Milli Piyango ve güven

Her şey yılbaşı akşamı, sosyal medyanın “haberleri komikleştirme” işini başarıyla yapan hesabı Zaytung’un ortaya attığı ve benim de görünce çok güldüğüm “palavra haberi” ile başladı.

Yılbaşı gecesi herkes Milli Piyango’nun büyük ikramiyesini kimin kazanacağını düşünürken Zaytung her zaman yaptığı gibi komik bir haber yayınladı.

Haber aynen şöyleydi:

“Milli Piyango Yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye Kolin-Limak-Cengiz-Kalyon konsorsiyumu tarafından satın alınan bilete isabet etti.”

Zaytung’un her zaman yaptığı gibi zekice, fırlamaca hazırlanmış bir palavra haber.

Gülüp geçtik.

Ama Türkiye gülüp geçmedi.

Haber tam bu haliyle olmasa bile gündeme ciddi ciddi girdi.

Büyük ikramiyenin hükümete yakın bir işadamına çıktığı, onun da bu parayı iktidara yakın bir vakfa bağışladığı haberi yayıldı da yayıldı.

İş o kadar ciddi bir hale geldi ki, en sonunda Milli Piyango İdaresi bir açıklama yamak zorunda kaldı ve “Büyük ikramiyeyi kazanan talihli henüz ortaya çıkmamıştır. Parasını almamıştır” dedi.

Bana bundan 15 sene önce “Türkiye’de en güvenilir kurumlar hangileridir” diye sorsalar, yemin ederim TSK falan demezdim.

İki kurumun ismini verirdim.

Biri ÖSYM diğeri ise Milli Piyango olurdu.

Önce ÖSYM’nin çürüdüğünü gördük hep birlikte.

Bir yolsuzluk nedeniyle değil ama bir hata nedeniyle onurlu ve nitelikli bir ÖSYM Başkanı’nın istifasıyla boşalan koltuk öyle bir dolduruldu ki, ÖSYM yani Türkiye’nin tüm büyük sınavlarını yapan kurum çöktü.

Soru çalmalar, yolsuzluklar, sahtecilikler aldı yürüdü.

Biz o dönemde Habertürk’te bu rezalet iddialarını her gündeme taşıdığımızda “ağır hakaretlere” maruz kaldık.

Sonra zaman geçti haklılığımız ortaya çıktı.

Ve bir diğer kurum Milli Piyango’da da bir yolsuzluk olduğunu iddia edemem ama belli ki, orada da artık bir güven erozyonu olmuş. Öyle ki bir Zaytung haberi bile dönüp dolaşıp gerçekmiş gibi ya da en azından gerçeğe yakınmış gibi yalanlanması gerekecek kadar ciddi inandırıcılıkta bir iddiaya dönüşebiliyor.

Bugün galiba Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri de bu durum.

En güvenilir kurumlar bile vatandaş gözünde “güvenilirliği sorgulanır” hale düşmüş vaziyette.

Galiba tamiri en güç olacak olan da bu güven meselesi.

Çünkü güven öyle bir şey ki, yüzde 99’u bile olmuyor.

Geride kalan yüzde 1’e koca bir ülkeyi sığdırmak mümkün.

***

Telefonları kurtaran telefon

ABD’nin bu yıl içinde azledilmesi pek muhtemel S.S. Başkanı Donald Trmup, Türkiye’ye göre önceki akşam yine abuk sabuk bir tweet atınca Türkiye karıştı.

Dolar uçtu, bizim Saray’dan Beyaz Saray’a salvolar başladı.

Trump’ın dediği “Kürtlere saldırırsa Türkiye’yi ekonomik olarak çökertiriz” cümlesiydi bu olanlara sebep.

Ben kendi kendime “Eyvah” dedim.

Sahte ya da fotokopi dolarların yakılması değildi derdim.

Bir sürü adam yine cep telefonlarını kıracak, bir araba masrafa girecek sonunda yine Apple kazanacak diye korkumdan.

Oysa bana göre SS Trump’ın ne lehte, ne de aleyhte sözlerinin çok bir önemi yok.

Anında 180 derece dönme yeteneğine sahip olduğu için dert değil söyledikleri.

Ama yine de vatandaşlarım için eyvah dedim.

Neyse ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen SS Trump’ı aradı.

Trump, bu kez de dostluk, kardeşlik, ekonomik ilişkileri geliştirme mesajı attı.

Her ne kadar Trump’ın bu sözleri daha önceki sözleri kadar güvenilmez olsa da bir telefonla en azından bizim duyarlı vatandaşların telefonları kurtuldu.

NOT: SS’nin Nazi es es’leri ile bir bağlantısı yok. Sadece Sınır Sorumlu kelimelerinin kısaltılmışı.

***

Kenevir

Geçenlerde, geçenlerde dediğim birkaç ay önce bir yerde kenevirin uyuşturucu olarak değil ama ekonomik ve ekolojik olarak faydaları ile ilgili bir yazı okudum.

Hatta bir ara bu okuduklarımı sizlerle de paylaşayım diye düşündüm.

Ama ne yalan söyleyeyim korktum.

Sürekli olarak pusuda bekleyip üzerimize saldırmak için fırsat kollayan bazılarının “İşte eski Türkiye kalıntısı bu şerefsizler gençlerimizi uyuşturucu batağına sürüklemek için keneviri övüyorlar” diye yaygara yapacaklardı.

Ama o da ne!

Cumhurbaşkanı Erdoğan tam da benim okuduklarıma paralel minvalde bir açıklama yaparak kenevir ekimi ile ilgili, okuduklarımdan öğrendiğim kadarıyla son derece katıldığım bir şeyler söyledi.

Ben de şimdi okuduğum o makaleyi nereye tıkıştırdığımı arıyorum.

Bulunca yazacağım.

Sıkıysa saldırsınlar.

***

En büyük merakım

Bugünlerde en merak etiğim şey ne biliyor musunuz?

Uğraşmayın söyleyeyim.

Beşiktaş’ın eski Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ı CHP’nin televizyonu olarak bilinen Halk TV’ye kimin, niye çıkardığı.

Bunu gerçekten merak ediyorum.

***

Köpek sorununa öneriler yakında

Geçen hafta sokak köpekleri ile ilgili yazdığım yazılara gelen mailler devam ediyor.

Bu konuda uzman bazı okurlarım da çeşitli öneriler getirdiler.

Onları da önümüzdeki günlerde paylaşacağım.

***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Fikir adamı olduğunu iddia edenler, önderleri ile aynı gün fikir değiştirmedikleri zaman.

Erişilebilirlik Araçları