Sıcak odadan başkalarının kahramanlığını alkışlamak

Müzmin muhalif yazarlar operasyonun “Beklenmedik” bitişinden ötürü Başbakan’ı eleştiriyorlar, “Amerika emretti bitirdin” diyorlar,

Bir başka  “Müzmi” muhalif grubu da aynı Başbakan’la operasyonun bittiğini bilmemekle suçluyor,

Muhalif ama müzmin olmadığım için de, ben bu durumu biraz komik buluyorum,

Ya birini eleştirin, ya diğerini,

Oysa Başbakan’ın operasyonun ertesi gün biteceğinden haberi olmadan Ulusa sesleniş konuşmasını banda aldırmış olması gösteriyor ki, operasyon ABD’nin emriyle sona ermemiştir,

Öyle olmuşsa bile Amerikayla koordinasyon halinde operasyonu sona erdiren siyasi otorite değil, Genelkurmay’dır,

Bu da gösteriyor ki,  Başbakan’ın uzun süredir vurguladığı “Biz yetkiyi verdik, Asker gerekeni istediği gibi yapar” tavrı samimidir,

Buna karşın asker de Başbakan’ın bu tavrına karşılık hükümete bir jest yapmış ve AKP’nin bölgede artan oylarını aşağı çekmemek için operasyonu fazla uzatmamıştır,

Askerin ani çekilmesine gelince,

Ben burada Amerika’nın baskısının tek faktör olmasa da rol oynadığına inanıyorum,

Türk Silahlı Kuvvetleri bölgede operasyonlarını sürdürebilmek için ABD’nin desteğine ihtiyaç duymuştur, bundan sonra da duyacaktır,

Bunun için ABD ile müttefik olarak hareket etmek stratejik açınadan önemlidir,

Ancak Türk ordusunun Irak’ın kuzeyinden geri çekilmesindeki tek etken ABD’nin talebi değildir,

Öyle olsaydı, en azından bir kaç gün daha kalabilirlerdi,

Askerin beklenenden önce geri çekilmesinin nedeni yıpranmamaktır,

Çünkü operasyon bölgesindeki koşullar zorluydu,

O koşullar içinde uzun süre dayanmak zordur,

Genelkurmay, bölgede kalabileceği kadar kalmış, bu süre içinde terör örgütüne verebileceği  kadar zayiat verdirmiş ve askeri doğanın yıpratmasına izin vermeden geri çekilmiştir,

Bölgeyi bilmeden, koşulları yaşamadan, sıcak odalarda ahkam kesmek, başkalarının kahramanlığını alkışlamak kolaydır,

Medya plazalardaki sıcak odalardan, şoförün ısıttığı otomobilin arka koltuğuna geçenler eksi 26 derecede savaşanlarla ilgili olarak “Niye çabuk çekildiniz” diye sorma hakkına sahip değildir,

 

 


Parayı kim verdi?

Sevgili Mehmet Barlas bir röportaj yaparak Sabah’a nasıl geri döndüğünü anlatmış,

3 yıllık bir sözleşme yaptığını ve bunun için bir transfer ücreti aldığını söylemiş,

Gözümüz yok, daha çok alsın, Yakışır,

Ancak bir yere takıldım,

Mehmet Abi diyor ki, “Transfer görüşmesini Ahmet Çalık’la yaptım”

Peki transfer ücretini kim ödedi?

Ahmat Çalık mı, TMSF mi?

Ahmet Çalık Sabah’a 1,1 milyar dolar verdiğinde içinde ne Mehmet Barlas vardı, ne de Engin Ardıç,

Bu durumu bilerek verdi parayı,

Şimdi bu iki isim Ahmet Çalık’la görüşerek Sabah’a geçtiler,

Peki parayı kim verdi?

Burası önemli çünkü TMSF grubun sahibi olan Merkez Yayın Holdingi ve bağlı olan şirketleri satmadı,

Varlık satışı yaptı,

Şirketler TMSF’de kaldı,

Eğer bu transferlerin parası Merkez yayın Holding, ya da bağlı şirketlerden ödendiyse bu para Çalık’tan değil TMSF’den çıkacak demektir,

Yani transferler TMSF’nin Çalık Grubu’na kıyağıdır,

Ve bu para kamunun, yani sizin benim cebimden çıkmış demektir,

 

 


Sağım solum önüm arkam Recep İvedik

Recep İvedik isimli film rekora koşuyor,

Hiç şaşırmadım,

Geçmişte ATV’de yayınlanan Recep İvedik parodileri Youtube’da rekora koşuyordu,

Yani Recep İvedik çok “in” bir karakterdi,

Yapımcı Faruk Aksoy bunu çok iyi değerlendirdi,

Ben filmi görmedim ama parodileri izlemiştim,

Filmle ilgili olarak da gidenlerden dinlediklerim var,

İvedik tam bir maganda,

Kaba saba iğrenç bir karakter,

Recep İvedik aslında “Magandalığın kutsanması”

Topluma tutulmuş bir ayna,

Trafik magandaları, maç magandaları, düğün magandaları, yola tükürenler, küllügü camdan boşaltanlar, halıyı balkondan silkeleyenler, eğlenmek için ateş edip çoluk çocuğu öldürünler, trafikte kızıp silah çekenler, kadın dövenler, plaj röntgencileri, turist tacizcileri, hepsi birer Recep İvedik,

Recep İvedik Türkiye’nin kültürel dönüşümünün kahramanı,

Film bunun öyküsü,

Çocuklarımızın yeni rol modeli Recep İvedik,

İster beğenelim, ister beğenmeyelim,

Zaman onların zamanı,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Toplumda karşılığı olmayan karakterlerin tutulma olasılığının almadığını bildiğimiz zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları