En pahalı seçim, köfte ve ekmek

Acaba Amerika’da da bir derin devlet, bir bilinmedik güç mü var diye sormadan edemiyor insan,

Bir yanda herkesin saygı duyduğu, partiler üstü kişilik olarak görülen beyaz McCain, diğer yanda kısa süre öncesine kadar kimsenin adını duymadığı, Müslüman olduğu iddia edilen Obama,

Ve seçimi Obama kazandı,

Gariptir, Zencilerin daha yoğun olduğu eyaletleri McCain aldığı halde,

Mesela Georgia’da McCain 10 puan fark attı,

Buna rağmen Obama,

Sanki bir “Siyasi projeymiş” gibi pazarlanan Obama,

Biliyor musunuz, bu seçim ABD tarihinin en pahalı başkanlık yarışıydı,

Ve orada da gariplikler yaşandı,

Genelde Cumhuriyetçiler daha fazla bağış toplardı, bu kez tam tersi oldu,

Demokratlar, Cumhuriyetçilerden yüzde 50 daha fazla bağış topladılar başkanlık kampanyası için,

Burası bile fazlasıyla ilginç,

1996 yılında Clinton Bob Dole ile bakanlık için yarışırken, iki adayın toplam seçim harcamaları 450 milyon dolar civarındaydı,

2000 yılında Bush’la Al Gore yarıştığında seçilmek için toplam 650 milyon dolar harcadılar,

4 yıl önce, 2004’te Başkanlık yarışında Bush ile Kerry karşı karşıya geldiler, Bu ikisinin toplam kampanya harcaması 900 milyon doları biraz aştı,

2008 seçimleri ise harcamalar konusunda bir rekor oldu,

Bu seçimlerde Obama ve McCain toplam 2,5 milyar dolar harcadılar,

12 yılda neredeyse 6 kata varan bir artış,

Oysa bu dönemde seçmen sayısındaki artış yüzde 17,

Bu 2,5 milyar doların 1,5 milyar dolarını Obama’nın, 900 milyon dolarını ise McCain’in harcadığı söyleniyor,

Siyasette “Zenci” söylemi aslında palavradan ibaret,

Amerika’nın zencisi de, Türkiye’nin zencisi de biliyor ki, siyasette ne kadar köfte, o kadar ekmek,

Söylemde ezilmişin, dışlanmışın, güçsüzün temsilcisi olduğu, oradan geldiği iddia edilenler, daha fazla köfte dağıtıyor,

Nasıl oluyorsa!

 

 

 


Yeni bir şey lazım

Habertürk’ün “Bugün seçim olsa” anketi bir klasik haline gelmeye başladı,

Her ay düzenli olarak yapılınca, ciddi bir siyasi barometre haline geldi,

Habertürk dün bu ayki anketin sonuçlarını yayınladı,

Bu anketin nasıl yapıldığını bilmeyenler için yazayım,  Adil Gür, her ayın son hafta sonunda anketi yapıyor, iki günde değerlendirip sonuçları Habertürk’e ulaştırıyor,

Anket AKP’da hepimizin görüp hissettiği düşüşü açıkça ortaya koyuyor,

Kararsızlar önce 2, parti konumuna yükseldiler bu ay 1, parti oldular,

Kararsızların oranı yüzde 37,3,

AKP yüzde 22,8,

CHP yüzde 15,1,

Bu ne demek?

İki şey demek,

Birincisi bugün seçim olsa AKP yüzde 36 oyla yine iktidar olacak demek, 10 ayda yüzde 18 oy kaybetmesine rağmen,

Ama bir anlamı daha var,

Türkiye’de ciddi bir siyasi hareket ortaya çıkabilse AKP darmadağın olacak demek,

Ben size söyleyeyim, bu anket yapıldığında doğalgaz zammı henüz açıklanmamıştı ya da geniş kesimler tarafından duyulmamıştı,

Önümüzdeki ay AKP’den 2 puan daha düşün,

Peki sonuç,

Sonuç yok,

AKP oy kaybediyor, Destek kaybediyor,

Bunun sokakta, takside, her yerde görüyoruz, duyuyoruz,

Ama bu kayıp reel siyasete aksetmiyor, Çünkü seçmen adres bulamıyor,

Ya yeni bir parti, ya yeni bir CHP gerek,

Deniz Baykalsız, muhalefet değil, iktidar söylemine sahip bir CHP,

Cumhuriyetçi Bush televizyona her çıkıp konuştuğunda Cumhuriyetçi McCain 1 puan kaybediyordu,

Deniz Baykal’ın da CHP’ye etkisi farklı değil,

Bunu Habertürk’ün anketinden bile anlamak mümkün,

Son 1 aydır Baykal değil Kılıçdaroğlu konuşuyor,

 

 


Sonuna kadar sabır

Başbakan Erdoğan, Diyarbakır seçimlerini kaybetmek istiyor,

Son günlerdeki söyleminin başka bir gerekçesi olamaz,

Önce “Ya sev ya terk et” demeye getirdi,

Sonra da göstericilere ateş açan vatandaşı savunurken, “Sabır diyoruz ama nereye kadar”

Bu cümle Türk siyasi tarihine “En sorumsuzca sarf edilmiş cümlelerden biri” olarak geçecek kadar vahim,

Biz burada ve her yerde “PKK toplumsal çatıma ortamı yaratmak istiyor, Aman dikkat” diyoruz,

Başbakan çıkıyor, “Sabır ama nereye kadar” diyor,

Nereye kadar olduğunu ben söyleyeyim, “Sonuna kadar”

Eğer Türkiye’yi bölmek istemiyorsanız, eğer Türkiye’de bir gecede terörle mücadelede bugüne kadar kaybettiğimiz insan sayısı kadar kayıp vermek istemiyorsanız, eğer Türkiye’yi bir iç çatışma ortamına sürüklemek istemiyorsanız “Sonuna kadar sabır”

Başbakan’ın bu sözleri, terör örgütünü güçlendirmekten, teröre daha geniş bir zemin hazırlamaktan baka bir işe yaramaz,

Dahası AKP’nin Güneydoğu’da legal siyasete kazandırdığı gücü eritir, En azından bölgedeki toplumsal ve siyasal ayrışmayı güçlendirir,

Başbakanlık makamı, insana kahvede geyik yapan sorumsuz birisi gibi konuşma hakkını ortadan kaldıran bir yerdir,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sabrın sonunun selamet olduğunu unutmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları