Uzaktan kumandalı otomobil

Allah biliyor ya, BMW’nin yeni 7 serisini merakla bekliyordum.

Dedikodulara bakılırsa otomobilde müthiş teknolojik yenilikler olacaktı ve rakiplerine fark atacaktı.

Doğrusunu isterseniz bir önceki 7 serisi, yani 5. nesil 7’ler bende biraz hayal kırıklığı yaratmış, Mercedes S ve Audi A8’in gölgesinde kalmıştı.

Bu kez BMW’nin iyi bir şey yapacağından emindim. Otomobili gazetenin önüne getirdikleri zaman görünümünden çok etkilendiğimi saklamayacağım.

Büyüklüğünü gizlemeyi başaran kaslı havası, ön farlarla birleşen güçlü omuz çizgileri, incelen farları, 6 serisi GT’yi andıran şık stop lambaları, yerli yerinde kullanılmış krom aksamı ile abartısız ama çok şık bir hali vardı. BMW’nin Mercedes’e kaptırdığı sportif imajı geri alma girişiminin ete kemiğe bürünmüş haliydi.

Mercedes S serisiyle hemen hemen aynı ebatlarda olduğu ve bir önceki 7 serisinden birkaç santim daha uzun olduğu halde, daha derli toplu bir hali vardı.

Ancak 7 serisindeki asıl değişim kabinin içinde ve gövdenin altındaydı. Otomobilin A, B ve C sütunlarında kullanılan takviyeli karbon fiber, kapılarda ve kaputlarda kullanılan alüminyum ve tamponlarda ve diferansiyel kutusunda kullanılan sert plastik, otomobili 130 kilo yani hemen hemen yüzde 10 daha hafif hale getirmişti.

Kabin ise BMW’nin son yıllarda alışkanlık haline getirdiği sıkıcı ve değişmez görünümden uzaklaşmıştı. Gösterge ekranı sürüş seçeneğinize göre renk ve şekil değiştiriyor, ortadaki büyük ekran ise hem “dokunmatik” hem de “idrive” ile kullanılabilen gerçek bir bilgi ve eğlence merkezi işlevi görüyordu. Buradaki tek sorun seçeneklerin çok ama çok fazla olması ve benim gibi sıradan bir kullanıcının kafasını karıştıracak kadar fazla uygulama içermesiydi. Allah tarafından havalandırma sistemi için ayrı bir kumanda bölümü vardı da, bu karmaşanın içinde bir de onu arayıp öğrenmek zorunda kalmadım.

Benim çözmekte zorlandığım bu bulmacaların, 15 yaşındaki kızım tarafından birkaç dakika içinde çözüldüğünü söylersem meselenin bir “çağ” meselesi olduğu ortaya çıkar herhalde. BMW’de elektrikli ısıtmalı soğutmalı deri koltuklar standart. Koltuklar çok ama çok şık. İç mekândaki marküteri tarzı ahşaplar da BMW’den çok Rolls Royce veya Bentley tarzı. Arka koltuklar ise tam bir business class koltuğu. Bir BMW klasiği olarak sert koltuklar, uzun yol için ideal.

Arka ortada opsiyonel olarak seçilen bir konsol var ve konsolun üzerinde yok yok.

Elinizin altında konsola gömülü bir Samsung pad var ve otomobilin tüm fonksiyonlarını buradan kontrol edebildiğiniz gibi, bunu yerinden çıkarıp elinize alabiliyor ve yanınızda taşıyabiliyorsunuz. Bunun dışında ekranlarda TV izleyebiliyor, her türlü fonksiyonu kumanda edebiliyor ve internet üzerinden her türlü işinizi yapabiliyorsunuz.

Haber falan da önünüze geliyor. Şu kadarını söyleyeyim, otomobilin içindeki bu uygulamalarda BMW, Mercedes’in önüne geçmiş.

Arkada oturmak büyük keyif. Masaj yapan koltuklar, ekranlarda türlü türlü bilgiye erişme imkânı.

2

2 LİTRE Mİ?.. YOK CANIM

730iL’nin en acayip yeri ise motoru. BMW bir serisinde ilk kez 4 silindirli bir motor kullanmış. Üstelik bu motor 2 litre hacminde.

Ancak daha iyi bir 2 litrelik motor görmedim. Turbo motor 2 litrede 258 beygir güç veriyor. Dahası 400 nm’lik de bir torku var ki, gerçekten inanılmaz.

Bu motor 2 tonluk koca otomobili inanılmaz bir ivmeye ve muazzam bir hıza kavuşturuyor. 0’dan yüze 6.5 saniyede çıkan otomobilin son sürati 250 kms ama ben bu hıza çıkamadım.

Dahası yarı boyutundaki otomobillerle hemen hemen aynı tüketim seviyesinde. 100 kilometrede 10 litre civarında benzin yakıyor ki, gerçekten müthiş bir değer.

Hızlanma ve frenleme beklendiği üzere çok iyi. Yol tutuş iyi ama açıkçası daha iyisini beklerdim demem lazım. Bu kaslı görünüm ve sürüşteki dinamizm biraz daha iyi bir viraj kabiliyeti beklentisi yaratıyor. Aynı sınıftaki Audi’den kötü, Mercedes ile hemen hemen aynı. Şerit tutma asistanı ise benim için tam bir bela oldu.

Bir yandan dikkatsizlikten kaynaklanan şeritten çıkmaları çok iyi engelliyor ama siz ani şerit değiştirmek istediğiniz zaman size biraz direniyor. Alışık olmayanı şaşırtabilecek bir durum. Tabii şerit değiştirmeden önce sinyal verirseniz böyle bir sorun yok. Yeni 7 serisi için söylenebilecek en önemli şey, tam bir bilgisayar çağı otomobili olduğu.

İçi oyuncak dolu. Akla gelebilecek her türlü ayırıntı düşünülüp otomobile adapte edilmiş. Arka koltukta otururken hiç sıkılmadan bunlarla oynayabilirsiniz, ama kullanırken biraz riskli oluyor!

3

AKILLI ANAHTARLA PARK EDİLİYOR

BMW 7 serisinin en acayip tarafı anahtarı. Daha önce hiçbir markanın böyle bir anahtar yaptığını zannetmiyorum. Anahtarın üzerinde bir ekran var ve bu ekranda pek çok fonksiyon.

Otomobili bu anahtarla uzaktan kumanda edebiliyorsunuz.

Ama sıkı durun, bu anahtarla otomobili uzaktan kumandayla park edebiliyorsunuz.

Diyelim ki, dar bir yere girecek ve kapılar zor açılacak, otomobilden çıkmanız zor veya imkânsız olacak. Otomobilden iniyorsunuz ve anahtar otomobili kendi kendine park ediyor.

Yani işin cılkı çıkmış vaziyette.

BMW’nin bu muazzam fonksiyonunu bakalım önce kim taklit edecek.

Tabii ben bu fonksiyonu kullanmadım.

El âlemin emanet otomobilini tam da beceremediğim birtakım elektronik oyuncaklarla bozmak, çarpmak istemedim.

4

2 LİTRESİ BİR TIK UCUZ OLABİLİR

Şu kadarını söyleyeyim olmuş.

Mercedes S bana biraz daha rahat bir arka koltuk sunuyor, ama kızıma göre BMW daha rahat. Demek ki, o da göreceli bir durum. Fiyata gelince… İşte orada biraz sorun var. 730iL’nin tüm bu aksesuvarlarla yani full oğlu full satış fiyatı 796 bin TL. Yani memleketten tanıdığı iki rakibiyle hemen hemen aynı. Oysa 2 litre bir tık daha ucuz olabilirdi diye düşünüyor insan.

Yine de yeni 7, Mercedes S ve BMW A8 için çok iyi bir rakip olmuş. Hangisini seçersin diye sakın sormayın bana. Yemin ederim yanıtını bilmiyorum.

Erişilebilirlik Araçları