AKP kapatılsa da Erdoğan Başbakan olur mu?

Teke Tek’te konuğum eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu idi, Kanadoğlu’na herkesin çok merak ettiği iki soruyu sordum,

“AK Parti kapatılır ve Tayyip Erdoğan siyasi yasaklı hale gelirse yapılacak ilk seçimde milletvekili adayı olabilir mi?”

Sabih Kanadoğlu’nun yanıtı netti, “Hiç bir engel yok olabilir, Seçilirse milletvekili de olur”

İkinci sorum da aynı konu üzerineydi,

“Siyasi yasaklı hale gelse bile Cumhurbaşkanlığı sürecek olan Abdullah Gül, bağımsız milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’a, daha önce Süleyman Demirel’in Yalım Erez’i görevlendirdiği gibi hükümeti kurmakla görevlendirebilir mi?”

Kanadoğlu buna da açık bir yanıt verdi: “Hiç bir engel yok, Görevlendirebilir”

Eğer Anayasa Mahkemesi Başsavcı Yalçınkaya’nın talep ettiği gibi 41 milletvekilinin milletvekilliğini düşürürse Türkiye “Ara seçime” gidecek,

Siyasi yasaklı Erdoğan bu ara seçimde aday olabilecek,

Seçilirse, Gül’ün görevlendirmesi halinde AKP’nin yerine kuralacak partinin hükümetine bağımsız Başbakan olarak başkanlık edebilecek,

İlginç bir durum,

Siyasi yasaklı bir Cumhurbaşkanı ve siyasi yasaklı bir Başbakan,

Bir partiye üye olmaları yasak ama Cumhurbaşkanı veya Başbakan olmaları serbest,

Ne yasa ama!

Bu arada AKP çeşitli senaryolar çeşitli yol haritaları üzerinde çalışıyor,

Bütün senaryolar ve haritaların ortak bir noktası var,

Mevcut yasalarla ve iddianame ile partinin kapatılacağından eminler,

Anayasa değişikliği yapmayı çok istiyorlar,

Konuştuğum AK Partililer bunu söylüyor,

Ancak bir korkuları var,

“Ya değişikliği yapacak, en azından referanduma götürecek sayıya ulaşamazsak, Bu bizi çok zor durumda bırakır” diyorlar,

Fire olasılığı var,

Değişikliğe karşı olanlar, partide umdukları ikbali bulamayıp değişiklikle güç kazanmayı planlayanlar, Başbakan’a kırgın olanlar toplamının değişikliğe engel olabileceğini düşünüyorlar,

Deneyip de yapamamaktan çekiniyorlar,

Şimdi üzerinde en çok durdukları konu, karar sonrasına bakmak,

Yani kapatılmayı sineye çekmek,

Hatta bu süreci fazla uzatmamak, savunma için ek süreler istememek, Sonrasında bir süre Başbakan Erdoğan’ın “Parti dışında” geçmişte başka liderlerin de yaptığı gibi “Bir bilen” olarak kullanmak ve sonrasında parlamentoya sokmak,

Ardından yapılacak bazı yasal düzenlemelerle siyasi yasağını kaldırıp yeniden partinin başına geçirmek,

İlginç bir süreç yaşayacağımız kesin,

Umarım bu süreç herkese Türkiye’nin laiklik ilkesinden vazgeçmeye niyetli olmadığını gösterir,

 

 


Bakireyi fahişe yapmaya çalışmayın

Adaleti simgeleyen genç kızı gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?

Uzun boylu, narin yapılı, gözleri bağlı, elinde bir terazi olan, süssüz bir güzelliğe sahip bir bakire,

Şimdi bazıları o bakirenin ve gözündeki bağın peşinde,

Bağı çözmeye çalışıyorlar,

“AKP kapatılırsa ekonomik istikrar bozulur, AB ile ilişkiler zora girer” diye yazıyorlar,

Oysa bakirenin gözleri bağlı, Bunları görmüyor,

Belki duyar diye bağırıyorlar,

Bilmiyorlar ki, o bakire aynı zamanda sağırdır,

Adalet sonuçlarına bakarak karar vermez,

Farkında değiller,

Bir örnek verelim,

Yanında 50 bin işçi çalıştıran, yılda 100 milyon dolar vergi veren, Türkiye’ye yabancı ortaklarından her yıl yüzmilyonlarca dolarlık yabancı sermaye getiren bir işadamı birisini öldürmüş ve suç üstü yakalanmış olsun,

Avukatı mahkemede şöyle bir savunma yapabilir mi?

“Sayın hakim doğru müvekkilim adam öldürmüştür ama eğer o hapse girerse işleri bozulur, Yanında çalışan 50 bin kişi işsiz kalır, Devlet yılda 100 milyon dolar vergi gelirinden olur, Yabancı ortakları Türkiye’ye yatırımı keserler, Bu nedenle müvekkilimin cezalandırılmamasını istiyorum, Siz ona sıkı bir nasihat edin, Bir daha yapmaz”

Böyle bir savunmanın geçerliliği olur mu?

Olmaz elbet,

O nedenle o bakirenin gözlerindeki bağı indirmeye çalışmayın,

İnmez inerse adalet olmaz,

Gözlerinin bağı çözülmüş bakireden kimseye fayda gelmez,

Allah korusun ilk gördüğü yakışıklıyla beraber olur,

Yoksa sizin niyetiniz bu mu?

 

 


Favorim Fenerbahçe

Fenerbahçe-Chelsea ile oynuyor,

Herkesin favorisi Chelsea,

Benimki ise Fenerbahçe,

Bunun iki nedeni var,

Birinci Fenebahçe Chelsea’den daha iyi futbol oynuyor,

Chelsea’yı haftalardır seyrediyorum,

Oynadıkları futbol Galatasaray’ınkine benziyor, Amaçsız, düzensiz, taktiksiz,

Yıldızları var ama ruhsuz, Dezorganize,

Fenerbahçe ise tam tersi,

Silahlarının kalitesi daha düşük ama etkili kullanılıyorlar,

Fenerbahçe’nin oynadığı futbol Chelsea’nin oynadığı futboldan daha çok futbola benziyor,

Bu birincisi,

İkincisi ise şu: Fenerbahçe bu maçı kazanmayı, bu turu geçmeyi Chelsea’den daha çok istiyor,

Çünkü Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final Chelsea’li futbolcular için vakayı adiye,

Bu yıl olmazsa seneye olur diye düşünmeleri çok normal ve öyle düşündüklerinden eminim,

Fenerbahçeli futbolcular ise tarihi bir şans yakaladıklarına inanıyorlar,

Bu şansı kaybetmek istemiyorlar,

Bu nedenle de kazanmayı, bir üst tura çıkmayı daha çok istiyorlar,

Benim favorim Fenerbahçe,

Yarı final oynamasına çok sevinmeyecek olmama rağmen,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Güzel olmanın ille de aptal olmayı gerektirmediğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları