştığımız ya da elimizde kalan Amerikanları, Mercedes’leri daha bir özenle saklayıp yağladığımız yıllardı.
Üç harflilerin hayatımıza büyük bir keyifle girişi o yıllarda oldu. Üç harften kastım elbette ki GTİ. Önce VW Golf’ün şahane GTİ’si geldi. 1.6 litrelik motoru 110 beygir güç veriyor, o zaman daha minik bir otomobil olan Golf o motorla şahlanıyordu. Yan sanayi ürünü çift kare farla güzelleştirilmiş, ön tarafına bir “spoiler” takılmış Golf GTİ sanki bir Ferrari muamelesi görüyordu. Golf’ün krallığını sallayan bir iki otomobil Renualt’dan geldi. Renault 5’in önce Alpine’i, hemen ardından da bugün bile olsa şahane bir otomobil olacak 300 beygirlik Renault 5 Turbo’su.Ancak Fransızların daha büyük bir sürprizi vardı. Peugeot 205 GTİ…
Hele hele kabriyosu tam bir efsaneydi. Rahmetli Özhan Canaydın’n oğlu Murat o yıllarda Monako’da talebeydi ve benim “Muratcığım bir Ferrari alman lazım” dolduruşlarıma rağmen gidip bir Peugeot 205 GTİ almayı tercih etmişti. Belki de böyle yaparak benim Özhan Abi’den sıkı bir küfür yememin de önüne geçmişti. Aradan çeyrek yüzyılı aşan bir zaman geçti ama GTİ efsaneleri hâlâ dimdik ayakta. Renault Alpine’den vazgeçti ve aşırı güçlü modellerini Sport veya RS olarak çıkarsa da onun da Alpine’lere dönmesi yakın ama Peugeot ve Golf GTİ’leriyle hâlâ rüzgârı kıskandırmaya devam ediyor.
Üstelik de yeni GTİ’lerin gücü yanında eski GTİ’ler bebek otomobili gibi kalıyor. Bu hafta sizlere yazacağım otomobil Peugeot’nun yeni 308 GTİ’si… Peugeot’nun yeni 308 GTİ’si dışarıdan bakıldığı zaman aynen eski GTİ’leri gibi fazla vaatkâr değil. Bir iki yerine kondurulmuş GTİ logosu dışında sıradan bir 308’le arasında göze çarpan bir farklılık yok. Sadece arkadan bakınca 2 kocaman egzoz çıkışı “Burada bir iş var” dedirtiyor o kadar. Eski 2 kapılı GTİ’lerin aksine bu GTİ 4 kapılı bir aile otomobili görüntüsünde. Sadece otomobilin dışı iki renkli. Önü kırmızı, arkası siyah. O bile otomobili çok farklı yapmıyor, sadece sahibinin biraz zevksiz olduğunu düşündürüyor insana. İçine bindiğiniz zaman da öyle büyük bir fark yok. Sportif görünümlü deri direksiyon çok hoş bir ekstra aksesuvar zannedilebilir. Ralli tipi kumaş, alkantara deri karışımı süper şık koltuklar da öyle. Hatta alüminyum ve kırmızı detaylı vites kolu bile işe uyanmanıza yetmeyebilir. Hele hele sadeliğin tüm şıklığını barındıran ön konsol ve içindeki orta boy ekran dahi farklılaştırmıyor GTİ’yi. O kadar sade bir otomobil yeni 308 GTİ. Ancak vites kolunun arkasındaki start butonuna bastığınız anda otomobilde acayip şeyler olmaya başlıyor. Motor garip bir hırıltıyla çalışıyor fakat sonra yine sakinleşiyor, otomobilin içi sessizleşiyor. Ta ki, gaza basıncaya kadar…
Gaza bastığınız anda Peugeot 308 GTİ kelimenin tam anlamıyla yerinde tepinmeye başlıyor ve fırlıyor. Eğer bir ileri atılıma hazır değilseniz otomobilin kontrolünü yetirmeniz çok mümkün. Çünkü 270 beygirlik gücün tamamı büyük bir hızla devreye girerken ne yazık ki önden çekişin yüksek güç ve 330 Nm tork bindirdiği diferansiyel ve tekerlekler bu gücü yola aktarmakta bir an için yetersiz kalıyor. O yüzden de otomobil tepiniyor.
0’dan 100’e 6 saniyede çıkan otomobilin o motorla bunu daha çabuk yapması mümkün ama çekiş düzeneği yeterli değil. Sonrasında ise hiçbir sorun yok. Kusursuz bir yol tutuş ve muazzam bir konfor. Hatta gereğinden fazla bir konfor. Güçlü, fazla güçlü ama yeterince sportif değil gibi geliyor insana. Manuel vites kolunun hemen arkasındaki Sport butonuna iki saniye kadar basınca otomobil Sport moduna geçiyor. İlk göze çarpan değişiklik Audi benzeri ama kesinlikle daha güzel olan analog şahane göstergelerin parlak bir kırmızıya dönmesi.
Beraberinde otomobilin tepkileri de biraz değişiyor. Biraz daha sportif oluyor ama asla ve asla bir Peugeot 205’in verdiği sporcu hissini vermiyor. Bu arada gösterge tablosunun ortasındaki ekranda motorun tork, beygir gücü ve turbo şarj miktarlarını gösteren bir gösterge çıkıyor. Otomobilin tam güce ne kadar hızlı çıktığını görmek şaşırtıcı. Bu ekranda isterseniz yol bilgisayarının verilerini veya yanal g’leri de izleyebiliyorsunuz. Yol bilgisayarını orta ekranda görmek de mümkün. Cruise kontrol sisteminin kullanımının hayli komplike olması ise sıkıntılı bir durum. Bu çağa uygun değil. Ama yine de çok keyif ve güven veren bir otomobil. Gücü ise muhteşem.
Tüm rakiplerini alt edebilecek kadar iyi bir orta sıklet pehlivan gibi. Bol bol hafif malzeme kullanılmış olması rijiditeyi artırırken, kilitli diferansiyel viraj performansını kusursuz hale getirmiş. Tüketim ise 100 km için 11 litre gibi bu muazzam güç için kabul edilebilir düzeyde. Aynen 140 bin TL’den başlayan fiyatı gibi…
DOKUNMATİK DİJİTAL EKRANI SEVMEDİM
Kullanımdaki sorunlarına gelirsek. Otomobilin Denon müzik sistemi, yol bilgisayarı ve havalandırma kontrolleri ortadaki dokunmatik dijital ekrandan yapılıyor. Açıkçası ben bu durumdan çok hoşlanmıyorum.
KEYİFLİ BİR SPORUMSU OTOMOBİL OLMUŞ 308 GTİ
Sport moda geçince otomobilin sesi de değişip daha hırıltılı bir hale geliyor, ama bu ses ne yazık ki motordan değil, otomobilin içindeki hoparlörlerden gelen sentetik bir ses. Ancak ara hızlanmalar, ataklar süperden de öte. Gücün keyfini yaşıyorsunuz. Frenler ise biraz fazla sert. Kontrollü basmayı öğrenmezseniz yan yolcunun kafasını cama yapıştırabilirsiniz. Oldukça iyi tutuyorlar. Fakat gel gör ki, benim kullandığım araçta frenler biraz sarsıntı yapıyordu. Daha önceki testlerde hor kullanım sonucu havalandırmalı diskler mi hafiften yamulmuş yoksa tarzı mı böyle bilemedim. Öyle veya böyle keyifli bir sporumsu otomobil olmuş 308 GTİ.
