Sözler makul icraatlar değil

Belli ki, iktidar tansiyonun düşürülmesi emrini vermiş,

Nereden mi belli?

İktidar kontrolündeki basının bugünkü halinden,

İktidarın resmi yayın organı Sabah’ın manşetinde balayında cinayet, Lokmacı kapısı açılıyor, haberleri var,

Birinci sayfadaki diğer haberler Konya’da anne cinneti, Son uzlaşmayla çalışan hakları başlıkları büyük,

Tabii bir de Erdoğan haberi, Başbakan Erdoğan bize hakaretler ne olacak diyor,

Çankaya kontrollü iktidar yayın organı tansiyonu düşürmek için emir almış,

Fehmi Koru da aynen,

Bugün isim falan vermiyor, Acısız içli köfte kıvamında yazmış bugün,

Sabah’ta Emre Aköz yine saldırgan ama o ağır vasıta olduğu için dur emrini alsa da durması vakit alıyor,

Bunlar iyi işaretler,

Türkiye’nin kapatma davası süresince bu yüksek tansiyonu kaldırmayacağını iktidar da anlamış olmalı,

Pazartesi akşamı AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün konuğumdu, Anayasa değişikliğinde kararlı olduklarını söylüyordu, Getirecekleri teklifle parti kapatmanın kaldırılmasını buna karşın  Anayasa’ya aykırı davranışları olan partililerin cezalandırılmasını teklif edeceklermiş,

“Peki laiklik karşıtı eylemler ne olacak” diye sordum,

“Bu suçu işleyen milletvekilleri de dahil herkes ceza mahkemelerinde yargılanacak” dedi,

“İyi de bu suçun müeyyidesi TCK’dan Özal döneminde çıkarıldı, Neyle yargılanacaklar, Suç var cezası yok” dedi,

Tatmin edici bir yanıt alamadım,

Gördüğüm kadarıyla bu suça bir müeyyide getirmeyi de planlamıyorlar,

Ergün’ün söylediği şu: “Bu ülkede din devleti olmaz, Meclise güvenin, Din devleti bu toplumun genlerine aykırı, Niye bu kadar korkuluyor, Bu ülkeyi bölmek isterseniz, bu ülkede din devleti kurmak isterseniz toplum tepki gösterir, Halk ayağa kalkar, Hiçbir parti buna cesaret edemez, Yüzde 90 oy alsa bile bunu kimse yapamaz” dedi,

Ergün’ün konuşmamız boyunca tavrı bana Başbakan Erdoğan’ın 22 Temmuz gecesi yaptığı “Makul” konuşmayı anımsattı,

Ancak  o makul konuşmalar, AKP’de icraate yansımıyor,

Tedirginliğin nedeni de bu,

 

 


Çalık kupa ödemesini mi bekliyor?

Hazır Sabah’tan bahsetmişken, Sabah’ın satışı konusuna da girelim,

Biliyorsunuz Sabah/ATV grubu Aralık ayanın başında satıldı,

2 ay kadar sonra RTÜK ve Rekabet Kurulu onayları da çıktı ve alıcı Çalık Grubu’nun burayı almasının önünde bir engel de kalmadı, TMSF’de ödemenin yapılması için 2 aylık bir süre tanıdı, Çalık 1,1 milyar doları 2 ay içinde bulacaktı, malı alacaktı,

Çalık Grubu, Aralık ayındaki satıştan bu yana Sabah-ATV yönetiminde etkin,

Mehmet Barlas’la Engin Ardıç’ın transferlereni onlar yaptı, Gerçi parayı TMSF ödedi ama işi bağlayan onlar,

Daha pek çok kritik kararda da Çalık Grubu’nun etkin olduğu biliniyor,

Ahmet Çalık yazarlarla toplantılar yapıyor, yemekler yiyor,

Hıncal Uluç’la başbaşa bir yemek bile yedi,

Çalık patron gibi davranıyor ama henüz patron değil,

Çünkü parayı ödeyip gazeteyi almıyor, Sağda solda “Para hazır” diyor,

Ben böyle bir şey görmedim,

Madem para hazır niye malını almıyor?

Kulağıma gelenlere göre Çalık bir süredir Ahmet Ertürk’le de bağlantıyı koparmış, TMSF ile de görüşmüyormuş,

İlginç,

1,1 milyar dolar ödeyeceğiniz kurumla görüşmüyorsunuz,

Bir kaç iddia var,

Birinci Çalık’ın bu parayı hala bulamadığı yolunda,

İkincisi parayı bulduğu ancak kapatma davası nedeniyle tedirgin olduğu için ödemeyi şimdilik yapmadığı,

Üçüncüsü ise parayı bulduğu ancak paranın Türkiye’ye getirilmesinde, daha doğrusu bankacılık sistemine sokulmasında bazı sorunlar olduğu yolunda,

Ben bu sonuncu olasılğı zayıf buluyorum,

Bu arada bir diğer dedikodu var ki, o tam rezalet,

Buna göre Çalık, son güne kadar beklemek ve bu arada grubun yapacağı ödemelerin TMSF tarafından yapılmasını sağlamak istiyor,

ATV Nisan ayının ilk haftasında Avrupa Şampiyonası’nın yayın hakları için 25 milyon dolar ödeyecek,

Ahmut Çalık bu ödemenin TMSF tarafından yapılmasını bekliyormuş,

TMSF bu ödemeyi halkın cebinden yaptıktan sonra Çalık grubu devralacakmış,

Eğer doğruysa büyük rezalet,

Büyük utanç,

 

 


En saygın ödül

Bu yıl ilk defa sinemada doğru düzgün ödüller verildi,

Jüri çetelerinden, kompleksli sinamecıların komplekslerinden arınmış ödüller,

Yeşilçam Ödülleri’nden söz ediyorum,

Beyoğlu Belediyesi’nin öncülüğü ile verilen ödüllerde  çok akıllıca bir iş yapıldı,

Çok geniş bir jüri oluşturuldu,

Yüzlerce kişiye anket formları gönderildi ve çeşitli dallarda en iyiler soruldu,

Buradan gelen değerlendirmeler elden geçirildi ve sinemanın en iyileri belirlendi,

Bence hakeden her filmin bir şekilde ödüllendirildiği çok doğru sonuçlar elde edildi,

Bu kafayla yapılmaya devam ederse yeşilçam Ödülleri daha 2, yılında Türkiye’nin en saygın, en kabul gören sinema ödülleri olur,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Parayı verene fikir üretmenin adı demokratlık olmadığı zaman

Erişilebilirlik Araçları