Gül’ün tekne arkadaşı kimdi?

Reisicumhurumuz, Abdullah Gül Beyefendi, riyaseti cumhur makamına oturmasının 1, seneyi devriyesinde NTV ekranına çıktı,

Haliyle izledik,

Genel anlamıyla vakit kaybıydı diyebilirim,

Beyfendi 1 yıllık icraatından memnun ve mesut,

Hata yapmamış,

Her şeyi iyi yapmış,

Pişmanlığı yok,

Rektörleri kendi atamasa iyi olurmuş ama Anayasa böyle emrettiği için istemeden yapmış,

Madem öyleydi niye aldıkları oya göre atamadınız da, kafanıza göre atadınız diye bir soru gelmedi,

Zaten pek öyle dişe dokunur bir soru da yoktu,

Mesela aylardır tartışılan Suudi Kralı’nın hediyeleri de sorulmadı,

Belli ki, "O konuya girilmesi" yasaklanmış,

Abdullah Gül’le yapılan sohbette en ilgimi çeken yanıt, benim haftalardır eleştirdiğim "45 metrelik yatla gezi" kosunda verildi,

Konu yat gezisine gelince Abdullah Gül, "Dışişleri bakanlığım boyunca hiç tatil yapmamıştım* diye girdi söze,

Ben de güldüm,

Tıpkı bazı köşe yazarları gibi,

"Bilmem kaç yıldır ilk kez tatil yapacağım" diye yazarlar,

Oysa bir yıl önce de benzer bir yazıyla tatile çıkmışlardır,

Tatil yapmak sanki ayıpmış gibi yaparlar,

Gül de aynen öyle girdi söze,

Sonra da yat tatiliyle ilgili bilgi verdi: "Bu tatilin masraflarının kendi payıma düşen bölümünü ödedim"

Şaşırdım,

Biz 45 metrelik yatta Gül ailesinin tatil yaptığını düşünüyorduk,

Meğer durum farklıymış,

45 metrelik yatta Cumhurbaşkanı ailesinden başka tatilciler de varmış,

Yanıttan çıkan sonuç bu,

"Kendi payıma düşeni ödedim" demenin başka anlamı olabilir mi?

Abdullah Gül kendi payına düşeni, Hayrunnisa Hanım kendi payına düşeni ödemiş olamaz,

Abdullah Gül’ün, "Hayrunnisa hesap 100 bin dolar geldi, Ver bakalım kendi payına düşen 50’yi" diyeceğini zannetmiyorum,

Bu durumda benim merak ettiğim bir başka durum ortaya çıktı,

Reisicumhurla birlikte tatil yapan ve faturanın geri kalanını ödeyen kimdi?

NTV ekranında bu soru da sorulmadı,

Gerçekten merak ediyorum, Cumhurbaşkanı’nın tatil arkadaşı kimdi?

NOT: Abdullah Gül yat tatilinin kendi payına düşen bölümüyle ilgili bir ödeme yaptıysa bunun mutlaka bir faturası vardır, 

Koskoca Cumhurbaşkanı KDV’den kurtulmak için faturasız iş yapmayacağına göre şu faturayı bir görmemiz mümkün olur mu acaba? Yanlış anlaşılmasın fiyat uygunsa seneye biz de Fettah Tamince’nin yatını kiralamak isteriz,

 

 


ABD’yi temsil etmek bela açar

ABD, bir bölgeye girmek istediği zaman bunu mutlaka başarıyor,

1980’lerin sonunda Körfez’e gelmek istiyordu,

Ancak bahanesi yoktu,

Dönemin Bağdaş Büyükelçisi April Gillespie Saddam’ı Kuveyt’e saldırması konusunda yüreklendirdi,

Saddam Kuveyt’e girdi,

ABD bölgeye geldi,

Ancak tam olarak yerleşmedi,

Tam olarak yerleşmek için ikinci bir bahane gerekiyordu,

Onu da "Kitle imha silahları" propagandasıyla başardılar,

Irak’ı işgal ettiler,

Kitle imha silahı falan bulunamadı ama kim umursadı kı!

Irak’a gelirken, ABD Türkiye’den de taleplerde bulundu,

Taleplerin en ilginci Trabzon limanıydı,

Bunu kimse bir anlam veremedi o günlerde,

Irak’a yapılacak operasyon bahane edilerek ABD, Karadeniz’de üs istiyordu,

Türkiye vermedi,

Bunun üzerine aynen Saddam gibi Saakaşvili devreye girdi,

ABD, Saakaşvili’li Gürcistan’ın başına getirdi,

Sonra ordusunu eğitti,

Ve bölgede yüzyıllardır istikrar bozucu bir unsur olan Gürcistan, bölgede gerilimi tırmandırdı,

Savaş çıkardı,

Rusya’nın tepkisi kaçınılmazdı,

Bölge karıştı ve ABD 2003 yılında gelemediği Karadeniz’e 2008 yılında geldi,

Kimse bu işlerden Başkan Bush’u ve Cumhuriyetçileri suçlamasın,

Bu Amerikanın ulusal politikası,

Dikkat ederseniz, Centcom’un görev alanındaki ülkeler birer birer karışıyor, Hepsine istikrarsızlıklar başgösteriyor,

Centcom’un kuruluşu ise Bill Clinton dönemine denk geliyor,

ABD Afganistan ile Türkiye arasında kalan geniş bir bölgeyi ve Arap yarımadasının önemli bir bölümünü kontrol altında tutmak istiyor,

Türkiye, Centcom’un kapsama alanı dışında,

Yani tehlikenin içinde değil ancak sınırında,

Fakat bu gidişle içine girmesi kaçınılmaz gibi duruyor,

Burada Türkiye’nin ciddi bir ip cambazlığına ihtiyacı var,

Bu işi yapabilecek tek adam Başbakan Tayyip Erdoğan,

Ne Cumhuryet tarihinin en başarısız Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ne de onun hayalperest Dışişleri Danışmanı Davudoğlu bu işi çözebilirler,

Burada Tayyip Erdoğan’ın ikili ilişkilerdeki  sıcaklığı önem taşıyor,

Başta Putin olmak üzere bölge liderleriyle  çok yakın ilişkilerle Türkiye bu badireden en az hasarla kurtulur,

ABD politikalarının bölgesel temsilcisi olmak Türkiye’nin başına sadece bela açar,

Özellikle bu saatten sonra,

 

 


Siyaset konuşmak suç mu?

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt Ergenekon kapsamında ifadesi alınmak üzere savcılığa davet edilmiş,

Gerekçe Turhan Çömez’le yapmış olduğu bir telefon görüşmesi,

Görüşmenin tutanaklarını gazetelerde okudum,

AKP’nin kapatılması olasılığı üzerine ve partinin durumu hakkında konuşuyorlar,

O günlerde her Türk vatandaşının yaptığı konuşmalar,

Ortada suç unsuru yok,

Sadece siyasi bir sohbet,

Bu konuşmanın hangi gerekçeyle Ergenekon’a bağlandığını doğrusu merak ettim,

Türkiye’de siyaset konuşmak yasak mı, suç mu?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Komşularımıza karşı mafya babalarıyla işbirliği yapmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları