Bir fincan Kopi Luwak’ın kaç yıl hatırı vardır?

Yıllar önce Başbakan’ın yurdışı gezisindeyiz. Hangi memleket vallahi hatırlamıyorum.

Bu gezilerde gazeteciler genelde aval aval dolaşırlardı.

Dönüşte Başbakan bir sohbet toplantısı yapar, orada söyledikleri de gazetelere manşet olurdu. Onun dışında yapacak bir şey olmazdı gezilerde.

İktidara yakın gazetelerden gelen arkadaşlarımız, gittiğimiz her ülke veya şehirde mutlaka bir cami arar, orada namaz kılmaya giderlerdi.

Ben de o esnada müze falan gezerdim.

İşte yine böyle seyahatlerden birinde, hep birlikte bir kahvehaneye gittik oturduk.

Garson kız önümüze geniş bir kahve mönüsü getirdi.

Envai çeşit kahve arasında Kopi Luwak’ı görünce hemen bir fincan istedim.

Diğer arkadaşlar da “Biz de aynısından” dediler.

Ben de bunun üzerine uyarma ihtiyacı hissettim:

“Arkadaşlar Kopi Luwak boktan bir kahvedir. İçmek istediğinize emin misiniz?” diye sordum.

İçlerinden birisi “Yapma Fatih abi, boktan olsa sen içmezsin” dedi.

“Arkadaşlar şaka yapmıyorum. Ben bu kahveyi boktan olduğu için içiyorum” dedim.

Yine ciddiye almadılar.

Sonunda Kopi Luwak’ın ne olduğunu anlatmak zorunda kaldım. Siparişlerini iptal ettiler ve ben kahvemi yudumlarken, beni mideleri kalkmış bir şekilde izlemekle yetindiler.

Diyeceksiniz ki, nereden çıktı bu “Boktan kahve” mevzuu.

Birkaç kez üst üste çay konularını yazınca bazı okurlar “Kahveleri de yazsana” diye mail atmışlar. Yazayım yazmasına da kahvede yazacak fazla bir şey yoktur bence.

Kahve kahvedir.

Tamam tatları bölgesel farklılıklar gösterir, farklı aromalarda olanları vardır falan ama en azından ben fazla anlamam kahveden.

Günde iki tane Türk kahvesi, bir Expresso içerim.

Ha bir de bulursam Kopi Luwak.

Her ne kadar kahve üstatları Kopi Luwak’ın o kadar da farklı bir kahve olmadığını ve sadece züppelik olduğunu söyseler de, ben bu kahveyi severim. Tadı, kokusu farklı gelir bana.

Peki nedir bu Kopi Luwak.

Efendim, Kopi Luwak Güneydoğu Asya’da ama orijinal olarak Endonezya’da üretilen bir kahve türü. 17. yüzyılın sonlarında ya da 18. yüzyılın başlarında Hollandalı sömürgeciler Arabistan kahvesi fidelerini Güneydoğu Asya’ya götürüp, Endonezya’da kahve plantasyonları kurmaya başlarlar.

Bir süre sonra fark ederler ki, plantasyonlarda çalışan yerliler kahve çekirdeklerinin bir kısımı kendilerine ayırıp, kahve içmektedir.

Bunun üzerine bir yasak getirirler ve çalışanların kahve çekirdeklerini kendileri için almasını yasaklarlar ve sıkı bir kontrol uygulamaya başlarlar.

Ancak kahvenin tadına alışan Endonezyalılar buna karşı bir çözüm geliştirirler.

tüm Afrika ve Güney Asya’da yaşayan Civet adlı kedi ile sansar arası bir hayvan, kahve çekirdeklerini yemekte ancak hazmedemediği için bu çekirdekleri dışkısının içinde dışarı atmaktadır.

Yerel halk da Civet adlı bu hayvanın dışkısındaki kahve çekirdeklerini toplar, yıkar, kavurur ve içmeye başlar. Ancak Hollandalı tüccarlar bir süre sonra duruma uyanırlar. Burada ticari bir kazanç görürler ve bu çekirdekleri Civet bokundan ayıklayıp, üstelik de daha yüksek fiyata satmaya başlarlar. Endonezyalıların “Kopi Luwak” adını verdiği o çok özel kahve de böylece doğar.

2

Bilenlere göre Kopi Luwak’ı özel yapan birkaç şey vardır. Bunların en önemlisi Civet’lerin yemek için en sağlıklı ve en güzel çekirdekleri seçmesidir. Bir diğeri ise Civet’in mide ve bağırsaklarındaki hazım operasyonu sırasında kahvenin bazı enzimlerinin zenginleşmesi, bazı zararlı enzimlerin ise atılmasıdır. Ayrıca Civet kedilerinin anüsündeki özel bir yağ nedeniyle kahvelere farklı bir aroma da eklenmektedir.

Bu yüzden de Kopi Luwak çok moda olur.

Fiyatları normal kahvenin birkaç katına çıkar.

Bunun üzerine başta Endonezya olmak üzere pek çok yerde kahve plantasyonlarının yanına Civet kedisi yetiştirilen çiftlikler kurulur ve Civet’lere toplanan kahveler yedirilir, üretim artar.

Ancak son yıllarda özellikle PETA gibi kuruluşlar, bu çiftliklerde Civet’lerin insanlık, daha doğrusu hayvanlık dışı koşullarda yetiştirildiğini, kötü beslendiğini, kötü muameleye maruz bırakıldığını öne sürerek bu çiftliklere ve Kopi Luwak üretimine savaş açar. Bu savaş sonunda yönetimler bu çiftliklere çok sıkı bir denetim getirir ve pek çoğunu yasaklar.

Ancak zaten çiftlik üretimi Kopi Luwak’lar çok da beğenilmez.

Çünkü hayvanların doğal olarak seçtiği gibi en iyi çekirdeklerden üretilmez. Hayvanın doğal beslenme rejimi ile paralel olmadığı için aromatik olarak zengin değildir. Ve aynı çiftliklerde parfümeri sanayi için Civet’lerin anüs yağı ayrıca toplandığı için kahveler yeterince aromatik de değildir. Bu yüzden de çiftlik Kopi Luwak’ının kilosu 200 dolarlar civarındayken, doğal yollardan vahşi hayattan toplanmış Kopi Luwak kahvesinin kilosu 1500 doları bulur. Normal bir fincan kahvenin fiyatı 2-5 dolar arası değişirken bir fincan Kopi Luwak ‘kalitesi’ne göre 35-100 dolar arasında değişiyor.

Zorlukla bulabildiğim bu kahveden evde her zaman birkaç yüz gram oluyor. Sadece sevdiğim dostlarıma “Bu boktan kahveyi” ikram ediyorum.

Erişilebilirlik Araçları