FİFA olmasaydı ne olacaktı!

Cumhurbaşkanı Gül,  Ermenistan’a gitme kararını uzun uzun düşünüp, dün akşam saatlerinde açıkladı,

Bana göre gideceği başından belliydi,

Neden gerek duyulduysa, bir tuluat yapıldı,

Sayın Cumhurbaşkanımıza “İyi yolculuklar” diliyorum,

İnşallah maçı alırız,

Gerisi mi?

Gerisi hikaye,

Uluslararası politikayı “Jestlerden” ibaret zanneden “İyimser cühela” bu ziyaretin çok önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorlar, yazıyorlar, “Bu fırsat iyi değerlendirilmeli” diyorlar,

Ne yani, FİFA olmasa, Türkiye Ermenistan ilişkileri düzelemeyecek miydi?

Dünya Kupası elemelerinin kura çekiminde Ermenistan bizim gruba düşmese, komşumuzla  ilişki kuramayacak mıydık?

İki ülke arasındaki tek ihtilaf bu muydu?

Cumhurbaşkanı maç için Ermenistan’a gidecek, sorunların çözümünün yolu açılacak,

Böyle saçmalık olur mu?

Eğer böyleyse, yazıklar olsun demek lazım,

Ama böyle değil,

İki ülke arasında bölge dengelerinden de kaynaklanan çok önemli sorunlar var,

Bu sorunlar çözülmeli mi?

Elbette çözülmeli,

Ama bunlar Cumhurbaşkanının maç vesilesiyle yapacağı bir ziyaretle çözülmez,

Eğer bu kadar basit olsaydı, ille de FİFA’nın kura çekimini beklemek gerekmezdi,

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Gül’ün maç için Ermenistan’a gitmesi hiç bir anlam ifade etmez, hiç bir sorunu çözmez,

Bu gezinin sorunları çözmesi yönünde bir umut beslemek için hiç bir neden yoktur,

Bölgede başka sorunlar yaşamamıza neden olmasın yeter!

 

 


 Galatasaray’da ahval ve şerait

 

Okurlardan bol miktarda “Galatasaray için ne düünüyorsun” sorusu geliyor,

Bu kadar sorulunca yazmak farz oldu,

Yönetim ekonomik açıdan doğru işler yapıyor,

Stadın isim hakkının Türk Telekom’a satılması başarılı bir operasyon,

Bence tribünlerin de teker teker sponsorlara pazarlanması lazım,

Şimdi Galatasaray tahvilleri çıkaracaklar, Bunun için yetki istiyorlar,

Bu da yerinde bir hareket,

Bizim yönetimde olduğumuz zaman planladığımız ancak süre darlığı nedeniyle hayata geçiremediğimiz bir işti, Uygun bir faiz bulurlarsa kulüp için yararlı olacaktır,,

Riva arazisini değerlendirmek için harekete geçtiklerini biliyorum,

Bence yanlış,

Zamansız,

Onun yerine tüm gayrimenkulleri bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı çatısı altında toplamak çok daha iyi olur,

Florya’daki tesisleri Büyükçekmece’ye taşımak ve Florya’yı değerlendirmek gerek,

Bunlar olumlu yönler,

Fakat yönetimin çok büyük ayıpları da var,

Stat inşaatının Eren Talu’dan alınması için yönetim içindeki bazı isimler ciddi gayret gösterdiler, Talu’nun önünü kesmeye çalıştılar, inşaatın Kiler Grubu’na verilmesini sağlamaya çalıştılar,

Bunu bütün camia biliyor ve kızıyor,

Talu tüm engellemelere rağmen finans sorununu çözdü ve stadı bitirecek,

Ancak başından beri söylediğim gibi Ali Sami Yen’in arazisinin verilmesi büyük hataydı,

Likör fabrikasının 22 dönümlük arazisinin satış fiyatı göz önüne alınırsa, 34 dönümlük Ali Sami Yen arazisinin geri verilmesinin ne vahim bir hata olduğu daha iyi anlaşılıyor,

Tabii bunda bu yönetimin hatası yok, Olan oldu,

Yönetimin bana göre bir başka hatası daha var,

Biliyorsunuz Galatasaray bir kar merkezi olan Sportif AŞ ile Futbol AŞ’yi birleştirmek istiyor,

Fakat bu yapılmadan önce Sportif AŞ’nin gelirlerinin arttırılması, Sportif AŞ’nin değerini yükseltecek ve bu birleşme operasyonu için Galatasaray’ın kasasından daha fazla para çıkmasına neden olacak,

Galatasaray yönetimindeki borsa kurtlarının bunu bilmemesi imkansız,

Bile bile yapılıyorsa insanın aklına “Neden?” sorusu geliyor,

Gelelim futbol takımına,

Galatasaray şahane bir takım kurdu,

Ancak başına Skibbe’yi getirdi,

Skibbe’nin karıyeri bu takımı taşımaz,

Ama bence asıl sorun Skibbe’de değil,

Skibbe’nin yanında doğru düzgün bir yardımcı yok,

Ümit Davala yerine, Skibbe’ye gerçekten akıl verecek, Türk futbolunu ve Galatasaray’ı anlatacak biri lazım,

Ümit iyi çocuktur, Ama iyi çocuk olmak yetmez,

Skibbe ile tartışacak, tavır koyacak, itişecek bir yardımcı lazım,

Kös vurucunun hık diyicisi değil,

Son maçta Aydın’ın aksadığını görüp yerine Hasan Şaş’ı veya Lincoln’ü almayan bir teknik direktörün iyi bir yardımcıya gereksinim duyduğu açık,

Bunu yapacak bir yardımcı yoksa, yöneticilerin Skibbe ile daha yakın diyalog kurması lazım,

Takım kötü değil ama hep değindiğimiz sağbek sorunu hala mevcut,

Hücumda ve oyun genelinde ise Galatasaray’ın bir çabukluk ve sürat sorunu var,

Bu kadar ağır oynayan bir takımın UEFA Kupası’nda herhangi bir iş yapması mümkün değil,

De Sanctis kaleci sorunun çözmüş gibi görünüyor,

Sonuçta Galatasaray futbol takımında yağ var, un var, tencere var, ateş var ama bir lezzet eksikliği var,

Bu durumda sorun aşçıda mı, lokanta sahibinde mi bilemiyorum,

NOT: Galatasaray’da akçeli işlerle ilgili pey bir dedikodu dolaşıyor, Camia huzursuz oluyor, Umarım bu şayialar doğru olmasın, Yoksa kokusu yakında çıkar,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sorumlusu olmadığımız işlerin hesabını vermek zorunda kalmadığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları