Güldürdün beni Ertuğrul Özkök

Ertuğrul Özkök bugünkü yazısında Başbakan’ın “Boykot” çağrısından sonra Doğan Grubu’na verilen desteği yazmış,

“Bizi satın almayanlar, bizi eleştirenler bile bize destek” verdi diyerek,

Yazısına bir de “Anı” eklemiş,

13 yıl önce Sabah’ın sel felaketine maruz kaldığı gün, Hürriyet’in Sabah’a nasıl yardımcı olduğunu anlatmış,

Doğru,

O günler öyleydi,

Aydın Doğan Hürriyet’i yeni satın almıştı,

Şimdiki Aydın Doğan haline gelmemiş, gazeteciliğin tüm değerleri unutulmamıştı,

O zaman Türk halkı Hürriyet’i seviyor, Aydın Doğan’dan henüz nefret etmiyordu,

O zaman 1995’ti,

Zaman ne çabuk geçiyor değil mi, Ertuğrul Abi,

O zaman gazeteler arasında hem rekabet, hem dayanışma vardı,

Birbirleri hakkında her şeyi yazar ama birbirlerinin yaşaması için destek verirlerdi,

Peki 2007 yılını da aynı netlikte hatırlıyor musunuz Sevgili Özkök,

1 Nisan’ı, TMSF’nin Sabah ve ATV’ye el koyduğu günü ve hatta ondan öncesini,

 Hani sizin şu “Özgür basın” karşısında mahellede tek başınıza kaldığınız günleri,

AKP Hükümetinin TMSF’si Sabah’a el koyduğu gün dayanışma ruhunuz neredeydi?

Hadi o gün sustunuz,

Bir kaç ay sonra İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Sabah’a el koyulmasının “Hukuksuz” olduğuna ve iadesine karar verdiği gün neredeydiniz!

Bırakın destek olmayı, bunun haberini yaptınız mı?

Kamuoyunun Sabah’a el koyma kararının hukuksuz olduğundan haberi oldu mu?

Hayır olmadı,

Tam aksine siz Dinç Bilgin’in yalanlarına destek verdiniz,

Peki ardından Sabah’a el koyulmasına gerekçe gösterilen belgenin sahte olduğu ortaya çıktı, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Dinç Bilgin ve oğlu hakkında “Sahte belge düzenlemekten” 9 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı,

Onu haber yaptınız mı?

Yapmadınız değil mi?

Hep sustunuz,

Susmak ne kelime, Sabah’a el konulsun diye Dinç Bilgin’le organizasyon yapan, TMSF kapısını aşındıran zaten siz değil miydiniz,

Ne diyecektiniz ki!

Bunları haber yapsanız, TMSF Başkanı size dönüp “Yahu Dinç Bilgin’le beraber buraya gelen sizin CEO’nuz değil miydi? Bu belgeye dayanarak işlem yapılması için bastıran siz değil miydiniz? Şimdi ne diyorsunuz” diye sormayacak mıydı!

Dinç Bilgin’le anlaşma yapan avukatınız “Siz şaşırdınız mı?” demeyecek miydi!

Türkiye’nin 2, büyük medya grubuna Doğan destekli el koyma operasyonu yapılırken sen mi tatildeydin, yoksa vicdanın mı Sevgili Ertuğrul Özkök,

O günlerde Sabah’a el koyulmasından çok memnundunuz,

Çünkü orayı da ele geçirmeyi ve “En büyükten de büyük” olmayı planlıyordunuz,

Ne zaman ki, orası Başbakan’ın “Bizim Ahmet Çalık”ına satıldı o zaman gürültü koparmaya başladınız,

Oyununuz, planınız bozulduğu için, Hak, hukuk, özgür basın ya da demokrasi için değil,  

Şimdi kalkmış dayanışma nutukları atıyorsun,

Güldürme beni Ertuğrul Abi,

Doğru biz bugün Başbakan’ın boykot çağrısına karşı size destek veriyoruz,

Ama siz bunu hak ettiğiniz için vermiyoruz,

Size bugün destek verenler, adam gibi adam oldukları için veriyorlar,

Siz adam olduğunuz için değil,

Güldürme beni,

 

 


Tek başına

Ben Sabah ve ATV’ye el koymanın haksız olduğunu yazınca, bazı okurlar soruyor “Niye mücadele edip geri almadınız” diye,

Soru haklı ama hukuk devletinde haklı,

Biz mücadelemizi verdik,

Davalarımızı kazandık,

Ancak hukuğa uyulmadı,

Yargı ayaklar altına alındı,

Biz ise sesimizi duyuramadık,

Doğan zaten “Hukuksuzlarla” birlikte hareket ediyordu,

Karamehmet Medyası zaten TMSF’nin kucağındaydı,

Özgür basın ise zaten bir şey diyemezdi,

O hukuksuzluğu, başka hukuksuzluklar takip etse yine kimse duymayacak, kimse görmeyecekti,

Ben kendi adımı taşıyan bir internet sitesinden bağırmaya çalıştım sadece,

Bir de Yeni Harman dergisi, küçük boyu ama büyük yüreğiyle destek verdi,

Hiç unutmayacağım,

Ama biz asla teslim olmadık, Her şeye yeniden başlama kararı aldık,

Bu ülkede gazeteciliğin gazetecilik olarak yapılacağını, gazetelerin silah olarak kullanılmayacağını, gazetecilerin güç simsarlığına soyunmadan yaşabileceğini göstermek, Türkiye’nin Erdoğan-Doğan medyaları arasına sıkışmaması için,

 

 


Keşke Jerry Springer yönetseydi

Bugün herkes saat 14:30’u bekliyor,

Düello olacakmış,

Olmaz,

Olsa olsa horoz dövüşü, daha doğrusu kör dövüşü olur,

Meclis Başkanı Toptan’ın da dediği gibi bu işler televizyonda olmaz,

Hele böyle canlı yayında hiç olmaz,

Olacakları söyleyeyim,

Kılıçdaroğlu belgeler gösterecek,

Biz televizyon izleyicileri hiç bir şey görmeyeceğiz,

Ekranda bir takım anlaşılmaz belgeler,

Büyük ihtimalle belgeler doğru olacak ama ne fayda,

Fırat da buna karşın başka belgeler gösterecek,

Biz onların da ne olduğunu anlamayacağız,

Belgeler, isnatlarla alakasız bile olabilir ama ne göreceğiz ki!

Bağırıp çağıracaklar, birbirlerine hakaret edecekler,

Sonra çekip gidecekler,

Fırat’ı tutanlar “Biz kazandık” diyecekler, Kılıçdaroğlu taraftarları “Biz kazandık” diye bağıracaklar,

İzleyenler ise bir kör dövüşü izlemiş olacaklar,

Bu arada Kılıçdaroğlu’nun bu karşılaşmayı Balçiçek Pamir’in programında değil, Uğur Dündar’ın yönetiminde istemesi bence doğru oldu,

Kılıçdaroğlu minyor bir adam, Fırat ise iri kıyım,

Gerilimin tırmanması halinde Balçiçek bir şey yapamazdı,

Uğur Dündar ise ikisinden de iri,

İkisinin de hakkından gelir,

Bugün yapılacak dövüşü en çok kıskanacak olan ise Jerry Springer olacaktır,

Çünkü bu program tam ona göreydi,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sorumlu mevkilere oturtacağımız adamları Japonya’da eğitime gönderdiğimiz zaman

Erişilebilirlik Araçları