Başbakan söylemeden ben söyleyeyim: Bu yazıyı okumayın

Türkiye kriz yokmuş gibi davranıyor ama kriz giderek daha fazla etkili olmaya başladı,

2001 krizinden farklı olarak uçuruma yuvarlanan Türkiye’nin çevresinde tutunabileceği bir dal da yok, Çünkü herkes kendi derdinde,

BDDK’nın verdiği rakamlara göre 2 milyon 100 bin kredi kartı veya tüketici kredisi ödenmiyor ve bankalar bunlar için takibe başladılar, Bu rakam çığ gibi büyüyecek,

İşşiz sayısı 2 milyon 900 bin,

Sonbahardan bu yana işini kaybedenlerin sayısı yarım milyonun üzerinde,

Bu verdiğim rakamlar 10 günlük,

Bugün durum daha da vahim olabilir,

IMF ile görüşmeler önce e-posta düzeyine indi ardından da kesildi,

Kamu rakamları geçen aya kadar iyi gidiyordu ama geçen ay verilen açık 5 ay için öngörülen kadar çıkınca orada da olumsuz sinyaller gelmeye başladı,

Durum giderek vahimleşecek,

Piyasalar durunca kamu maliyesi de duracak,

Vergilerin üzde 70’i dolaylı vergi,

Piyasada hareket yoksa vergi de yok demek,

Devletin gelirleri acımasızca düşecek,

Nisan’dan sonra işler iyice sarpa sarabilir,

Türkiye seçime kilinlenmiş olan bitenin farkında değil,

Başbakan Erdoğan “Okumayın” diyerek durumu kurtarmaya çalışıyor,

Tamam gazete okumayın da eve gelen icra kağıtlarını da mı okumayacak bu millet,

Bence okumak lazım,

Herkesten çok da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın okuması lazım,

Mesela bu yazıyı,

Dünyanın en iyi beş ekonomistinden biri olarak gösterilen Harvard Üniversitesi profesörü Kenetth Rogoff geçen hafta BBC’de bir açık oturuma katıldı,

Rogoff açık oturumda gelişmekte olan ülkeler için son derece olumsuz bir tablo çizdi,

Gelişmekte olan ülkelerin bu krizden çok olumsuz etkileneceklerini söyledi, borç ödemekte zorlanacaklarını belirtti ve  bazı ülkelerin iflas edebileceklerini anlattı, Rogoff’a bu ülkelerin hangileri olduğu soruldu,

Rogoff yanıtladı: “Umarım olmaz ama muhtemelen Türkiye”

Rogoff’a gore özellikle özel sektörün dış borçları büyük  bir risk ve Türkiye IMF anlaşmasını erteledikçe bu risk büyüyor,

Asılnda bir Türkiye dostu olan Rogoff özetle Türkiye’nin iflasın eşiğinde olduğunu ama bunun farkında olmadığını söylüyor,

Rakamlar da Rogoff’u haklı çıkaracak cinsten,

Habertürk ekonomi servisinin yaptığı hesaba göre 2008’in 3, Çeyreğinde Türkiye’nin dış borç tablosu şöyle:

Kamu borçları: 78,7 milyar dolar

TCMB borçları: 14,3 milyar dolar

Özel sektör borçları: 196,2 milyar dolar

Tablo bu ama Türkiye’nin umurunda değil,

Başbakanımız gazeteleri okumayın, inanmayın diyor,

Belki bu da bir yöntem, Dedemin yöntemi,

Rahmetli dedem hiç doktora gitmezdi,

“Niye” diye sorduğumda yanıtına çok gülerdim,

“Hastasın derlerse moralim bozulur”

Hastalanınca kendini tedavi ederdi, Bitki kaynatır, sağına soluna bal sürerdi, Damarları açmak için viski içerdi,

Son gününde beraberdik,

“Bak” dedi “Sapasağlam gidiyorum, Hiç doktora gitmedim, Hiç hasta olmadan, bir kere bile bir reçete okumadan”

Hiç bilmedik neden öldüğünü,

 

 


Yağışlı havalarda otomobil kullanmak

Son günlerde basına yansıyan bir kaç kaza dikkat çekiciydi,

Önce Galatasaraylı futbolcu Arda Turan Porsche’siyle  bir su birikintisine girince ölümden döndü,

Sonra şemsiye kralı Celal Birsen benzer bir şekilde Range Rover’ıyla  kaza yaparak hayatını kaybetti,

Daha önce yanılmıyorsam Kenan Doğulu benzer bir kazadan zor kurtulmuştu,

Bir arkadaşım yağmurlu havada, Ferrari’si ile su birikintisi nedeniyle yoldan çıkıp 6 takla attı,

Bu kazaları yapanlar hep iyi otomobiller, hatta bazıları dört çeker,

Üstelik bunlar medyatik isimlerden doayı basına yansıyanlar, Bir de duymadıklarımız var,

Son derece kötü inşa edilmiş, kalitesiz yollarımızda su birikintisi kaçınılmaz olduğu için, ben de bu konuyu ele alayım dedim,

Yağışlı havalarda otomobillerin yol tutuşunun azaldığı ve yoldan çıkma riskinin arttığı bir gerçek,

Bunu ortadan kaldırmanın bir yolu yok,

Ancak yol tutuş kaybını engellemenin yolları var,

İlk yapılması gereken iyi bir lastik sahibi olmak,

Otomobiliniz istediğiniz kadar iyi olsun yol tutuşunuz lastiklerinizin kalitesi kadardır,

Yağışlı havalar için diş derinliği ve su deşarj kapasitesi yüksek lastikler şarttır,

Kabaklaşmış lastikler yağışlı havada kayak vazifesi görür,

Diğer bir önemli nokta lastiğin genişliği,

Normal havalarda kalın bir lastik yol tutuşa olumlu katkı yapar, Ancak yağışlı havalarda gereğinden geniş bir lastik, hele bir de su deşarj eden türden değilse tutunma yüzeyini değil, kayma yüzeyini arttırır,

Kayakçılar gayet iyi bilecektir daha uzun veya kara temas yüzeyi daha fazla olan kayaklarla daha hızlı kayarsanız,

Gereğinden kalın lastikler de aynı işlevi görür,

Özellikle bir su birikintisine girdiğiniz anda otomobil bu geniş lastiklerin üzerinde, sanki bir Zodiac bot gibi kaymaya başlar,

Dikkat ederseniz yağışlı havalarda, kısıntıya giren otomobiller Porsche, Ferrari gibi spor araçlar,

Niye?

Çünkü lastikleri geniş, buna karşın ağırlıkları düşük,

Hele bir de lastikler yağmur lastiği değilse kazaya davetiye,

Otomobillerin asfalta tutunmasında sorun olduğu zaman otomobil dört değil isterse sekiz çeker olsun farketmez,

Tutunma yoksa çekiş de yok,

Bütün önlemleri alsanız da, su birikintisine girmeniz kaçınılmaz,

Çünkü yollar berbat, hatta iğrenç,

Peki girince ne yapacaksınız,

Aslında girince değil girmeden ne yapacaksınız demem lazım,

Tüm sürücelerin bilmesi gereken bir şey var ki, direksiyon denilen yuvarlak çok önemli,

O direksiyonu hiç bir zaman boş bırakmayın,

Tek elle, parmakla, yandan tutmayın,

Direksiyonu daima iki elle sıkıca kavrayın,

Eğer direksiyon sıkıca kavranmışsa su birikintisine girdiğiniz zaman sorunlar minimuma iner,

Mesele aslında bir ağırlık transferi meselesi olduğu için kaysanız bile yoldan çıkmaz, otomobil ekseni etrafında dönse bile bir düz hat üzerinde döner,

Eğer direksiyon sıkı tutulmuyorsa otomobilin ne yapacağını hiç bilemez, o andan itibaren bir daha kolay kolay kontrol edemezsiniz,

İkinci önemli nokta su birikintisine girince asla ama asla frene basmayın,

Böyle bir hareket kazayı kaçınılmaz hale getirir, Kontrol tamemen sizden çıkar,

Ve en önemlisi yağışlı havalarda süratinizi mutlaka düşürün,

Normal koşullardan en az yüzde 20  daha yavaş gidin,

Bu pek çok sorunun ortaya çıkmasını engelleyecektir,

Sağlam ve modern otomobiller çok güvenilir makinalardır,

Hangi koşullarda ne yapacakları çok bellidir,

Yeter ki, siz o koşulları bilin ve ona uygun davranın,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Adam olmanın bir cinsiyet değil bir tıynet meselesi olduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları