Davutoğlu mazbut, ya ahali…

DANIŞMANLIĞI döneminden beri zaman zaman gazetecilerle bir araya gelip sohbet toplantıları yapan Ahmet Davutoğlu, dün sabah yine dış politika yazan gazetecilerle ve genel yayın yönetmenleriyle, bu kez Bakan sıfatıyla toplantı yaptı, HABERTÜRK’ten Soli Özel ve ben vardık,

Davutoğlu’nun anlattıklarını yazmayacağım,

İki nedenle, Birincisi Soli zaten bunları yazar, ikincisi Davutoğlu konuşurken bazı cümleleri "Off the record" yani yazılmamak kaydıyla, bazı cümleleri "Yazabilirsiniz" diye söyledi, Ama o kadar çok "Off the record" ve "On the record" dedi ki, neyin off neyin on olduğunu ben karıştırdım, Off’ları yazıp on’ları yazmamaktan korkarım,,,

Ahmet Davutoğlu, çok açık söylemek gerekirse benim gördüklerim arasında, en iyi Dışişleri Bakanı,

6 yılı aşan danışmanlıktan sonra Bakan olunca, oldukça büyük birikimle masasına oturuyor, Bakan olunca kendine güveni ve politikayı tek başına yönlendirme gücü de artmış olmalı ki, çok çok daha rahat konuşuvor, Yaptığı tespitlerin ve planladıklarının neredeyse tamamının altına imza atılabilir,

Doğru şeyler söylüyor, doğru şeyler planlıyor,

Ben Ahmet Davutoğlu’nu kime benzettim biliyor musunuz?

Barack Obama’ya,

Aynen Obama gibi açık, şeffaf, dürüst bir politika öneriyor ve yürütüyor, yürütmeye çalışıyor,

Konulara yaklaşımı Türkiye’nin bölgesel ve bölge dışı gücünü arttıracak, elini güçlendirecek türden,

Ancak tek bir çekincem var, Obama’yla beraber gördük ki, bu tarz politika üretmek yükselen bir trend,

Ve yine Obama’yla görmeye başlıyoruz ki, bu şeffaflık ve açıklık reel politikayla bağdaşmayabilir,

Çünkü Davutoğlu’nun yaklaşımı, total bir iyi niyet gerektiriyor,

Yani siz açık olduğunuz kadar karşınızdaki de, muhatabınız da açık olmalı,

Siz bir sorunu ne kadar çözmek istiyorsanız, karşınızdaki o sorunu o kadar çözmek istiyor olmalı,

Peki uluslararası politikada ve ilişkilerde durum bu mu?

îşte bunda şüphelerim var,

Kıbrıs örneği capcanlı, taptaze karşımızda duruyor,

Türkiye’nin KKTC’nin bütün iyi niyetine, yapıcı tavrına rağmen tek bir arpa boyu yol alınamadı,

Yine Davutoğlu’nun kendi verdiği bir örnek var,

Irak Dışişleri Bakanı Zebari göreve gelir gelmez Irak arşivlerine iniyor,

Hangi ülke Saddam’a ne demiş, Kürtler’e ne demiş diye karşılaştırmak için,

İki tarafa da aynı şeyi söyleyen tek ülke Türkiye’ymiş,

Bunu Davutoğlu anlatıyor,

Böyle bir ortamda, böyle bir uluslararası ilişkiler geleneğinde Davutoğlu’nun bu "iyimser" ve "açık" politikası ne kadar yürür,

Davutoğlu doğru yapıyor ama ya etraftakiler!

 

 


İkoncanlar, taponcanlar

BIKTIM şu ikoncanlardan,

Kendi gazetemdekiler dahil, magazin camiasından bir ricam var,

Şu sakaletleri, "ikon" diye önümüze koyup durmayın,

Çünkü ikon mikon değiller,

Garabetler,

Aklı başında birinin giymeyeceği bir şeyi dikkat çekmek için giyip sokağa fırlamak ve magazin foto muhabirlerinin bol olduğu bir yerde salınmakla şık olunmaz, ikon hiç olunmaz,

Güzelimsi olan tek yerine dikkat çekmek için göbeğinde başlayıp, göbeğinde biten etek giymek de ikonluk değildir, şıklık hiç değildir,

Pazardan aldığın bluzun üzerine kıldan tüyden bir şeyler yapıştırmakla ne modacı olunur, ne moda ikonu,

Pahalı olduğu anlaşılsın diye her tarafına markası basılmış pabuçlar çantalar taşımakla da olmaz bu iş, Paris-Londra butiklerinde cep telefonu ile çektiğin fotoğrafları terziye verip benzerlerini diktirmekle de,

Paralı bir öküz bulup, Vogue’da, Marie Claire’de gördüğün her şeyi aldırsan da ikon olamazsın, abuk sabuk giyinip "Vallahi kendim çiziyorum" desen de, Sen kendini ikoncan zannedersin ama millet arkandan güler "taponcan" diye,

Moda ikonu olmak başka bir şeydir,

Siena Miller bir moda ikonudur, Ama üzerinde hiçbir abuk sabuk şey yoktur, Kate Moss da öyle, Ya da eskilere gidersek toprağı bol olsun Grace Kelly bir moda ikonuydu,

Siz hiç onların abuk sabuk giysilerle, ya da sadece kıçım başını göstermek suretiyle şık olduğunu zannederek ortalıkta salINdığını gördünüz mü?

Bu ikoncanlar, memleketimizin zaten dingildeyen ve kültürel değişimle bir süre daha dingildemeye devam edeceği belli olan zevkini iyiden iyiye alaşağı ediyorlar,

Çocuklarımıza, eşlerimize kötü örnek oluyorlar,

Bu nedenle büyümekte olan bir kız babası olarak magazin hasmımızdan rica ediyorum,

Bunlara ikoncan falan demeyin,

Herkese ayıptır, Sui misaldir,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alıştığımızı doğrusu zannetmediğimiz zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları