Bir bravo güvenliğe bir bravo Özhaseki’ye

ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, uzun yıllar belediye başkanlığını yaptığı Kayseri’de, Kayserispor’un galibiyeti sonrasında takımı tebrik etmek üzere soyunma odasına inmek ister.

Bir güvenlik görevlisi, “Akreditasyon kartınız yok. Stadın bu bölümüne giremezsiniz” diye durdurur.

“Beyefendi bakan” falan derler ama güvenlik dinlemez.

Daha sonra Kayserispor yöneticileri araya girer ve güvenlik görevlisi “Sadece bakan bey” diyerek Özhaseki’yi geçirir ancak korumalara falan izin vermez.

Özhaseki girer, futbolcuları kutlar ve çıkarken de güvenlik görevlisinden, “Kusura bakmayın, böyle bir kart gerektiğini bilmiyordum. Sizi de zora soktum” diyerek özür diler.

Her ikisine de alkış.

Ama yine de merak ettim ve “Bu güvenlik görevlisinin başına bir şey geldi mi?” diye sordurdum.

Gelmemiş.

Hâlâ görevinin başındaymış.

Olması gereken bir durum ama Türkiye’de olduğu için Özhaseki’ye bir alkış daha.

*************

HER KASAP HESAP VERİR 

BOSNA Kasabı Mladiç, Lahey’de mahkûm oldu.

8 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan Sırp Kasabı, 16 yıl kaçtıktan sonra 2011’de yakalandı.

2017’de yani suçlarını işlemesinden 22 yıl sonra müebbete mahkûm oldu.

Kimileri “Çok geç” diyebilir.

Önemli değil.

Önemli olan “insana ve insanlığa karşı suç işleyenlerin” bu suçlarının yanlarına kâr kalmayacağının ortaya çıkması.

*************

SES YOKSA UMUT VARDIR

DÖVİZ kurlarında, özellikle dolardaki yükseliş herkesi tedirgin ediyor.

Ben ise şimdilik o kadar karamsar değilim.

Niye mi?

Çünkü şu ana kadar kendini ortaya atıp, “Bu yükseliş geçicidir. Merak etmeyin 1 dolar 1 TL olacak. Ben olsam şimdi elimdeki tüm dolarları satıp TL’ye dönerim” diye konuşan ekonomi gurusundan ses seda çıkmadı.

Eğer böyle bir şey deseydi doların pek yakında 5 TL olacağını anlardım.

Kendisinden ses çıkmadığına göre hâlâ bir umut var demektir.

*************

ÜNLÜLER VE REKLAMLAR 

DOPİNG skandalı nedeniyle mecburi ara verdiği tenise dönen ve bu hafta İstanbul’da bir turnuvaya katılacak olan Rus tenisçi Maria Sharapova hakkında Hindistan’da bir dava açılmış.

Davanın gerekçesi önemli.

Sharapova, Hindistan’da yapılacak bir konut projesinin reklam ve tanıtım yüzü olmuş.

Bu projenin tanıtımlarında ve kampanyalarında yer almış.

Ancak daha sonra proje tamamlanmamış.

Projeyi yapan yüklenici, halktan topladığı paralara rağmen konutları yapmamış, yapamamış.

Şimdi Hindistan yargısı Sharapova’yı “dolandırıcılığa iştirak” suçlamasıyla mahkemeye çıkarmak istiyor.

“Bize ne Hindistan’dan” diyebilirsiniz.

Evet, bence de Hindistan bizi ilgilendirmiyor elbette.

Ama Türkiye’de hiç benzeri olaylar yaşamadık mı?

Pek çok ünlümüz, sanatçımız, şarkıcımız, oyuncumuz, hatta gazetecimiz, televizyoncumuz benzer kampanyalarda yer almadılar mı?

Reklamını yaptığı konut kampanyasında halkın dolandırıldığı, tanıtımını yaptığı bitkisel gıda takviyelerinin insanları öldürdüğü, reklamını yaptığı bankanın üç vakitte battığı pek çok ünlümüz var.

Bizim yargının aklına hiç gelmedi mi böyle bir soruşturma, böyle bir dava açmak?

*************

MÜCADELE YOK MÜŞTERİ ÇOK

DÜN kaçak sigaralara ödenen paraların Türk askerine mermi, Türk tankına tanksavar, Türk halkına bomba olarak döndüğünü yazdım.

Yüzlerce mail geldi.

Anadolu’da, özellikle de Doğu ve Güneydoğu’da ama istisnasız her yerde, kaçak sigara almış başını gitmiş.

Bandrollü sigara içen neredeyse yok gibi olmuş.

Bu kaçakla mücadele eden ise neredeyse yok gibi.

Ve gelen bilgilere göre asker ve sivil dahil neredeyse tüm kamu görevlileri bile daha ucuz olduğu için bu kaçak sigaraları tercih ediyormuş.

Yani kaçakçılıkla mücadele etmesi gerekenler, kaçakçıların müşterisi olmuş.

Aferin hepinize.

Milliyetçilikte mangalda kül bırakmayanlar, 5 lira daha ucuz diye, millete mermi olarak dönen sigarayı almakta bir beis görmüyorlar.

Adam olmak için eğitim şart diyoruz ya.

Bana sorarsanız o bile hikâye.

Eğitim cehaleti alıyor, eşeklik de hainlik de baki kalıyor.

*************

ÇOCUKLARA TEKNOKENT HEDİYESİ

ÖNCEKİ gün İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki “Teknokent”i gezerken, genç girişimcilerin fikirlerini hayata geçirmek için çalıştıkları “Çekirdek” ofislerinde bir grup gencin 3D printer’larda bir şeyler ürettiklerini gördüm.

“Ne bunlar?” diye sordum.

Gençler üniversiteye gelen yol üzerindeki trafik ışıklarında dilencilik yapan çoğunluğu Suriyeli çocuklara para vermek yerine “Ne istersiniz?” diye sormuşlar.

Çocuklar da “Oyuncak” yanıtını vermişler.

Onlar da gelmişler, bilgisayarlarında kendi dizayn ettikleri oyuncakları 3D printer’larda basarak çocuklara dağıtmaya başlamışlar.

Helal olsun gençlere.

*************

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

“Biz bu haltı niye yedik?” demek zorunda kalacağımız haltları yemediğimiz zaman.

Erişilebilirlik Araçları