Ben özür dilemiyorum

Bir tek Hasan Cemal’e hak verdim Ermenilerden özür dileme kampanyasına imza koyanlar arasında,

Ne de olsa dedesi İttihatçıların büyükbaşlarından Cemal Paşa’ydı,

Ermeni tehciri bir İttihatçı hükümet uygulaması olduğu için, Hasan Cemal dedesi adına özür dileyebilir,

Hatta başlamışken, bir de Araplardan özür dilese iyi olur, çünkü Beyrut’ta bir katliam anıtı var, Cemal Paşa’nın öldürdüğü Arapların anısına dikilmiş,

Ama gerisinin özrünü anlamak mümkün değil,

Sakın yanlış anlamayın,

Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni tebaaya yapılanları doğru bulduğumu söylemiyorum,

İçlerinden bazılarının işgalcilerin arkasına saklanarak Osmanlı’nın diğer unsurlarına, Türklere, Kürtlere saldırdıklarını, öldürdüklerin, katlettiklerini biliyorum,

Öldürülenler arasında atalarım var, dedelerim var,

Ama yine de bir halkın çoluğuyla, çocuğuyla yerinden yurdundan edilmesini, Murat Bardakçı’nın belgelere dayanarak yazdığı kadarıyla 900 küsur bininin sürülmesini, büyük bölümünün bu sürgün sırasında ölmesini, kaybolmasını, ailelerinin dağılmasını doğru bulmuyorum,

Aradan yüz yıla yakın zaman geçse de, bu insanlık dramı içimi sızlatıyor,

Bir imparatorluğun kendini ve tebaasının bir bölümünü koruma refleksini anlıyorum ama bunun boyutuna hak veremiyorum,

Ama işin özür boyutuna gelmesini de anlayamıyorum,

Kim adına, kimden, kim özür diliyor,

Balkanlarda  yüz binlerce Türk asıllı Osmanlı tebaası öldürüldü,

Bunun için özür dileyen var mı?

Soykırımdan bahsedenlerin dedeleri, Doğu Ve Güneydoğu’da binlerce Türkü, Kürdü katletti,

Onun özrünü dileyen var mı?

20, yüzyılın başındaki kargaşa ortamında ne büyük dramlar yaşandı,

Hepsi için üzülüyoruz bugün,

Ama kim kimden özür diliyor o günler için,

Üstüne üstlük nereye kadar özür dileyeceğiz,

8, yüzyılda yaptıklarımız için Çinlilerden, 10, yüzyılda yaptıklarımız için İranlılardan, Hintlilerden özür dileyecek miyiz!

İş oraya kadar giderse atalarımız İstanbul’u fethetti diye Rumlardan özür dilememek olur mu hiç!

Bu işin sonu neresi?

Özür için hangi tarih milat olacak,

Hadi biz diledik, Romalılar Cermenlerden, Galyalılardan, Occitanlılardan özür dileyecek mi?

Hadi herkes birbirinden özür diledi diyelim,

Sonra ne olacak?

Sonrasını düşünen, planlayan, bilen var mı?

Aydınlar özür diliyormuş,

Özre imza atıyormuş,

Biz çok gördük o imzacıları,

Geçmişte de imza atmışlardı bazı açıklamalara,

Sonra dediler ki, ‘Ben senet zannetmiştim, Artizler kahvesinde hesap pusulasını imzaladığımı düşünmüştüm"

Paçaları sıkışırsa yine öyle olur,

Merak etmeyin,

 

 


Dilekçe sahte imza

Bir grubun Ermenilerden özür dileme kampanyasına  katılanların isimlerini internetten okurken, bir isim dikkatimi çekti,

Eski Tarih Kurum Başkanı Profesör Yusuf Halaçoğlu,

Şaşırdık,

Yıllarca aksi tez savunan birisi, nasıl oluyordu da şimdi özür diliyordu,

Halaçoğlu’nu aradık,

Başka arayanlar da olunca olaydan haberi olmuş,

Böyle bir metne imza atmasının söz konusu olmadığını, ilgilileri arayıp durumu düzelttireceğini söyledi,

Nitekim biraz sonra listeden adı silindi,

Birisi internet üzerinden Yusuf Halaçoğlu adına özür dilekçesini imzalamış, yani sahtekarlık yapmış,

Acaba oradaki imzalardan kaçı gerçek doğrusu merak ediyorum,

 

 


Krizden etkilenmemenin yolu

Bayram tatilinin son iki günü Fransa’daydım,

Çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın Biarritz’de nikahı, Paris’te düğünü vardı,

Ona gittik,

Yemekte Hachette yayınevinin sahibi ile aynı masadaydık,

İlginç bir bilgi verdi,

Kriz Fransız ekonomisini derinden etkilemiş ancak bir şeyi etkilememiş, Kitap satışlarını, Her şey düşerken, kitap satışları düşmemiş,

"Çanta ayakkabı otomobil almıyorlar ama kitap alıyorlar" dedi,

Ben de ona "Çarşıda, pazarda müthiş bir kalabalık var, Hiç de kriz var gibi görünmüyor" dedim,

Güldü,

"Bir haftadır böyle, Basın ilginç bir kampanya yaptı, Krizi hafifletmenin yolu tüketim alışkanlarımızı korumaktır, Fransız sanayini, üreticisini, işçisini korumak için çarşı pazara çıkın dediler, Herkes bunu mantıklı buldu, Dikkat edersen daha çok Fransız markalara yöneldiklerini görürsün" dedi,

Ben de buna "Erdoğan taktiği diyoruz" dedim,

"Krizden etkilenmemek için kriz yokmuş gibi davran"

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ülkelerin duyguyla değil stratejiyle yönetilmesi gerektiğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları