Erdoğan mahalleye sesleniyor

İsrail’in yaptığının elbette hoş görülür tarafı yok,

İsrail’e sivil tepki elbette ki şart ama siyasi tepkinin boyutunu iyi ayarlamak, iyi düşünmek lazım,

Hele hele Türkiye gibi Ortadoğu’da bölgesel güç, arabulucu olma gibi misyonlara soyunmuş, dahası İsrail’le neredeyse stratejik ortak olma konumuna gelmişseniz,

İsral’in Hamas’a yönelik "Aşırı şiddetli" saldırısına yönelik en sert ve belki de tek sert tepkiyi Başbakan Erdoğan gösterdi,

Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Ürdün bile ölçülü tepki gösterir, kelimeleri özenle seçerken, bölgedeki kimi teröre bulaşmış örgütlerin yöneticileri bile nispeten daha yumuşak ifadeler kullanırken, Başbakan Erdoğan neredeyse Hamas lideri kadar sert bir dille İsrail’i eleştirdi,

Açın bakın, Başbakan’ın kullandığı kadar sert bir üslup kullanan başka bir Dünya lideri, bölgesel lider veya İslami bir kimlik var mı?

Ben göremedim,

Başbakan Erdoğan İsrail’i eleştirmemeli mi?

Elbette eleştirmeli,

İsrail’in orantısız güç kullanımı haklı görülemez,

Ama Başbakan’ın da orantısız eleştirisi Türkiye açısından doğru bir tavır değil,

Filistin’de bile Hamas politikaları eleştirilirken, Türkiye’nin doğrudan tek sorumlu olarak İsrail’i görmesi ve en yüksek kademeden İsrail’in insanlık suç işlediğinin söylenmesi Türkiye’nin bölgedeki uzun vadeli pozisyonu açısından gereksiz fevri ve gereksiz aceleci bir tavır,

Başbakan Erdoğan’ın ve partisinin Hamas’a  bir yakınlık duyduğu sır değil,

Ancak bu yakınlık, Türkiye’nin bölgedeki konumunu olumsuz yönde etkileyecek derecede olmamalı,

İster askeri olsun, ister siyasi, tepkideki orantı son derece önemli,

İsrail’i orantısız güç kullanmakla eleştirenlerin, orantısız tepki göstermesi de aynı oranda hatalı,

Başbakan Erdoğan’ın buradaki tavrından geri adım atması gerek,

Tabii eğer Türkiye’nin gerçekten bölgede etkili olmasını istiyor ve buna uygun davranma kararlılığını sürdürüyorsa,

İçimden bir ses Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e karşı aşırı sert tepkisinde, iktidarı süresince İsrail’le ve Yahudi lobileriyle kurduğu fazlasıyla yakın ilişkilerin vicdani hesaplaşmasının da yattığını söylüyor,

Bana göre Erdoğan’ın İsrail’le kurduğu ilişki son derece akılcıydı,

Bu ilişkide Türkiye Başbakanı olarak vicdanını sızlatacak bir durumu yok,

Tabii Erdoğan’ın da bir mahalle baskısı sorunu yaşadığını muhakkak,

Bu aşırı sert açıklamaları mahalleliye yönelik yapmış olması en kuvvetli olasılık,

 

 


Kar lastikleri

Bugün siyaset yazmak istemiyorum,

Çünkü çok sıkıldım,

Daha önemli meseleler var,

Mesela kış lastikleri,

Yıllardır yaza yaza kar lastiklerinin önemini anlatmayı başardım,

Lastikçiler bile her gördüklerinde "Fatih Bey sayenizde bir kaç yıldır kar lastiği satışlarında patlama yaşıyoruz," diyorlar,

Kimse "Lastikçilere para kazandırıyorsun" diye düşünmesin,

Kar lastiğini takınca diğer lastiği kenara koyuyorsunuz,

Kış bitince eski lastiği geri takıyorsunuz,

Toplam kilometrede bir değişiklik olmuyor,

Ancak son günlerde gazetelerde okuduklarım beni rahatsız ediyor,

Bilen bilmeyen otomobil veya sürüş tekniği yazısı yazdığı için her tarafta yalan yanlış bilgiler,

Hemen söyleyelim,

Bazılarının yazdığı gibi kar lastikleri adı üstünde olduğu gibi kar lastiğidir buz lastiği değil,

Buzda fazla işe yaramazlar,

Yaz lastiğine göre biraz daha iyidir ama sadece biraz daha,

Buz lastiği ile kar lastiği farklıdır,

Buz lastiği sürtünme, yani buzda kayma yüzeyini azaltmak için daha incedir,(Uzun kayaklarla daha süratli kaydığınız gibi) Üzerinde metal çiviler vardır ve sadece buzda kullanılır, Bu lastiklerle fazla süratli gidemezsiniz,

Kar lastikleri ise karda işe yarar, sürat limitleri ise normal lastiklere yakındır,

Geçenlerde yine birisi yazmış,

Kar lastikleri fren mesafesini azaltır diye,

Külliyen palavra,

Azaltmaz,

Özellikle kuru havalarda tam aksine arttırır,

Aracınızda kar lastiği varsa, yerin ıslak olmadığı zamanlarda fren mesafeniz artar, 40 metrede duracağınız yerde 45 metrede durursunuz,

Kar veya normal lastik havalarını indirmek karlı yollarda yol tutuşu olumlu yönde etkilemez,

Olumsuz yönde ise etkiler,

Üstelik lastiklerinizin daha çabuk yıpranmasına ve karlı buzlu zeminlerde daha çok kaymasına neden olur,

 

 


Müftüye bak

Tekirdağ Müftüsü saçmalamış, Hürriyet de ciddiye alıp manşet yapmış,

"Kurban Bayramı’nda koyunların kesilmesine tepki gösteriyorsunuz yılbaşında kesilen hindilerinki can değil mi?" diye,

Bir meselenin özünden bu kadar mı sapılır!

Kurban Bayramı’nda kurban kesilmesine kimse bir şey demiyor,

Her gün mezbahalarda milyonlarca hayvan kesiliyor,

Mesele bunun sokaklara dökülen bir vahşete dönüşmesi, Yılbaşında kimse kapısının önünde, sokaklarda hindi boğazlamıyor,

Çocukların gözü önünde kafası kesilen hindiler başsız bir şekilde sokakta koşturmuyor,

Kesilecekken kaçan hindilerin tüfekle vurulduğu, ortalığın kan gölüne döndüğü falan da yok,

Dahası zaten Türkiye’de öyle ahım şahım bir hindi kesme geleneği de yok,

Zaten müftünün sözlerini okuduğunuz zaman konunun hindi kesilmesi değil, yılbaşının kutlanması olduğu anlaşılıyor,

Müftü içki içilmesinden rahatsız,

Onu anlatıyor,

Araya da hindiyi katıyor,

Sonra Türkiye’de mahalle baskısı yok deniliyor,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Din adamı olmadan önce adam olmak gerektiğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları