Garabetlere o kadar alıştık ki, bir kaç yıl önce olsa kıyamet kopartacak rezaletler, vakayı adiyeden kaynayıp gidiyor,
Son günlerin en acayip şeylerinden biri Çankaya Köşkü’nden,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Köşkü’ne danışmanlar alıyor,
Kiminin sicili Gül’e uyduğu için, kiminin ise şeceresi,
Sicil mevzuunu geçtik de, şecere mevzuu enteresan,
Gül Beyefendinin son marifeti, köylüsü ve çocukluk arkadaşını kendine danışman yapması,
Çocukluk arkadaşına bundan büyük kıyak olur mu!
Eline “Cumhurbaşkanlığı danışmanı” kimliği, otomobiline “Cumhurbaşkanlığı” kartı,
Herhalde bir miktar da maaş,
Merak ediyorum, Gül Beyefendi, çocukluk arkadaşına ne danışacak!
Yoksa danışman dediği, oturup karşılıklı anılarını anlatacakları muhabbet arkadaşı mı?
Öyle ise helalı hoş olsun,
Severiz geyik muhabbetini,
Ya Mehmet Şimşek’e ne demeli,
Hani şu 1, Körfez Savaşı sırasında CIA için çalışan, Guam Adasına götürülüp CIA eğitiminden geçen peşmergelere tercümanlık yapan ve o sırada aynı görevi yapmakta olan Amerikalı hanımla evlenen Devlet Bakanımız,
O da “Emmi oğlunu” danışman olarak almış,
Emmioğlunun yetenekleri ve birikimi konusunda bir fikrimiz yok çünkü bununla ilgili bir açıklama yok,
Korkum, Batman’da ailelerin geniş olması,
Amca çocuğu, hala çocuğu, teyze çocuğu derken tekmil köyü Başbakanlığa taşıması,
Bütün bu rezalete rağmen kimse bir şey demiyor,
Dolar 1,17, kredi kartı borçları hala diğer kredi kartalırıyla çekilen nakitle kapatılabilecek noktada, 12 taksitle ekmek, su, et almak mümkün,
Milletin keyfi yerinde,
Onun için de böylesi bir rezaletin Banana Republic’de bile olmayacağı şimdilik aklımıza gelmiyor,
Elbet vatandaş bunların hesabını soracak,
Ama önce ekonominin bozulmasını bekliyor,
Deli Saçması Haber Olmalı Mı?
Gazetelerde her gün DTP’lilerle ilgili bir haber,
Kendilerini kapattırmaya, bu yolla Türkiye’yi germeye, PKK’ya destek vermeye ve Doğu ve Günaydoğu’da oylarını arttırmak için “Abuk sabuk” konuşan partinin milletvekillerinin veya yöneticilerinin ipe sapar gelmez sözleri,
Bizim işyerinin orada bir “Deli” var, “Meczup” dedikleri türden,
Bazen yolda rastlıyorum,
Nereden tanıyorsa tanıyor ve hemen yanıma geliyor,
Hem deli, hem de hafif alkollü,
Bir yandan yanımda yürüyor, bir yandan da anlatıyor,
Öyle şeyler söylüyor, öyle şeyler anlatıyor ki, deliliğini bilmesen oturur dinlersin,
Hatta ciddiye alıp söylediklerini “Aklıselim bir vatandaşın düşünceleri” diye aktarırsın,
Ama iki kere dinleyince deliliği ayan beyan ortaya çıkıyor,
Şimdi ben oturup bu delinin deli saçması sözlerini ciddiye alıp üç gün yazsam bizim mahallenin delisi meşhur olacak,
Zaten onun da niyeti o,
İki de bir “Fatih Abicim bu anlattıklarımı yazsana” diyor, Bazen de “Abi beni bir televizyona çıkar bak daha neler anlatırım” diye iddia ediyor,
Tabii adamın ciddiye alınacak tarafı olmadığı için gülüp geçiyorum,
Dün Hürriyet’in 1, sayfasında bir başlık gördüm,
“DTP’liler yine geriyor” diye,
Bence DTP’liler germiyor,
Onları ciddiye alıp, söyledikleri saçma sapan şeyleri yazarak biz geriyoruz,
Oysa bunların söylediklerine yapılması gereken muamele, benim bizim mahallenin delisine yaptığım muameleden farklı olmamalı,
Bizim mahallelinin söyledikleri ne kadar ciddiye alınıp haber yapılmaya değerse, bunlarınki de o kadar,
Biz haber yapmasak, kendileri konuşup kendileri dinleyecekler,
Verilsin Ama Adam Gibi Verilsin
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk aradı,
“İlan da verdik, ihalenin bütün prosedürlerini de yerine getirdik” diye,
Sonra da belgelerini yolladı,
Doğru ihale ilanı verilmiş,
İstanbul’daki ihale için Bursa’da bir yerel gazeteye,
Başkan Öztürk diyor ki, “İlanı biz bastırmadık, Basın ilan kurumuna yolladık, onlar Bursa’da bir gazeteye bastırmışlar”
Belli ki, birileri ilanı görülmeyeceği bir yer yönlendirmişler,
Zaten ihaleye de tek katılım olmuş,
Bursa basınını yakından takip eden Fenerbahçe yönetimi ilanı görüp, ihaleye girmiş,
Başka giren de yok,
Komik,
İhale yapıldı, Şimdi o arazinin imar planı değişecekmiş,
Bu da komik,
Edi ile Büdü ne diyeceklermiş bilmiyorum ama Seyrantepe’de daha önce benzer bir durum yaşanmış, “İhaleden sonra imar planı değişikliği olmaz” diyerek ilk ihale iptal edilmişti,
Acaba bu sefer de ihale iptal edilir mi?
Bence bu yapılanlar ayıp şeyler,
Fenerbahçe’ye bu arazi verilsin,
Verilmesin diyen yok,
Hatta fazlası verilsin,
Ama açık açık verilsin,
“Bu kulüplerimiz bunları hak ediyor, Destek olmamız lazım” denilsin ve verilsin,
Böyle katakullilerle, Türk işi ihalelerle yapılmasın,
Hiç değilse spora bu işler sokulmasın,
Çok sevdiğimiz bir büyüğümüz bize “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” demişti,
Biz de bu sözleri bütün spor tesislerimize yazmıştık,
Böyle ihalelerle yapılan tesislere bu sözü hangi yüzle yazacağız?
