ABD’nin hedefi ekonomik değil siyasi

Türkiye’deki ekonomik dalganın faturası ABD’ye çıkıyor.

Ve ABD yönetimi, özellikle de Başkan Trump bu faturanın kendisine çıkması için azami gayreti sarf ediyor.

İşte bunu anlamak mümkün değil.

Bakın ben size baştan söyleyeyim, Türkiye Rahip Brunson’ı yarın iade etse, Brunson’ı iade etmekle yetinmeyip, Hazreti İsa’yı mezarından çıkarıp diriltip ABD’ye papazla birlikte yollasa Türkiye’deki ekonomik çalkantı bitmez.

Çünkü Türkiye’deki sıkıntıda Rahip’in rolü “Tali” ya da “Minimal”

Ortada rahip krizi falan yokken dahi, ekonomideki gidişin ayak sesleri duyuluyordu.

Trump ve Pence öyle bir zamanda Türkiye karşıtı olarak ortaya çıktılar ki, zaten gelecek olan krizi bir miktar derinleştirmenin dışında tek yaptıkları Türkiye’deki ABD karşıtlığını körüklemek, zaten var olan ABD aleyhtarlığını biraz daha arttırmak. Türkiye’de kalan son birkaç dostlarını da kaybetmek veya ses çıkaramaz duruma getirmek oldu.

Bir anda bütün krizin sorumluluğu üstlendiler ve ilişkileri tamir edilemeyecek biçimde hırpaladılar.

Ben bunun arkasında başka bir plan olduğuna inanıyorum.

Bu denli “Bile bile lades”in arkasında ancak şu olabilir:

“ABD’de bir süredir yükselen ‘Türkiye’yi NATO’dan atalım, Türkiye ile müttefiklik ilişkimizi sona erdirelim’ Neocon lobinin isteklerini yerine getirmek.”

Yani aslında ABD’nin hedefi ekonomik değil siyasi.

Ancak bu siyasi hedefe ulaşmak için Türkiye’nin zaten var olan ekonomik durumundaki kötü gidişi derinleştirmek ve zaten kaçınılmaz olan gelişmelerin tüm sorumluluğunu ABD’nin üzerine alarak ilişkileri bozmaktan öte “yıkmak.”

Bu tam bir “FETÖ-Neocon işbirliği” görüntüsü veriyor.

Yoksa hiçbir ABD Başkanı ve çevresi böyle bir hata yapmaz.

Bu çok açık bir plan ve görüldüğü kadarı ile iyi işleyen bir plan.

* * *

ÖZKÖK YANILIYOR

Ertuğrul Özkök, Başkan Erdoğan’ın doların hızlı artışı ile ilgili olarak yaptığı açıklamayı hangi gazetenin nasıl verdiğine ilişkin bir değerlendirme yaptı ve her zaman olduğu gibi Hürriyet’in doğru başlığı kullandığını “bildirdi.”

Başkan Erdoğan açıklamasında  “Onların doları varsa bizim de Allahımız var, milletimiz var” demişti.

Hürriyet bu haberi “Bizim de milletimiz var” üzerinden görmüştü.

Özkök bunun doğru bakış açısı olduğunu söyledi.

Ancak durum pek öyle değil.

Çünkü Erdoğan’ın o cümlesinden hatırda kalan “Onların doları varsa bizim de Allahımız var” bölümü oldu.

Yani uzunca bir süredir toplumun nabzını tutmaktan hayli uzak düşen Hürriyet bir kez daha nabzı tutma konusunda başarılı olamadı.

Halk Hürriyet’in başlık yaptığı şekli değil, Hürriyet’in ıskaladığı şekli tercih etti.

Bana sorarsanız Özkök de bunun böyle olduğunu biliyor ve gazetenin başında Ertuğrul Bey kalsa idi emin olun “Onların doları varsa bizim de Allahımız var” diye manşet atardı.

* * *

50 KELİMEYLE SPOR YORUMCULUĞU

Bein Sport denilen TV kanalı ya çok kötü yönetiliyor ya da Avrupa’daki gerçeklerin Türkiye’de de aynen geçerli olduğunu düşünerek büyük bir hata yapıyor.

Katarlılar Digitürk’ü satın alıp, buradaki spor kanallarını Bein Sport’a çevirdiğinden bu yana kadroya sürekli olarak eski futbolcuları dolduruyorlar.

Muhtemelen Avrupa’da ve özellikle de İngiltere’de böyle yapıldığını düşündükleri için.

Ancak Türkiye’de durum pek de öyle değil.

Orada Gary Lineker ile Türkiye’deki benzerleri ekranda aynı başarıya sahip değiller.

Türkiye’de naklen yayınları izlemek için bir dünya para veren sporsever müşteri, Türkçeyi 50 kelime ile konuşan, meramını anlatmaktan aciz, futbolu yorumlamayı, kulüpleri küstürmemek zanneden, ya da futboldaki kirli ilişkilerine ekranı alet eden adamları dinlemek istemiyor.

Futbol yorumculuğunu,  yorumculuk için değil, başka ilişkilerini pekiştirmek için kullanan bu cahil tayfanın kalitesizliğini ekrandan izlemek niyetinde hiç değil.

Elbette ki, içlerinde bu işi layığıyla yapan birkaç örnek var ama bu pisliğin içinde onlar da kayboluyorlar.

Bien Sport ise sadece rezil oluyor, başka bir şey değil.

* * *

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Ev sahibinin de kabahatlerini unutmadığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları