Mağduriyet tok karnına alınır

2007’de, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın “Ben yazdım” dediği 27 Nisan e-muhtırası Cumhurbaşkanı seçimine gitmekte olan Türkiye’nin o dönem taze iktidarı AK Parti’ye çok yaramıştı hatırlayacaksınız.

Erken seçimin yolunu açmış, erken seçim bir önceki seçimde parlamento dışı kalmış MHP’yi yeniden parlamentoya sokmuş, 367 dayatmasını antidemokratik bulduğunu söyleyen MHP lideri Bahçeli’nin desteği ile Abdullah Gül, belki de partisine rağmen yeniden adaylığını açıklamış ve TBMM’de Cumhurbaşkanı seçilmişti.

E-muhtıra Türkiye’nin belki de kaderini değiştirmişti.

Büyük ihtimalle AK Parti’ye uzun bir iktidarın yolunu açmıştı.

14 yıl ve bir sürü seçimden sonra yine bir bildiriyi konuşuyoruz.

Bu kez genelkurmay başkanının değil, 104 emekli askerin bildirisini.

İktidar bunu bir muhtıra olarak görüyor ya da en azından öyle görülmesini, öyle görünmesini istiyor.

Görülür mü, görülmez mi bilmem.

Ama görülmeme ihtimalinin görülme ihtimalinden fazla olduğunu tahmin edebilirim.

İktidar partisinin buradan çıkartmayı umduğu mağduriyet, seçmenin enflasyon, hızlı fiyat artışı, işsizlik, gelir adaletsizliğinden kaynaklanan mağduriyetlerinden fazla mı olacak yoksa az mı olacak zaman gösterecek.

Karnını doyuran bir iktidarın mağdur olmasını istemeyen seçmen, aç karnına mağduriyet yer mi emin değilim!

Seçmene mağduriyet dağıtıp şifa bulmak isteyen iktidar bu ilacın prospektüsünü iyi okumalıdır.

Üzerinde “Tok karnına alınır” diye yazar.

***

Nerede bu gemiler

Madem amiraller gündemde.

Aklımıza gelen birkaç “deniz aşırı” soruyu soralım.

Sondajları ile pek övündüğümüz Fatih, Kanuni ve Yavuz sondaj gemilerimiz neredeler?

Bir ara her an takip ettiğimiz, üzerlerinden canlı yayınlar yapılan milli gururlarımız şu an Akdeniz’de nereyi deliyorlar?

Keza bu sondaj gemilerine yer ve yol gösteren yine milli gururumuz sismik araştırma gemilerimiz var.

Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin sismik araştırma gemileri.

Bu gemilerimiz neredeler!

Akdeniz’in hangi verimli noktasını, Mavi Vatan’da ülkemize ait hangi parseli inceleyip, petrol ve doğalgaz arıyorlar!

Bu gemilerimizin faaliyetlerini duyarak yine gururlanmak istiyoruz.

***

Libya’da durum

Bir de Libya meselemiz vardı.

Onu da merak etmiyor değilim.

Libya’da duruma el koymuş, iç savaşın gidişatını değiştirmiş, Serrac’ın Hafter karşısında galip gelmesini sağlamıştık.

Bu sayede Akdeniz’de ekonomik bölgemizi genişletmiş, Libya ile ciddi bir anlaşma imzalayarak, Mavi Vatan’ı hayata geçirmiştik.

Yunanistan ise kıyameti koparmış ve Libya ile diplomatik ilişkilerini askıya almıştı.

Belki haberiniz olmamıştır ama Libya ile ilişkilerini kesmiş olan Yunanistan’ın Başbakanı Miçotakis, Dışişleri Bakanı ile birlikte dün Libya’da idi.

Ve ziyaretinin tek gündemi Türkiye ile Libya arasındaki deniz sözleşmesinin iptali idi.

Hani biz Mısır ile ilişkilerimizi normalleştireceğiz ya.

Yunanistan, Libya ile normalleştirmeye çoktan başlamış belli ki!

Sahi bu arada bizim Libya ile ilişkimiz şu an ne durumda?

Serrac’ı Libya’dan çok Nişantaşı’da görüyorum da!

***

Anladık da bunlar ne olacak!

Salgın yokmuş gibi davranmaya devam ediyoruz.

Hem hükümet hem de vatandaşlar olarak.

Dün 50 bine dayandık ve liderliği ele geçirdik.

1,5 milyarlık Hindistan’dan da Brezilya’dan da çok vakamız var.

Bu gidişle daha da artar.

Ramazan’da lokantaları kapatarak bu işi çözeceğini zannedenler ise yanıldıklarını görecekler ama çok geç olacak.

Göz göre göre bu hale geldik aslında.

Faturayı yine halk ödeyecek.

Kısa çalışma ödeneği kalktığı için, pek yakında servis sektöründeki milyonlarca insan hızlı biçimde işsiz kalacak.

Artan sayılar nedeniyle turizm de büyük darbe alacak.

Şu anda turist yollayan tek ülke olan Rusya’dan bile uçuş yasakları başladı.

Ama şu anda bunlarla uğraşan yok, varsa yoksa amiraller.

104 amirali hemen içeri atınca tüm bunlar düzelecek ise hemen atın.

Yok ama düzelmeyecekse birileri de bu konu ile ilgilensin.

***

Yazıyorum artık sormayın

Sevgili okurlar ve izleyiciler.

Haftalardır durmaksızın kullandığım yüz maskesinin ve stüdyoya da koyduğum HEPA filtreli havalandırma cihazının markasını sorup duruyorsunuz.

Biliyorsunuz ki, reklam yapmak işim değil.

Bu yüzden de maillerinize ya da sosyal medyadan sorduğunuz sorulara tek tek yanıt vermeye çalıştım haftalardır.

Ancak ardı arkası kesilmiyor.

İlk ve son kez söylüyorum.

Salgının ilk günlerinde farklı maskeler denedim.

Sonunda TT Medikal’in maskelerinde karar kaldım.

Çünkü tam olması gerektiği gibiler.

Mutasyonlu virüslerin ülkemizde yaygınlaşmasının ardından yine TT Medical’ın koruyuculuğu biraz daha fazla olan “King Nano Mask”ını kullanmaya başladım.

Stüdyoya büyüğünü, odama ise küçüğünü koyduğum HEPA filtreli hava temizleyici ise Eskişehir’de yerli üretim yapan bir firmanın “Froumann” markası altında sattığı ve coronavirüs’e karşı test edilmiş tek hava temizleyici.

Havadaki organik veya inorganik partikülleri yüzde 100 oranında filtre edebiliyor. En hassas cihazlarla yaptığım ölçümlerde içinden çıkan havada sıfır partikül oluyor.

Bundan böyle bu konuda soru sormayın lütfen.

Yemin ederim cevaplamayacağım.

Sıkıldım.

***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Tarihi tekerrür etsin diye dua etmediğimiz zaman.

Erişilebilirlik Araçları