Bayram

Sevgili okurlar,

Bugün Bayram.

Hepinizin Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyorum.

Bayramların tatil değil, ailelerin biraraya gelmesine vesile olduğu için insanları mutlu ettiği günlerin özlemiyle hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.

***

Haksızlık duygusu

İstanbul Büyükşehir’in taze belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, ani bir biçimde hedef oldu.

Ekrem Başkan’ı hedef haline getiren ise belediye iştiraklerinden birine yaptığı atamaydı. “Liyakate bakarım, partizanlık yapmam” diyen İmamoğlu bunu kanıtlamak isterken, ciddi bir hataya kurban gitti.

Oldukça “Şaibeli” bir isim, bir Aktroll, iştirakin genel müdürlüğüne atanıverdi.

Bu İmamoğlu’ndan çok, ekibinin hatası gibi duruyor.

Tabii muhafazakar kesime yakın duracağım, onları kızdırmayacağım meselesinin de bir dengesi olmalı.

Ve özellikle de bu durum haksızlık vesilesi haline getirilmemeli.

Meselâ bütün kamuoyunun bildiği bir olay vardı seçimler öncesinde.

Nuri Başkapan adında bir belediye çalışanı…

Bu belediye işçisi, seçimlerden önce Ekrem İmamoğlu’nun çağrısına uyarak kampanyasına cüzi bir miktarda bağışta bulunmuştu.

Bu da Başkapan’ın belediyedeki görevinden kovulmasına neden olmuştu.

O Nuri Başkapan, seçildiği günden bu yana ne İmamoğlu’na, ne de çevresinden herhangi birine ulaşıp, derdini anlatamazken, bir Aktroll’un “Liyakat” adı altında atanması elbette bir haksızlık duygusu uyandırıyordur.

***

Aptal dostun olacağına

TÜPRAŞ’ın genel müdürlüğünü İstanbul’a taşıması, iktidara yakın olduğunu iddia eden bazı kalemlerin ve çevrelerin anında komplo teorileri üretmelerine neden oldu.

Şöyle saçma sapan bir iddia ortaya attılar:

“Koç Grubu İmamoğlu’nun seçilmesi nedeniyle TÜPRAŞ’ın merkezini İstanbul’a taşıyor çünkü vergisini İmamoğlu’nun yönettiği İstanbul’a vermek istiyor.”

Bu kadar ahmakça bir iddia olabilir mi bilmiyorum.

TÜPRAŞ, kurumlar vergisi mükellefi.

Belediyeye değil, Maliye’ye ödeniyor vergisi.

Üstelik TÜPRAŞ vergi dairesini de değiştirmiyor.

Kocaeli’nde ödemeye devam edecek.

Bu iddiayı ortaya atan akılsızlar farkında değil belki ama Hazine ve Maliye Bakanlığı da pek çok birimini İstanbul’a taşımaya başladı.

Muhtemelen Merkez Bankası’nı da İstanbul’a taşıma niyetleri var.

Peki bu komplo teorisyenlerine sormak isterim.

Bakanlık da Ekrem İmamoğlu’na destek olmak için mi İstanbul’a taşınıyor!

***

Hatırlamakta fayda vardır

Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK hedeflerine Türkiye’nin bir operasyon yapacağı konuşulurken, hem bu köşede, hem de televizyon programında “Muhtemelen yapılmayacak olan operasyon” dedim sürekli.

Ve dediğim gibi oldu.

Operasyon yapılmadı.

ABD ile uzlaşılmış, birlikte hareket edilecekmiş.

Güvenli bölge konusunda uzlaşma sağlanmış.

Bu konunun detayları müzakere ediliyormuş.

Açıkçası ben operasyonun yapılma ihtimalini düşük görüyorum derken bunları bilmiyordum.

Ama bildiğim, yaşadığım başka bir şey vardı.

Belki ‘toplumlar balık hafızalıdır’ diyenler haklı olabilir, bilemem ama ben çok da unutkan biri değilim.

Geçen yılın, yani 2018 yılının Kasım ve Aralık aylarında da biz haftalarca Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyonu konuştuk.

Eli kulağındaydı, hazırlıklar tamamdı, tepelerine binecektik, YPG/PKK haddini aşmıştı. Destekçisi ABD’ye Türkiye’nin boş konuşan bir ülke olmadığı mesajını vermek şart olmuştu.

Hatırlamıyorsanız, Google bakın.

Henüz yasaklanmadı.

Peki o operasyon yapıldı mı?

Tabii ki, yapılmadı.

Niye?

Çünkü ABD ile uzlaşılmıştı.

ABD gereğini yapacaktı.

Hatırlıyor musunuz?

Hatırlayanların, yanılması zor olur.

Unutmayın.

***

Makulü zaten görüyorsunuz

Pazar günleri yazdığım “Tüketici yazıları” çok tepki alıyor.

Olumlu, ya da olumsuz.

Kimi okurlar, “Şahane şeyler yazıyorsun” diyor kimileri ise “Züppe p..k. Bu paraları kim verir. 600 pounda şemsiye, 1 milyon pounda hoparlör diyorsun. Ayıp ayıp, millet geçim derdinde” diye eleştiriyor.

Kimileri de, “Ya biraz daha makul fiyatlı şeyler yazsan da alabilsek” diyor makul bir biçimde.

Yahu makul şeyleri gidip zaten dükkanda gözünüzle görüp seçebilirsiniz.

Yazmama ne gerek var.

Ben uçuk şeyleri yazıyorum.

Eğlenin diye.

Geçen hafta da mutfak fırınları, ocakları, yemek pişirme ürünlerini yazarken hayatımın mutfakta geçtiğini yazınca bazıları dalga geçti.

“Sen kim yemek yapmak kim?” diye.

Bu nedenle aşağıdaki birkaç fotoğrafı koymak zorunda kaldım, eski bir röportajdan.

Ben böyle yemek yaparım.

Bazı okurlar da “Bu şahane ürünleri hangi mutfaklara koyacağız?” diye sormuş.

Onlar için de birkaç mutfak önerim var.

İsterseniz bu mutfakları alabilirsiniz.

İsterseniz aynı paraya İstanbul’un biraz dışındaki bir siteden birkaç daire.

Size kalmış…

***

Ev demek mutfak demek

Benim için ev yaşamı mutfağın çevresinde şekillenir. İçinde bir de yemek bölümü olan bir mutfak sıcak aile yemeklerinin en güzel ortamını sunar. Hele bir de benim gibi yemek yapmaya meraklı iseniz, mutfağın önemi katlanarak artar. Artık salonlarla veya yaşam odalarıyla mutfakların bütünleşmesi, küçülen evlerde, mutfakların salonların bir parçası haline gelmesiyle birlikte mutfakların hem görünüm hem de pratiklik olarak daha da önem kazanmasına daha da fazla özen gösterilerek yapılmasına yol açıyor.

Mutfak delisi birisi olarak bugün size kendimce dünyanın en iyi mutfaklarını anlatmak istedim. Elbette çok kaliteli, çok şık, çok iyi onlarca mutfak markası var.

Türkiye’de de mükemmel mutfaklar üretiliyor ve ortalama bir ithal mutfaktan çok daha ucuza aynı kalitede ve hatta daha kaliteli yerli bir mutfak sahibi olmak mümkün ama ben bugün size mutfakların “En iyilerinden” mutfak dünyasının “Rolls Royce”larından bahsetmek istiyorum. Eğer çok şık bir ev yaratmak istiyorsanız ve bunun içine harcama sınırınız yoksa ya da bu sınır çok yukarılardaysa. Sizler için üç ayrı mutfak markasını tavsiye etmek isterim. Bunların ikisi İtalyan, biri ise Alman yapımı.

Benim sıralamam ise şöyle:

1. Boffi

2. Bulthaup

3. Giorgetti

Sizlere anlatacağım bu mutfakların fiyatlarını da yaklaşık olarak vermeye çalışacağım. Ancak vereceğim fiyatlara geçen hafta yazdığım buzdolabı, fırın, ocak, şarap dolabı gibi beyaz eşyaların fiyatları dahil değil.

BOFFI

Hiç tartışmasız dünyanın en iyi, en kaliteli ve bence en şık mutfaklarını ve banyolarını üreten firma. Ancak rakipsiz olduğu alan mutfak. Boffi, bundan hemen hemen 80 yıl önce Piero Boffi adında bir marangoz tarafından kurulmuş bir firma. Giderek önce mutfak, ardından banyo ve bunların aksesuarları üzerinde uzmanlaşmış.

Piero’dan sonra işin başına geçen üç kardeş, Dino, Paolo ve Pier Boffi, kalite çıtasını sürekli yukarı çekerek eşsiz bir marka yaratmışlar. Ünlü İspanyol Patricia Urquiola, Pire Lissoni gibi tasarımcıların imza attığı Boffi mutfaklar, bugün evin herhangi bir odasından daha şık, daha gösterişli ve daha kaliteli duruyor.

Bir mutfağın fiyatı ancak tasarımından ve kurulacağı alanın büyüklüğünden bağımsız olarak söylenemez. Ancak küçük bir mutfağı Boffi’ye yaptırmaya kalkarsanız en az 75-80 bin Euro’yu gözden çıkarmanız gerekiyor. Ortalama boyutta yani yaklaşık 30 metrekarelik bir mutfak ise 130 bin Euro’ları bulabilir. Genişçe bir mutfak ise 200 bin Euro’ları aşar.

BULTHAUP

İki İtalyan’ın arasına bir Alman koydum çünkü bilirsiniz ki, Almanya, her alanda kaliteli üretimin en önemli ülkelerinden biri, belki de birincisidir. Hal böyle olunca mutfak üretiminde de geride kalmaları düşünülemezdi.

Almanlar için otomobilde Mercedes ne ise mutfakta da Bulthaup aynı anlama gelir.

Firma, mutfak alanında uzmanlaşmış ve savaş sonrası Almanya’nın imarında mutfakçılık yapmıştır. Muhtemelen dünyanın en kaliteli ve en fonksiyonel mutfağıdır Bulthaup. Her ne kadar Bulthaup’un mottosu “Şekil işlevi takip etmelidir” olsa da Bulthaup’un formları da oldukça iyidir ve İtalyan rakipleri kadar olmasa da son derece şık bir mutfaktır.

Fiyatları ise Boffi ve Giorgetti’ye oranla çok daha “Ehvendir”. Ortalama büyüklükte, hallice bir mutfak Bulthaup’la yapılırsa maliyet 70-80 bin Euro arasında olur. Yani Boffi’den en az yüzde 30’a varan oranda daha ucuzdur. İyi tarafı torunlarınız tarafından da kullanılabilecek olmasıdır.

GIORGETTI

Giorgetti, İtalya’nın ahşap işçiliği ile ünlü en önemli mobilya üreticilerinden biridir. Benim için tam bir kalite sembolüdür. Bayılırım.

1898’de kurulan firma, o gün bugündür çok yüksek kalitede ahşap işçiliği ile mobilya üretir. Giorgetti, dünyanın en önemli mobilya tasarımcıları ve iç mimarlarına her biri bir sanat eseri sayılabilecek mobilya tasarımları yaptırır.

Sonradan girdiği mutfak işinde de henüz bir Boffi olamadıysa da, işçilik, malzeme kalitesi ve dizayn olarak Boffi ile yarışacak niteliklere sahiptir.

Yılların ahşap işçiliği ve dizayn birikimi Giorgetti’nin mutfaklarında kendini hemen gösterir. Fakat o kadar güzel ve yalındırlar ki, bu güzelliğin mutfak kapısının arkasında kalmasına insanın içi elvermeyebilir. Giorgetti’ye bir mutfak yaptıracaksanız, tercihen açık bir mutfak olması daha iyi olur. Fiyatlarını soracak olursanız Boffi ile hemen hemen aynı. Hatta bazen biraz üzerinde.

***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

“Savsaklamadığımız zaman.”

Erişilebilirlik Araçları