Komedi dalında Emmy “Yeni Türkiye” dizisine

İTİRAF edin çok eğleniyorsunuz.

Hatta sohbetlerde konusu açılınca gülüyorsunuz değil mi!

İçinize hafakanlar bassa bile aslında komik buluyorsunuz; ayıp değil itiraf edin.

Vallahi de, billahi de ben kendi payıma “Yeni Türkiye”yi çok komik buluyorum.

Bayağı bayağı bir komedi dizisi gibi.

Olduğu gibi çek videoya, koy HBO’ya, en az 3 Emmy alsın.

Lütfen samimi olun ve söyleyin; bu kadar komik, bu kadar eğlenceli bir ülke olabilir mi!

Çok eskiye gitmiyorum. “Yeni Türkiye” adlı komedi dizisinin son üç günlük bölümlerinde yayınlanan her biri zekâ ürünü şu esprilere bakın.

– Yeni Türkiye dizisinde Cumhurbaşkanı, ciddi bir toplantı sırasında iPhone’ları anlatıyor. “Yenisi ile eskisinin farkı yok. Boşuna para verip almamak lazım” diyor.

– Yeni Türkiye dizisinin Başbakanı esnafı AVM’lerden koruyacağız diyor ardından “AVM’lerin iş yapması için AVM’yi açmadan önce topluca dua edin” önerisi getiriyor.

– Dizinin senaryo yazarı ve danışmanıyken şimdi başrollerden birine getirilen ve Kürt sorununun çözümü için görevlendirilen bakan, PKK’lılara “Kandil yan gelip yatma yeri değildir, gidin IŞİD’le savaşın” talimatı veriyor.

– Aynı saatlerde Yeni Türkiye dizisinin Cumhurbaşkanı “IŞİD’e karşı çıkanlar PKK’ya niye karşı çıkmıyor. O da terör örgütü değil mi?” diyor.

– Aynı dakikalarda PKK’nın kurucu liderine milletvekili heyeti MİT denetiminde gidecek ama hava bozduğu için gidemiyor.

– Özgürlük olsun diye ilköğretimde başörtüsü serbest bırakılıyor ama dövme ve piercing yasaklanıyor.

– Bağımsız yargının başında olacak HSYK için seçimler yapılıyor. Yeni Türkiye dizisinin iktidar partisi “Bizim istediklerimiz kazanmazsa sayılmaz” diyor.

– Dizideki Başbakan Dünya Ekonomik Forumu’nda “Demokrasi yanlısı tavrımıza Avrupa’dan destek görmedik” diyor, AB Komisyonu Başkanı ise “Gezi kuşağı Türkiye için şans” açıklaması yapıyor.

Yemin ediyorum ben hayatımda bundan daha komik bir “absürd komedi” izlemedim.

Ben bu diziyi izledikçe kahkahalara boğuluyorum.

Bu dizinin tek kötü tarafı var.

Gerçek olması…

 

Ya ABD Akdoğan’ı dinlerse

ŞİMDİ size bir soru.

“Ya PKK, Yalçın Akdoğan’ı ciddiye alıp da ‘Tamam biz IŞİD’le savaşmaya gidiyoruz’ derse ne olacak?”

Gerçi Akdoğan belki farkında değil ama PKK’nın bir kolu zaten IŞİD’le savaşıyor.

De ki, Akdoğan’ın dediği gibi oldu.

PKK, IŞİD’le savaşacağını beyan etti.

Karayılan, ABD Genelkurmay Başkanı’nı arayıp “Kara harekâtında size destek olacağız ama ateş gücümüz zayıf” dese…

Ya da ABD kalkıp “Bakın Türkiye de istiyor, hadi sizi donatalım ve uluslararası koalisyona girin” derse…

Ve ABD de kalkıp PKK’ya ağır silahlar verme kararı alsa…

PKK’ya zırhlı araçlar, ağır toplar, son teknoloji ürünü güdümlü roketler, hafif silahlar ve mühimmat yollamaya başlasa…

Türkiye ne diyecek!

Bununla ilgili bir itiraz yükseltecek olsa ABD’den “Sizin ilgili bakanınız söyledi biz de destek verdik” demez mi?

Üstelik ABD bu silahları Irak içinden yollayacağı için, bizimkilerin Suriye’ye yolladığı “İnsani yardımlar”ı taşıyan TIR’lar gibi bu TIR’ların durdurulma ihtimali de yok.

Gerçi durdursan ne olacak, ABD “İçinde insani yardım var, durduranlar parelelciler” deyip konuyu kapatabilir.

Acaba Akdoğan, PKK’ya “IŞİD’le savaşın” talimatını verirken bunları hesaba kattı mı?

PKK’yı uluslararası anlamda çok farklı bir noktaya oturttuğunu anlayabildi mi?

Yalçın Akdoğan hiç düşündü mü?

 

Bakış meselesi

“AK Parti tabanı içinde çekirdek bir kitle IŞİD’i benimsemese de hoşgörüyle bakıyor.” dediğim zaman “Ben AK Partiliyim, IŞİD’e hiç de sıcak bakmıyorum” diyen mail’ler geliyor.

Ben de bu tavra hastayım.

Yahu AK Parti’ye oy veren 20 küsur milyon insanımız var, elbette bunların büyük bölümü IŞİD’e sıcak bakmıyor.

Ama “çekirdek taban” dediğim oy veren herkes değil ki!

Bunlara göre IŞİD “İslami bir grup” ve daha önce de yazdığım gibi “bunlar mahallenin yaramaz çocukları” olarak görülüyor.

Daha özet anlatmak gerekirse…

Mesela Hüseyin Aygün, DHKP/C’ye ne kadar “terör örgütü” gözüyle bakıyorsa…

Mesela Aysel Tuğluk, PKK’ya ne kadar terör örgütü gözüyle bakıyorsa…

AK Parti içinde de bir grup IŞİD’e o kadar terör örgütü gözüyle bakıyor.

 

Olmayan öneriden yalan haber

İYİDEN iyiye saçma bir gazete haline gelen Takvim’de geçen gün Galatasaray’la ilgili bir haberde benim de adım geçmiş.

Takvim’e göre o toplantıda ben “Fatih Terim’i başkan adayı” olarak önermişim.

O toplantı dedikleri Süren, Dürüst, Albayrak ve Yelkencioğlu ile yediğimiz yemek.

Birincisi o toplantıda orada bulunmayan birine başkanlık önermem gibi bir tavır söz konusu olmadı.

Haddimize değil her şeyden önce.

Süren ve Dürüst’e önerildi, ama başkasının adı bile geçmedi.

Adaylardan ve aday olması muhtemel isimlerden söz edildi.

Yalman’ın ve Haluk Ulusoy’un isimleri anıldı.

“Önerelim” diye değil, biri “aday” olduğu için diğeri de “aday olmayı planladığı” dedikodusundan dolayı.

Terim’in adı geçmedi bile.

Takvim’in ya uydurduğu ya da bir yalancıya kurban gittiği bu haber üzerine de bana pek çok olumlu olumsuz yorum geldi.

Bir kez daha söyleyeyim.

Galatasaray Başkanlığı için Terim’i önermedim.

Ama Terim’in Futbol Federasyonu’ndaki görevi bittikten sonra Galatasaray yönetiminde görev almak istediğini biliyorum.

Bu göreve kendini layık görüp televizyon televizyon dolaşanlara baktıkça, Sedat Doğan’ın Galatasaray’la ilgili demeç verdiğini izledikçe de “Terim bunların hepsinden 100 kat iyi” diye de düşünmüyor değilim.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Trajediyi komedi gibi izlemek zorunda kalmadığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları