Ben de olsam aynısını yapardım

Davos’taki kıyamet ben tam Teke Tek programını yaparken koptu,

O sırada konuğum Türkiye’deki Yahudi cemaati bakanı Sylvio Ovadya idi ve Başbakan’ın tavrının Türkiye-İsrail, Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkileyeceğini konuşuyorduk,

Ovadya “İlişkiler çok derindir, Günlük sözlerden etkilenmez, Önemli olan iki ülkenin karşılıklı çıkarlarıdır, Bu çıkarlar değişmeyeceğine göre, ilişkiler gerilebilir ama bozulmaz” diyordu,

Tam o sırada Başbakan Erdoğan İsrail Cumhurbakanı Peres’e ağır sözler sarfettikten sonra, moderatör David İgnatius’a kızarak oturumu ve ardından Davos’u terketti,

Ben de konuğum Acun Ilıcalı’dan özür diledim ve Teke Tek’i yarıda keserek bu konuya yöneldim,

Reklam arasında tartışmanın görüntülerini izledim,

Ardından önce İnal Batu’ya, sonra Mehmet Metiner’e ve Prof, Hasan Köni’ye bağlanarak olayı değerlendirmelerini istedim,

İnal Batu, Erdoğan’ın yaptığının diplomatik bir üslup taşımadığını ve yanlış olduğunu söyledi,

Mehmet Metiner Başbakan’ın yaptığı her şeyi desteklediği için bu tavrı da destekliyordu ve benim için şaşırtıcı değildi,

Hasan Köni ise Başbakan’ın yaptığının bir bedeli olabileceğini söyledi ve Başbakan’ın İsrail’e yönelik çıkışlarının ardından IMF ile görüşmelerin tıkandığını, şimdi daha da vahim bir durumla karşılaşabileceğimizi vurguladı, Köni’ye göre İsrail doğrudan değil, arkadan dolaşarak hesaplaşabilirdi,

Hepsinin yorumlarını dinledikten sonra kendi yorumumu yaptım,

Ve şöyle dedim:

“Başbakan’ın yerinde ben olsam aynısı yapardım, Kimse Türk Başbakanına karşı sesini yükseltemez, Kimse Türk Başbakanının elini kolunu tutarak konuşmasını engelleyemez, Kimse Türk Başbakanının lafını gürültüye boğmaya çalışamaz, Diplomatik açıdan doğru mudur, değil midir bilemem sonuçları ne olur onu da bilemem ama Başbakan Erdoğan’ın yaptığını ben de yapardım,”

Başbakan’ın fırçaladığı Rum milletvekilinin daha sonra yaptığı “Erdoğan çok iyi bir lider” cümlesini de hatırtattım ve “Belki de deveye diken gerekir” demeye getirdim,

Telefonuma anında mesajlar  yağmaya başladı,

Ne yalakalığım kaldı, ne dönekliğim,

Erbakan’ı Kaddafi’nin hakaretlerini dinlediği için eleştirenler, şimdi tam tersi bir durumu doğru bulduğum için beni eleştiriyorlardı,

Bazılarına yanıt vereyim diye düşündüm,

Değmez diye vazgeçtim,

Olayları özneden bağımsız değerlendiremeyenlerle tartışmanın gereği yoktu,

O sırada Davos’tan Özlem Dalga aradı,

“Fatih Bey inanmayacaksınız ama Peres az önce Erdoğan’ı arayıp özür diledi, Erdoğan’ın basın toplantısını izleyince hatasını görmüş ve Erdoğan’ın tavrının aslında moderatöre yönelik olduğunu anlamış,” dedi,

Hemen Habertürk’e bağlanıp bu gelişmeyi aktarmasını söyledim,

Habertürk özürü de ilk açıklayan televizyon oldu,

Gece yarısına doğru eve geldim,

Tanıdığım en koyu AKP karşıtı evde televizyonun başındaydı,

“Eyvah” dedim, Başbakan’ı haklı buldum diye fırçayı yiyeceğim,

“Helal olsun adama” dedi,

Şaşırdım,

“Bunu sen mi söylüyorsun”

“Evet ben söylüyorum, Çok iyi yaptı, Şimdiye kadar alttan aldık, diplomatik davrandık da ne oldu, İyi yaptı bence” dedi,

Peres’in özür telefonu açtığını söyledim,

“Demek ki, böyle yapmak lazımmış” yorumunu yaptı,

Genelde tepkiler böyle,

Türk milletinin hoşuna gitti Başbakan’ın yaptığı,

Ancak Başbakan’ın artık daha dikkatli olması lazım,

Bu üslup bazen tutar,

Ancak abarttığınız zaman sevimsiz hale gelirsiniz,

Başbakan’ın  halkın bu yaklaşımından etkilenmemesi, şımarmaması ve tavrı genel bir alışkanlık haline getirmemesi lazım,

Yerli yerinde edilmiş bir küfüre herkes hoşgörüyle bakar ama sürekli küfür ederseniz küfürbaz olursunuz,

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları