Komutanım PKK diye bir örgüt var hiç duydunuz mu?

Genelkurmay Bakanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanı Babaoğlu’na sahip çıkmak için bir açıklama yapmak zorunda kaldı,

Genelkurmay’ın İletişim dairesi Başkanlığı aracılığıyla yaptığı açıklamaya göre Orgeneral Babaoğlu “Saldırıdan haberi olmadığı için golf oynamayı sürdürmüş”

Hani özrü kabahatinden büyük denir ya,

İşte onun daniskası,

Sabah saat dokuzda tüm Türkiye saldırıyı ve şehitleri duymuş,

Televizyonlar yayınları kesip bölgeye bağlanmışlar,

Ben Afrika’da konudan haberdarım,

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Antalya’da olaydan habersiz,

Eğer Genelkurmay’ın açıklaması doğruysa, ya da Orgeneral Babaoğlu kendini böyle savunduysa, o zaman Hava Kuvvetleri Komutanı’nın kendiliğinden istifası falan beklenmemeli, hemen Genelkurmay başkanı tarafından istifası istenmeli,

Evet, istifası istenmeli çünkü eğer bir kuvvet komutanı hayattan, Türkiye’nin güvenlik meselelerinden bu kadar kopuksa, o görevi sürdüremez,

Sürdürmemelidir,

Televizyonlarda, radyolarda bangır bangır yayınlanan bir saldırıdan haberi olmayan bir kuvvet komutanı, Türkiye’yi Allah muhafaza ani bir saldırıya karşı nasıl teyakkuzda tutabilir,

Düşünsenize, İstanbul bir hava saldırısına maruz kalıyor,

Tek bir Türk jeti karşı koymuyor,

İstanbul yerle bir,

Ertesi gün Hava Kuvvetleri Komutanı açıklama yapıyor, “Haberim yoktu”

Olabilir mi böyle bir şey,

Olamaz,

Zaten olduğu da yok,

Haberi var ama belli ki, umursamamış,

Fakat yapılan açıklama çok feci,

Çünkü komutanın bunu umursamaması kendi “Ayıbıdır”

Ama haberinin olmaması kurumsal bir zafiyettir,

Böyle bir zafiyet yoktur,

Bir komutanının vurdumduymazlığını kamufle etmek için Türkiye’nin en önemli kurumlarından birinin kendi içinde iletişim zafiyeti olduğunu açıklaması ise kuruma her şeyden çok zarar vermiştir,

NOT: Buradan bir soru sordum, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı askeri üslerde kaç golf sahası yapılmaktadır, Bu golf sahalarının yapımı için kaç lira harcanması planlanmaktadır, Bunların yıllık bakım giderleri ne olacaktır dedi, Benden duyan gazeteler de aynı soruyu sordular, Henüz bir yanıt alamadık, Bekliyoruz,

 

 


Bu bir hastalık

Kriz ekonomistlerin söylediği gibi değil, bizim öngördüğümüz gibi seyrediyor,

ABD’de bankalar sıkıntıya girince, hem burada, hem de Olaylar ve Gerçekler’de dedik ki, “Bu ABD’nin tüm ekonomik sistemini etkileyecek, Krediler tıkanacak, Krediye dayalı sistem çökecek, Önce GM, ardından Ford, sonra Chrysler batacak, Sonra dayanıklı tüketim malları yapanlar zora girecek, Durgunluk işsizliği, işsizlik durgunluğu tetikleyecek, Bakmayın ekonomistlere, Bu iş çok zor toparlanır”

ABD’de Bakan Paulson, son aylarını sürekli yalan söyleyerek geçirdi,

Durumu değiştiremedi,

Bazıları bu krizi Türkiye’nin 2000’lerin başında yaşadığı ekonomik krize benzetiyor,

Hiç alakası yok,

O kriz, kalp krizi gibiydi,

Kalp masajı ile hasta hayata döndü, bypass la kalp çalışmaya başladı,

Bu kriz ise ağır bir zatürree veya akciğer kanseri gibi,

Diğer organlar sağlam ama hasta nefes alamıyor,

Nefes alamayınca diğer organlara hava gitmiyor,

Hava gitmeyince kalp zorlanmaya başlıyor,

Kalp zorlanınca hasta hareket etmekte zorlanıyor,

Harekette zorlanınca yatmak zorunda kalıyor,

Yatınca böbrekler zorlanıyor,

Kanı temizleyemiyor,

Kan temizlenemeyince bütün organlar birer birer iflas etmeye başlıyor,

Kimse hafife almasın,

Bu iş zor toparlanır,

Ağır bir ameliyat, uzun bir nekahet gerekir,

Haberiniz olsun,

 

 


Auto Show

Hadi biraz da keyifli konulardan bahsedelim,

Dün Auto Show fuarı açıldı,

Galiba ilk ziyaretçisiydim,

Fazla kalabalıklaşmadan rahatça gezeyim diye,

Tamamını değil ama beni etkileyen taraflarını anlatacağım,

Girişteki ilk salonu Doğuş Oto kapatmış,

Önce Skoda var,

Skoda’nın Mini Cooper veya Fiat 500’e alternatif olarak ürettiği küçük otomobile bayıldım,

Hemen karısında Audi var,

Audi’nin en önemli yeniliği Q5,

Bence sınıfındaki en iyi SUV olmuş,

Q7’den daha güzel, daha derli toplu, Rakipleri BMW X3 veya Mercedes GLK’dan çok daha hoş, Rakipsiz,

Doğu’nun yıldızları ise salonun tam ortasında,

Bentley ve Lamborghini,

Bentley Continental’ın Speed versiyonunu getirmiş, Kasa bir iki detay dışında aynı, Motor farklı,

Ama asıl muhteşem olan ve bence fuarın en alınası otomobili Bentley’in bir klasiği Brooklands, iki kapılı, muhteşem bir otomobil, Teknolojisi eski ama müthiş, Otomobil gibi otomobil,

Epey inceleyince “Fatih Bey bunu size verelim” dediler,

“Tabii, tabii” dedim gülerek,

Fiyatını sordum, 875 bin avroymuş,

Ağzımdan “Çüş” lafı çıktı, “Bu liste fiyatı bir şeyler yaparız” dediler,

Çok güldüm,  Aklıma geldikçe gülüyorum,

Bir şeyler yapacaklar,

800 bin avro indirim yaparlar mı acaba?

Bir diğer klasik Bentley Arnage’da orada, O da müthiş, Ve çok ucuz, 550 bin avro,

Parası Brooklands’e yetmeyen garibanlar için,

Karşısında Lamborghini standı var, (Sakın lamborcini diye okumayın lamborgini diye okunur)

Bir LP 640 getirmişler, Müthiş,

Yanında mat pearl boyalı bir Gallardo, Bence Lamborghini falan değil,

Arkasında Porsche, Porsche’lerin hepsi krem rengi, Çok güzeller,

Oranın yıldızı da bir GT2,

2009 modellerde stoplar değişmiş, Yandan Jaguar’ın ve Aston Martin stopları gibi olmuş, Sivri uçlu,

GT2’nin fiyatı 300 bir avro civarı,

Turbo ise 280 bin,

Volkswagen’in Scirocco’sunu da ilk kez gördüm,

Çok hoş,

Benim gençliğimin Scirocco’su daha güzeldi ama bu da çok güzel, Tabii biraz Alfa, biraz da Seat kokuyor,

Zaten artık her araba bir diğerinden tatlar taşıyor, Otomobilleri mühendisler çizince böyle oluyor galiba,

Lexus çok güzel otomobiller getirmiş ve hepsi hibrid,

8 silindirli devasa hibridler komik ama çok güzeller,

Çok beğendim ama satış için henüz hazır değiller,

Opel’in yeni İnsignia’sını da gördüm,

Önden Toyota Corolla ve VW Passat kırması, Arkadan Lexus’a benziyor, Hoş, Hele içi çok hoş,  Opel için müthiş bir sıçrama,

Renault’nun SUV’u da çok güzel ama en güzeli Megane’ın konsepti ve tek kapılı Laguna,

Yine de Renault’un SUV’u çok iş yapar,

Oradan Peugeot’ya geçtik,

407 coupe’den çok etkilenmedim, Ama Peugeot’nun 4×4’ü de çok çok iyi,

Keza 308 station da öyle,

Fiat’ın en etkileyici yönü yeni 500’ler, O kadar sempatikler ki, insan bir tanesi alıp evin salonuna koymak istiyor,

Alfa Romeo her zamanki gibi çok etkileyici,

Hepsi ama hepsi güzel,

Yeni mito müthiş,

Efsanevi 8C’nin spider’ı da çıkmış, Ancak Türkiye’de bir tane bile satılmayacak, Zaten hepsi hepsi 500 tane,

Yanında Maserati,

Yeni Grand Tourismo galiba spor otomobillerin en güzeli, en kullanılası olanı,

Bu kadar mı güzel olunur,

Quattroporte de makyajlanmış,

Yeni led stoplar gelmiş,

Ön panjur da değişmiş, Grand Tourismo’nunkiyle aynı olmuş,

Maserati o kadar güzel olmuş ki, Ferrari’leri gölgeliyor,

Ferrari’de en göze çarpan 430 Scuderia,

Ferrari alacak olanlara söyleyeyim, bu otomobil Ferrari’nin en iyisi,

Yani 599 ya da Scaglietti alacağınıza bunu alın, Hem de daha ucuz, 400 bin avro,

İsterseniz bugünlük burada keselim,

Gerisini başka bir yazıya bırakalım,

 

 


Kızlar

Otomobil fuarlarının en önemli özelliklerindendir otomobillere eşlik eden kızlar,

Haliyle onları da gördük,

Şunu anladım ki, otomobillerin fiyatları yükseldikçe kızlar güzelleşiyor,

En güzel kızlar Lamborghini standındaydı,

Sonra Maserati ve Bentley standları geliyordu,

Ferrari onları takip ederken en ilginç olan Fiat standıydı,

Fiat standı kızların güzelliği açısından fiyat güzellik orantısını bozmuştu,

Oradaki kızlar da çok güzeldi,

Bu Auto Show’da pek Türk manken görmedim, Daha çok eski Varşova Paktı ülkelerinden geldiği belli olan mankenlerinin egemenliği vardı,

Tabii bu kızlar açılış günü içindi,

Bu nedenle hanımlar kocalarını gönül rahatlığı ile fuara yollayabilirler,

Sadece otomobillere bakacaklarından emin olabilirler,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dumanın az olmasının ateşin küçük olduğunu göstermeyeceğini anladığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları