Anıtkabir’e şükür ziyareti

Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal kitabı ile ilgili iki satır yazdım, zannedersin kitabı ben çıkardım, ben sattım, parayı cebe ben indirdim.

Yahu dedim ki, “Ne var bunda, bu kadar pahalı satılan tek kitap bu mu?

Vay efendim Atatürk ticareti yapıyormuş. Yahu din ticareti yapmak serbest. Osmanlıcılık ticareti yapmak serbest bunlara ses çıkarmayanlar, söz konusu Atatürk ticareti olunca mı aslan kesiliyor!

Yazar ve yayınevi bir fiyat belirlemiş, belli ki piyasayı sezmişler, talebi öngörmüşler, “Bu fiyattan da gider” demişler ve 2 bin 500 TL etiket koymuşlar kitaba kime ne?

Bazı okurlar demiş ki, “Ne o Atatürkçülüğümüzü parayla mı sınıyor Yılmaz Özdil! Siz alacak mısınız bu paraya bu kitabı?”

Almayacağım tabii ki!

Ucuzunu almadım ki, 2500 TL olanı alayım.

Çok şükür Atatürk’ü Yılmaz Özdil’in toplama kitabından öğrenecek halim yok.

İlkokuldayken Şevket Süreyya Aydemir’den okumuşum Mustafa Kemal Atatürk’ü.

Nutuk’u okumuşum.

Lord Kinross’tan okumuşum.

Her yerden okumuşum.

Tarihçi dostlarımın elindeki belgelerden okumuşum.

Yılmaz Özdil’in Google Atatürk’ü ne katacak bana, hele bir de 2500 TL vereceğim.

Yok daha neler!

Benim dediğim çok açık.

Talep var ise arz olur!

Talebi gören, pazarı gören zengin olur?

Ki zaten 1881 adet kitabı 2500 TL’den 4 saatte tüketmiş Özdil.

4,5 milyon TL ciro yapmış.

Allah bin bereket versin!

Anıtkabir’e bir teşekkür ziyareti yapar artık.

***

Kaleleri AK Parti’ye mi vermek istiyor acaba!

Türkiye’nin değil, bilinen evrenin en kötü yönetilen partisi CHP yerel seçimlerde büyük bir sürprize hazırlanıyor zannederim.

Bu seçimde CHP’nin yapacağı en büyük sürpriz “kalesi” olarak bilenen yerleri kaybetmek olacak galiba.

En azından bunun için çalışıyorlar.

Mesela Şişli’yi AK Parti’nin kazanma ihtimali artıyor.

Sarıgül CHP’den istifa etti.

Şişli’de ya DSP’den ya da bağımsız olarak seçime girecekmiş.

Bu durumda CHP ve Sarıgül arasındaki kapışma sonrasında AK Parti, Şişli’yi kazanırsa kimse şaşırmasın.

Keza İzmir.

İzmir’de kavga o kadar büyüyor ki, burada da AK Parti aradan sıyrılabilir.

Ya da Kılıçdaroğlu İzmir’de aday gösterme zamanını kaçırabilir.

Ki o da mümkün görünmeye başladı.

İktidarların ülkeye zarar verdiği zamanları çok gördük, görüyoruz.

Ama muhalefetteyken ülkeye bu kadar zarar veren bir parti yönetimini galiba ilk kez görüyoruz.

***

Evet dostumdur!

“Sevgili dostun Celal’e bir şey demeyecek misin?”

Böyle diyor bazıları.

Anlamadım ne demem gerekiyor.

Evet Celal Şengör benim sevgili dostumdur.

Ama ben 64 yaşındaki Celal Hoca’nın ne velisiyim ne de her söylediği lafın mesulü.

Siz dostlarınızın, arkadaşlarınızın, hatta eşinizin, çocuklarınızın sözlerinin, fikirlerinin tamamına katılıyor musunuz?

Ya da sorumlusu oluyor musunuz?

Ben de Celal’in her söylediğinin mesulü ya da destekçisi değilim.

Ama aramızda bir fark var.

Ben Celal’in aslında ne demek istediğini biliyorum, bunca yıllık dostumun söylediği lafın manasını çözebiliyorum.

Hocaya sormuşlar, “Organlarınızı bağışladınız mı?” diye.

Yanıtı pek çoğunuz okudu elbet ama ben onu tanıyan biri olarak şöyle okudum:

“Ben organlarımı tanımadığım birine bağışlamaktansa, tüm vücudumu bilime bağışladım.”

Çünkü tanıdığım Celal Şengör ne organ bağışına karşıdır ne de organ bağışı bekleyenlere.

Ama Allah muhafaza, organlarını bağışladığı zaman, kalkar da Fesli gibi birine verilsin istemez.

O yüzden de tüm bedenini bilime bağışlamayı tercih eder.

Celal’i tanırsanız böyle okursunuz sözlerini.

Kendisine gıcıksanız da “Vay şerefsiz hakaret etti yine” diye.

Ayrıca etmiş de olabilir.

Ama yine de benim dostumdur.

Dostlarımın her fikrine katılacağım diye bir kural da getirilmedi ya!

***

Doğan’ın parası

Türk basınının para ile ilgili haberleri beni çok eğlendiriyor. Özellikle de son dönemde Aydın Doğan ile ilgili haberleri.

Ne iş yapacak olsa “Hürriyet’in satışından aldığı 916 milyon dolar ile” diye başlayan bir cümle.

Şimdi de ABD’de hastane alacağı iddiası var o paranın küçük bir bölümü ile.

Zannedersin ki, Doğan o parayı bankaya koydum ve nereye harcasam diye düşünüyor.

Bu arkadaşlara ben bir tüyo vereyim.

Aydın Doğan Hürriyet’in satışından gelen paranın önemli bölümü ile Boyabat Enerji’den dolayı bir bankaya olan kredi borcunu kapattı.

Yani o para olduğu gibi durmuyor.

Haberiniz olsun.

Ayrıca Hürriyet’ten önce Petrol Ofisi’ni daha büyük paraya sattı.

Dışbank’ı sattı.

O paraları niye harcamıyor da hep Hürriyet’ten gelen para sizin çenenizi yoruyor!

***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Okumadığımız yazıyı yazılmamış zannetmediğimiz zaman!

Erişilebilirlik Araçları