Yapana değil yaptırana bak

17 yurttaşımız daha teröre kurban gitti,

Olayın failleri araştırılıyor,

Mobese kamerası sayesinde eşkalleri yakalanacaktır,

Belki kendileri de bulunabilir,

PKK yaptı deniliyor,

Olabilir,

20 yıl sonra bir savcı ortaya çıkıp “Devlet içindeki bir çete yaptırmıştı” da diyebilir,

Bilmiyoruz,

Bildiğimiz tek bir şey var,

Patlama RDX tipi bir patlayıcı ile gerçekleştirilmiş,

Bu tür patlayıcılar bakkalda satılmıyor,

Hiç bir terörist bir dükkana girip “Amca 2 kilo RDX versene” diyemez,

Bu tür patlayıcılar sadece “Legal devletlerin” elinde var,

Terör örgütleri, bu patlayıcıları kendilerine “Hamilik” yapan ülkelerden alıyorlar,

Bu ülkeler kullandıkları terör örgütlerine bu tip patlayıcıları veriyorlar,

Hatta verdikleri silahların, patlayıcalırın nasıl kullanılacağı konusunda teröristleri yönlendiriyorlar,

PKK bu tür yönlendirmelere en açık örgüt,

Bu yüzden de bu patlamayı PKK’lı teröristler gerçekleştirmiş olabilir,

Ama asıl önemli olan bunu PKK’ya kimin yaptırdığı, kimin PKK’ya bu ve bunun gibi saldırılar için malzeme temin ettiğidir,

Bunu kimin yaptırdığını bileceğiz, En azından aklımızda iki üç olasılık olacak,

Ama kimin yaptırdığını asla kanıtlayamayacağız,

 


Kafası karışık bir iddianame

Ergenekon İddianamesi ortaya çıktı,

Tam da dediğimiz gibi oldu,

Çok ciddi, çok vahim iddialar ve bu iddiaları destekleyen kanıtlar da var, abuk sabuk şeyler de,

Başından beri bunu söyledik bunu yazdık,

Soruşturmayı mesnetsiz iddialarla, komplo teorileri ile yaygınlaştırmak soruşturmanın bütünlüğüne zarar verir diye,

Öyle de oldu,

Veli Küçük-Sedat Peker ilişkisi yıllardır bildiğimiz bir şeydi,

Ortaya çıktı,

Kanıtları ile,

Bilmediğimiz başka olaylar da ortaya döküldü,

İnandırıcı rabıtalarla,

Buna mukabil, soruşturmayla hiç alakası olmayan, özel hayatlarla, iş hayatıyla ilgili dinleme kayıtları, davaya etkisi olması imkansız belge ve bilgiler de iddianame içinde,

Sıradan, günlük öfke konuşmaları bile suç delili diye sunulmuş,

Magazin programında bile yer almayacak unsurlar iddianameye eklenmiş,

Bunlar iddianamenin güçlü yönlerini zayıflatmaktan başka bir işe yaramaz,

Yaramayacak,

Savcı Zekeriya Öz bir yandan alkışlanacak bir cesaret ile olayların üzerine gitmiş, diğer yandan dedikodu malzemelerini iddianameye ekleyerek ayıp etmiş,

Bu dava sadeleştirilir, iyi ayıklanırsa Türkiye açısından önemli bir işlev görür,

Aksi takdirde yazık olur,

 


2,5 saatte bu mu konuşuldu?

Ertuğrul Özkök Başbakan Erdoğan’la yaptığı 2,5 saatlik görüşmeden sonra “Ne görüştüklerini” yazdı,

Merakla okuduk,

Sonuç sükutu hayal,

Türbanla ilgili anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili iki sorunun yanıtı Anayasa Mahkemesi kararından sonra yazılacakmış,

Bunun dışında “tüm görüşme” aktarıldı,

İçeriği önemli değil ama yazılanları topladığınız zaman en fazla yarım saatlik bir görüşmeye sığacak bir içerik var,

Peki geri kalan 2 saatte ne görüşüldü,

Daha doğrusu Özkök, Başbakan Erdoğan’dan ne istedi,

Öyle ya görüşme talebi Özkök’ten gelmiş,

Görüşmenin bize aksettirilen bölümünü okuyunca, Özkök’ün, her ne ise,  Başbakan’dan taleplerinin karşılanma olasılığını düşük görüyorum,

Çünkü Başbakan’ın yanıtlarında satırlardan dışarı sızan “Buz gibi” bir hava var, Başbakan Erdoğan, Özkök’ün “Samimiyetsiz sempatisine” tavrına soğuk karşılık vermiş,

Özkök de bunu sezmiş olmalı ki, yazısına ister istemez yansıtmış,

Başbakan’ın bu tavrını çok beğendiğimi söylemeliyim,

Çünkü Özkök sahte bir tavır içinde,

Başbakanınki ise hakiki,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yerine koyamayacağımız güzellikleri yok etmediğimiz zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları