Adnan Polat ve şikecileri

Adnan Polat’ın Galatasaray’a Başkan olmasına gönlüm razı gelmiyor,

Bir nedenle değil, bir çok nedenle,

Bu nedenlerin kimi ahlaki, ya da moda deyimiyle etik, kimi ise daha elle tutulur nedenler,

Önce benim açımdan daha önemli olan etik nedenlere değineyim,

Adnan Polat’ın Galatasaray’da yönetici olmasından sonra kulübe getirdiği adamlara bir bakalım,

Öncelikle Adnan Sezgin’e,

Adnan Sezgin profesyonel bir futbol yöneticisi,

Daha önce Uzanlar’a ait İstanbulspor’da benzer bir görevdeydi,

Adnan Sezgin’in menajer olduğu dönemde İstanbulspor’un adı ciddi bir şike skandalına karıştı,

Skandalı ortaya çıkaran TMSF gibi ciddi bir kurumdu,

İstanbulspor’un profesyonel yöneticileri şike yapma karşılığı ciddi bir para almışlardı,

TMSF’nin ortaya çıkardığı bu skandal hemen örtbas edildi,

Şike başlı başına bir rezalet ama Galatasaray açısından en az şike kadar rezalet olan bu şikenin Galatasaray’ın şampiyonluğunu engellemek için yapılmış olmasıydı,

Adnan Polat, Galatasaray’ın futbolunun başına adı bir şikeye, üstelik de Galatasaray’ı şampiyon yapmamak için yapılmış bir şikeye karışmış bir ismi getirmişti,

Adnan Polat’ın has adamı aynı Adnan Sezgin’in adı şimdi yine bir rezalete karışmak üzere,

Karışmış olduğu ortaya çıkarsa hiç şaşırmayacağım,

Galatasaraylılara sormak istiyorum “Sizce böyle adamlarla çalışan birisi Galatasaray’a başkan olmalı mı?”

Sadece bu mu?

Adnan Polat’ın yönetime soktuğu ve kendi yönetimine sokacağı adamlara da bir bakalım,

Haldun Üstünel diye birisi,

Tribünde dönemin başkanı Faruk Süren’e galiz küfürler ettiği için ceza almış, şimdiki başkan Özhan Canydın’ın oğlu Murat’ı tribünde yumruklamış bir adam,

Unutmadan bir de Ahmet Dedehayır var,

O da borsadan yasaklı bir spekülatör,

Diyeceksiniz ki, bunların beş beterleri başka kulüplerde de oluyor, Sana ne?

İyi de ben başka kulüplerin taraftarı, genel kurul üyesi değilim, Ben Galatasaraylıyım, Galatasaray başka kulüp değil, Benim kulübüm,

Ben bunları Galatasaray’da istemiyorum,

Gelelim işin elle tutulur taraflarına,

Adnan Polat iki yıldır Galatasaray’ın 2, Başkanı değil mi?

Galatasaray’da 2, Başkanlık çok önemlidir,

Kulübün başkanı başkandır, yönetim kurulunun başkanı 2, başkandır,

Sistem böyle işler,

Adnan Polat 2, Başkan olarak bu iki yılda hangi başarılara imza atmıştır söyler misiniz?

Şampiyonluk var mıdır?

Yok,

Kupa var mıdır?

Yok,

Avrupa’da başarı var mıdır?

Yok,

Borçlar azalmış mıdır?

Hayır artmıştır,

Hayata geçirilmiş proje var mıdır?

Yok,

Adnan Polat kulübün nakit akışını rahatlatmak için cebinden para koymuş mudur?

Yok,

Peki Adnan Polat bu iki senede ne yapmıştır?

Yönetim Kurulunu Adnancılar ve Başkancılar diye ikiye bölmüştür,

Geçen yıl Teknik Direktör Gerets’e kendisi ve adamları vasıtasıyla zulüm uygulamıştır,

Kalli gibi 80 yaşında bir adamı teknik direktör diye getirip takımın sezonun yarısı teknik direktörsüz geçirmesini sağlamıştır,

Takıma giremeyen, kimisi müzmin sakat futbolculara milyarlarca dolar ödemiştir,

Bu Adnan Polat şimdi Başkan adayıdır,

Vah benim Galatasarayımın haline,

NOT: Bu konuda daha yazacaklarım var, Onlar da yarına,

 

 


Hasan Ergun’u kıskanıyor

Sabah Gazetesi’nin hali gerçekten utanç verici,

Bırakın Yeni Şafak ve Star gibi iktidara yakın gazeteleri, Vakit gibi bir gazeteye bile nal toplatıyorlar,

Bu kadar militan bir iktidar savunuculuğu, iktidar yalakalığı Türk Basın tarihi görmemiştir,

Cumhurbaşkanı tavassutuyla yayın yönetmeni koltuğunda oturan vatandaşın dünkü yazısını Vakit’ten Hasan Karakaya bile kıskanmıştır,

Öyle ya bu kadarını şimdiye kadar o bile yazamadı,

Sabah’ın tosunu mealen şöyle yazmıştı dün:

“Ulema güç sarhoşu olmuş yöneticilerin, bu gücü yasalardan bile alsalar kötüye kullanmalarının önündeki engeldir, Şeyhülislamlar padişahların belirli sınırlar içinde kalmalarını sağlamışlardır, Ne zaman ki, Batılılaşma hareketiyle Osmanlı’da ulemaların gücü azalmıştır Padişahlar yoldan çıkmıştır”

Bu satırları yazan vatandaş Ege Hukuk mezunu, Üstüne bir Stanford’da kurs görmüş,

Bir yandan AB’ci olduğunu söylüyor, diğer yandan Batılılaşma sonucu ulema etkisizleşince Osmanlı’nın bozulduğunu,

Sadece o mu?

Gazetenin yazar kadrosu, Hıncal Uluç hariç benzer bir havada,

Kimileri ökeyle, kimileri küfürle,

Sabah’taki dostlarım neredeyse hergün arıyorlar ve “Abi utanç içindeyiz, Artık arkadaşlarımız, ailelerimiz bile gazetemize demedik laf bırakmıyorlar, Bazılarımızın eşleri kendi gazetemizi eve sokmuyorlar, Çıkarın şu gazeteyi de kurtarın bizi” diyorlar,

Ben de onlara “Siz kendi yazdıklarınıza, kendi haberlerinize bakın, Siz utanç verici bir iş yapmayın, Orada bulunmanız mesleki bir zorunluluk, Yeter ki, kendiniz ayıba imza atmayın, Bir kaç ay daha dişinizi sıkın” diyorum,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alçalmada sınır olmadığını okumak zorunda kalmadığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları