Sadece Sacit Adalı’ya şaşırdım

AKP kapatılmadı,

Kapatılmayı hak ediyor muydu?

Evet,

Kapatılması herhangi bir işe yarayacak, bir şeyi değitirecek miydi?

Hayır,

O halde kapatılmaması iyi oldu, Kapatılmanın tek etkisi, partinin güçlü liderinin bir süreliğine, ilk genel seçimlere veya Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar siyaset dışında kalmasına, AKP’nin de bu süre içinde bir emanetçi ile iyiden iyiye savrulmasına neden olacaktı, İçerde ve dışarda ortaya çıkacak garabet tablosu da cabası,

Doğrusunu isterseniz Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar beni zerre şaşırtmadı,

Kapatma davası açıldıktan sonra kendi kendime bir Anayasa Mahkemesi dosyası hazırladım,

Öyle kapsamlı bir şey değil,

Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesinden indirdiğim bir dosya,

Ve bütün üyelerin yanınan hangi yönde oy kullanacaklarına dair notlar düştüm,

2 üye kesin kapatmama verin,

6 üye kesin kapatma verir,

3 üye belirsiz ama kapatmama kararı vermeleri muhtemel,

Bu notları 28 Mayıs günü yazmışım,

Sonraki günlerde  Osman Paksüt’ün yanına da bir soru işareti koymuşum,

Yanlarına kararlarının gerekçelerini de yazmışım,

Bu gerekçelerin hiç biri hukuki değil,

Askeri Yüksek Yargı’dan gelen Serdar Özgüldür’ün yanına “Kapatmama” diye yazmışım,

Bu dosyayı paylaştığım pek çok kişi bu notu görünce “Yok daha neler” dedi,

Serruh Kaleli ve Ahmet Akyalçın’ın yanında da aynı not vardı,

Serruh Kaleli’nin bir arkadaşı dosyayı görünce “Yok daha neler, Serruh kesin kapatma verir” demişti,

Bu üyelerin neden böyle oy kullandıklarını tahmin edebiliyorum,

Ama amacım mahkemenin kararı tartışmak değil,

Şu an için bunları yazmanın bir alemi, bir gereği yok,

Benim beklediğim sonuç buydu ama ben kapatmama yönündeki baskıların mahkeme üyelerini etkileyebileceğini ve kapatmama yönündeki ağırlığın kapatmaya doğru kayabileceğini de düşünüyordum,

Anlaşılan mahkeme dış etkilere kendini kapamış ve “İç etkilerle” karar almış,

Hayırlı olsun,

Beni tek şaşırtan Sacit Adalı oldu,

Adalı, şimdiye kadar Başkan Haşim Kılıç’la aynı yönde hareket etmesiyle tanınmıştı,

Ancak bu kez “Odak olma” suçlamasında Kılıç’la ters düştü ve “Odaktır ama kapatılacak kadar değil” dedi,

Bu karar Türkiye’yi normalleşme sürecine sokabilir,

Tabii AKP’nin buradar gereken dersleri çıkarması ve Başbakan Erdoğan’ın hepimizin alkışladığı 22 Temmuz Gecesi konuşmasına dönmesi şartıyla,

Erdoğan’ın karar sonrası yaptığı konuşma bu konuda çok da umut verici değildi,

Aylardan beri yargı kararlarına saygı gösterilmesi gerekir diyen ve Anayasa Mahkemesi’ne destek çıkan Baykal’ın karar sonrası yaptığı açıklama ise Başbakan Erdoğan’ınkinden daha umut kırıcı,

Sonuç olarak AKP’nin ve Türkiye’nin önü açıldı,

Ne yöne gideceğine ise yine AKP karar verecek,

Ancak savcı Yalçınkaya’nın iddianamesi çöpe gitmedi ve geçerliliğini koruyor,

Üzerine gelecek eklemeler yarın yine Anayasa Mahkemesi’nin önüne çıkabilir,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Saygı duyulmasını istediğimiz kararlara kendimiz de saygı duyduğumuz zaman

Erişilebilirlik Araçları