Ziyaret

İki emekli orgeneralin cezaevinde ziyaret edilmesi ve bunun TSK adına yapıldığının açıklanması üzerine müthiş bir tartışma başladı,

İlk gün ziyareti olumlu bulanlar bile ardından çark ederek “TSK adına yapılması doğru olmadı,” demeye başladılar,

İki orgeneralin ziyaret edilip, bir başka paşa Veli Küçük’ün ziyaret edilmemesini yargıya müdahale olarak görenler var,

Bense hiç ama hiç bu kanaatte değilim,

Ziyaretle ilgili olarak bugün “TSK adına ziyaret edilmesi hoş olmadı” diyen Ertuğrul Özkök’e basit bir soru sormuk istiyorum,

Yarın, gazetenizin önemli isimlerinden biri, ne bileyim mesela Oktay Ekşi, tutuklansa, ziyaretine gitmez misiniz?

Hakkında henüz bir dava açılmamış, neyle suçlandığı dahi belli olmayan bir pozisyonda, hakkında bir iddianame dahi yokken cezaevine konsa Oktay Ekşi’yi cezaevinde ziyaret etmez misiniz?

En azından gazetenizin önemli isimlerinden birini Oktay Ekşi’yi ziyaretle görevlendirip, “Sorun bakalım Oktay Abinin bir ihtiyacı var mı?” dedirtmez misiniz?

Sevgili Özkök, bu yargıya müdahale midir, yoksa bir dostluk, bir vefa gösterisi midir?

Bu konudaki en doğru yorumu Başbakan Erdoğan yaptı, “İnsani bir ziyarettir” dedi,

Bence de tam öyledir,

Veli Küçük’ün ziyaret edilmemiş olması da son derece doğaldır,

Çünkü Veli Küçük hakkındaki suçlamalar bellidir,

İddianame ortadadır,

Veli Küçük’ün karanlık kişilerle, çakallarla yaptığı telefon görüşmeleri vardır,

Bu nedenle ziyaret edilmemi olması doğru bir tavırdır,

Veli Küçük, yargıda aklansa bile vicdanlarda mahkumdur,

Genelkurmay’ın görevlendirdiği bir general Adalet Bakanlığı müsteşarını, İstanbul Başsavcısını, hatta Savcı Zekeriya Öz’ü “Ziyarete” gitseydi, yargıya müdahale iddiaları geçerli olurdu,

Ama yapılan ziyaret insanidir,

Bu ziyareti eleştirmek, insanlıktan nasibini almamış olmak demektir,

 

 


Futbolla başlayan dostluk görmedim

Bir futbol maçının “Dostluk kıvılcımlarını” ateşlemesini beklemekten daha büyük bir saflık olamaz,

Bırakın Ermenistan ile Türkiye gibi ciddi sorunları olan iki ülkeyi, Galatasaray-Fenerbahçe gibi günlük hayatta büyük bir dostluğu, beraberliği paylaşan kulüplerin taraftarlarını bile en azından o gün için “Rakip” hatta ne yazık ki, “Düşman” eden bir olaydır futbol,

Futboldan ateşlenen, hele hele milli maçlardan ateşlenen bir dostluk yoktur ama tam aksine, Güney Amerika gibi yerlerde futbol maçından sonra çıkan savaşlar bile vardır,

İki ülkenin milli takımları arasındaki maçlar, bir anlamda modern çağın meydan muharebeleridir,

Milli duyguların zirveye çıktığı, yeninin kendini üstün hissettiği “Karşılamalardır”

Bu nedenle de Ermenistan-Türkiye maçının iki ülke arasında bir ilişki başlatmasını beklemek bir yana, bu maçın kazasız, belasız, kavgasız, gürültüsüz bitmesini ummak , çok daha yerinde bir beklentidir,

Tabii Fatih Terim’in de kendine mukayyet olması, olası bir olumsuz sonucun faturasını genelleştirmek için saha içinde ve kenarındaki hareketlere dikkat etmesi gerekir,

Basın toplantısında kullandığı “Tarihin sorumluluğunu omuzlarımıza yükleyemezsiniz” eklinde talihsiz cümleyi ona kim fısıldadı bilmiyorum ama bu cümle başlı başına bir hatadır,

Ortada tarihi bir olay falan yoktur,

Hatta siyasi bir olay bile yoktur,

Oynanacak olan bir maçtır, Futboldur,

Bunun dışında söylenecek her söz, takımı yanlış yönlendirir,

Söylemeden geçersem ayıp olacak,

Bu maçın kilit adamı olarak Emre’yi görevlendirmek de bir başka hatadır,

Emre böyle maçların pozitif değil, negatif adamıdır,   

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Üreten bir ülke olmak için üretimin nasıl yapıldığını bilmek gerektiğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları