Gül uyardı mı? Emanetçi kim olur?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki gerilim artık neredeyse elle tutulur hale geldi,

Eski dava arkadaşları birbirlerine karşı saygıda kusur etmiyor gibi görünseler de tavırlar ve sözler her şeyi ortaya koyuyor,

Son olarak Abdullah Gül, türbanla ilgili Anayasa değişikliği konusunda Başbakan’ı uyardığı anlamına gelecek bazı açıklamalar yaptı,

Yani Gül bir kez daha “Akil adam” tavrını takınırken, Erdoğan’ın “Fevri ve atak” tavrını ortaya koydu,

Aslında Gül’ün bu açıklamasında gerçek payı var,

AKP kulislerinde konuşuldu kadarıyla hükümet üniversitelerde türbana geçit vereceği iddia edilen Anayasa değişikliğini MHP desteğiyle TBMM’den geçirmeye hazırlanırken, önemli bir hukuk adamı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den randevu alarak Köşk’e çıkar,

Hukukçu Cumhurbaşkanı Gül’e bu değişikliğin yapılmaması gerektiğini, böyle bir değişikliğin Türkiye’yi ciddi biçimde gereceğini, içinden çıkılması zor bir durum yaratacağını ve hatta kapatmaya kadar gidebilecek bir süreci tetikleyeceğini söyler,

İddia o ki, Cumhurbaşkanı Gül, bu önemli hukukçunun görüşlerini Başbakan Erdoğan’a aktarır,

Ancak Erdoğan dinlemez ve değişiklik yapılır,

Abdullah Gül, hukukçunun uyarısını kulak arkası edemediği için bu Anayasa değişikliğini uzun süre bekletir, Hatta bir ara Meclis’e iade etmeyi düşünür ama tabanın faturayı kendisine kesmesinden endişe ettiği için en sonunda imzalar,

Gül’ün “Uyardım” demekten kastının bu olduğunu söyleniyor şimdi AKP kulislerinde,

Tabii unutulmaması gereken türbana geçit veren Anayasa değişikliği konusunda ilk taşı atanın Abdullah Gül’ün atadığı YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan olduğu,

Bence bu konuda Gül cephesinden yayılan dedikodular gerçek olsa bile Gül’ün mutlak bir masumiyet içinde olduğunu söylemek güç,

Bir diğer gerilim kaynağı ise olası bir kapatma durumunda Ali Babacan’ın Başbakan olacağı yolundaki yazılar ve imalar,

Bu fikirleri dile getirenler genelde Çankaya’ya yakın gazeteciler ve Başbakan Erdoğan’la yıldızı barışmayan medya grupları,

AKP’ye çok yakın kişilerden aldığım bilgilere göre bu yakıştırmalar Başbakan Erdoğan’ı çileden çıkarıyormuş,

Çünkü Ali Babacan Gül’e en yakın isimlerin başında geliyor, Hatta Küçük Gül’ün işvereni,

Partinin kapatılma olasılığına düşünce olarak dahi tahammülü olmayan Başbakan’ın asabını bozuyor,

Her şeyden önce Erdoğan partinin kapatılacağına inanmıyor, üzerine bir de Gül’ün hükümeti de kontrol etmesi anlamına gelen Ali Babacan adına tahammül bile edemiyormuş,

Başbakan’a yakın isimler Erdoğan’ın kapatmayı hiç ama hiç aklına getirmediği için kapatma üzerine dayalı bir senaryo üzerinde çalışma gereği dahi duymadığını söylüyorlar,

Ama aynı kişilere göre olası bir kapatmada Ali Babacan’ın Başbakanlığı hayal,

Emanetçiliğe olsa olsa parti içinden bir profesör uygun görülüyor,

Kim olabileceğini varın siz tahmin edin,

Atış serbest,  

 

 


Gerçekleri okuyun lütfen

Babıali tam bir dedikodu kumkuması,

Hele hele medya dedikodusu yazan internet siteleri peydahlandı peydahlanalı, işin cılkı çıktı,

Kendileri yazıyor, kendileri inanıyor, üzerine kendileri yorum yapıyorlar,

Kimileri bu siteleri adam gibi kullanıyor, kimileri ise işsiz dostlarına iş bulma aracı, tehdit şantaj ve yalan mekanizması olarak kullanıyorlar,

Son günlerin flaş dedikodusu Ciner Medya’nın çıkaracağı gazete,

Aylardır yazıyorlar, “Şu ay çıkıyor, bu ay çıkıyor” diye,

O ay gelip çıkmayınca “Ciner Grubu gazeteyi erteledi” diye yazıyor, olmayan sorunlar üretiyorlar, Bir kez bile konuşmadığımız adamları gazeteye alıyor, yetmiyor gazetenin başına oturtuyorlar,

Şimdi bunlara bir de benim Kanal 1 Ana Haber’i bırakmamla ilgili öyküler eklendi,

Sallayıp duruyorlar,

Gelin en iyisi neyin ne olduğunu ben anlatayım da, medya senaristleri en azından bu konuda işsiz kalsınlar,

Ciner Medya’nın çıkaracağı gazetenin ne zaman çıkacağı geçen yazdan beri belli,

Daha önce yazdığım gibi alt yapı olmadan elalemin matbaalarında gazete basmak suretiyle gerçekten bağımsız bir gazete çıkarmak mümkün değil,

Çıkarırsanız sonunda bazıları gibi “Kucağa oturursunuz”

O nedenle önce alt yapıyı kurmaya başladık,

Taksim’in göbeğinde dünyanın en modern medya merkezlerinden birini inşa ettik,

Bu arada gazetenin matbaaları için düğmeye bastık,

Önce en gelişmiş matbaa makinalarını ısmarladık, Sonra da bunlara uygun matbaa binalarının inşaatına başladık,

Bu inşaatlar son hızla sürüyor, Daha doğrusu bitmek üzere,

Bir kaç hafta içinde matbaa makinalarının ve yan ekipmanlarının montajına başlanacak,

Matbaaların ne zaman dönmeye hazır hale geleceği geçen yaz yaptığımız anlaşmalarda yazılı, Şu anda da programa tam uygun olarak devam ediyor,

Gazetenin yayın yönetmenliğini benim yapacağım, Ciner Medya Grup Başkanı Kenan Tekdağ tarafından geçen hafta açıklandı,

Çıkacak gazetenin Türkiye’nin en özgür, en doğru gazetesi olacağından kuşku duymayın,

Çok iyi tanıdığınız ve güvendiğiniz isimler bu gazetede yerlerini alacağı gibi sürprizlerimiz de olacak,

Gazeteyi hazırlayacak olan ekibin çekirdeği bir süredir çalışıyor ve dünyanın en saygın kuruluşlarıyla bilgi paylaşımı yaparak ilerliyoruz,

Kanal 1 Ana Haber’e gelince,,,

Kanal 1 Haber’i sunmaya başladığım günlerde bir dergide yayınlanan röportajımda bu işi bir süre yapacağımı asıl işimin gazetecilik olduğunu söylemiştim,

Kanal 1 Ana Haber’i sunmam gerektiği için sundum, Haber sunma meraklısı olduğum için değil,

Haber sunmaya meraklı olsaydım,  Aydın Doğan bunu yapmamım neredeyse “Emrettiği” zaman Kanal D’de yapardım,

Kanal 1 Haber’de kendi çizgimden ödün vermeden, televizyon haberciliğini gazete haberciliği ciddiyeti içinde gazete haberciliği yapar gibi ilerledik,

Rating uğruna haberleri eğip bükmedik,

Kanal 1’in rating ortalamasını fazla düşürmemeye gayret ederek ciddi bir habercilik yaptık,

Buna rağmen “Muhafazakar Eşcinsel” gibi siyasi literatüre girecek açıklamalar Kanal 1 Haber’de yapıldı,

Pek çok gerçeği Türkiye Kanal 1 Haber’den öğrendi,

Ancak benim Kanal 1 Haber’deki görevim sonu yaklaştı,

Önümüzdeki aydan itibaren gazetenin hazırlıkları artan bir ivme kazanacak,

Kanal 1 Haber’i de Kanal 1’in ekranına yakışacak birisi sunacak elbet,

Değerli okuyucularımıza ve izleyicilerimize maruzatım bundan ibarettir, 

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Medyayı manipüle etmek en vasıfsız gazetecilere kalmadığı zaman

Erişilebilirlik Araçları