DTP’nin Yüzsüzlüğü

DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş tutuklandı,

DTP’nin ağır topları basın açıklaması üzerine basın açıklaması yapıyorlar,

“Üzerimizde baskı var, Demokrasi ayaklar altına alınmıştır, Çözümsüzlük üretilmek isteniyor” diye,

Saçmalığın, yüzsüzlüğün daniskası,

Bir grup vatandaş, sahte belgeler düzenleterek çürük raporu almışlar ve askerlik yapmaktan kaçınmışlar,

Yani Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre suç işlemişler,

Yaptıkları ortaya çıkmış,

Yargı karşısına çıkarılmışlar,

Sahtecilik yaptıkları için DTP Genel Başkanı ve 64 kişi daha tutuklanmışlar,

Tutuklanmanın siyasi faaliyetle falan alakası yok,

Tamamen sahtecilikle ilgili,

Diğer 64 kişiden çıt yok, DTP’liler Nurettin Demirtaş için bağırıyor, “Üzerimizde baskı var, Uygulama antidemokratik”

Anlamadım!

DTP’li olunca suç işlemek serbest mi?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bağlayan yasalar sizi bağlamıyor mu?

Yarın bir başka DTP’li hırsızlık yapsa, bir diğeri birine tecavüz etse, beriki adam öldürse onları yargılamak ve tutuklamak ve hatta mahkum etmek de “Antidemokratik uygulama” mı olacak!

DTP’nin kopardığı yaygaraya bakarsan zannedensin ki, sahtecilik yapanların hepsi serbest bırakıldı, sadece DTP’li olan Demirtaş tutuklandı,

Ortada böyle bir şey de yok,

64 kişi daha tutuklanmış,

DTP onları görmezden geliyor ve genel başkanları için bas bas bağırıyor,

Sahteci genel başkanlarını bağırlarına basıyorlar, yasal olana sövüyorlar,

Sonra da haktan hukuktan bahsediyorlar,

Bu kadar yüzsüzlük olur,  

 

 


Barzani Ailesinin Hayal Kırıklığı Geleneği

Peşmerge lideri Barzani Rice’la olan görüşmesini iptal etmiş,

Sebep ABD’nin Türkiye’nin gerçekleştirdiği operasyona karşı çıkmamış olması hatta destek vermesi,

Barzani kendini satılmış hissediyor,

Tarihe bakmazsan, tarihi bilmezsen böyle hissetmen çok normaldir,

Barzani ve Talabani Türkiye’ye karşı küstah bir tavır içine girdikçe bu köşede defalarca uyarıldılar,

“ABD’ye güvenmeyin, Yakın geçmişinize bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız” diye,

ABD ve süper güçler hep bunu yaptılar,

Kürt aşiretlerini ve onların liderlerini hep kullandılar,

Sonra da işleri bitince bunları o günkü muhalifleri kimse onların kucağına bırakıp gittiler,

ABD’nin Irak politikası ne kadar değişti, operasyona verilen destek ne kadar köklü bilemiyorum,

Ama eğer yansıtıldığı kadar kökten ve samimi ise, aynı oyun bir kez daha oynanıyor demektir,

Daha önce Kürtleri iki kez kullanıp sonra kağıt mendil gibi atan güçler, bir üçüncünün arifesinde olarak görülebilirler,

Mesud’un bir jenerasyon büyüğü Molla Mustafa Barzani de aynen Mesud’un yaşadığı duyguları yaşamıştı,

ABD tarafından kullanılıp, sonra Saddam’ın Baas’ının kucağına terkedilmişti,

Molla Mustafa’nın hayal kırıklığı o kadar büyüktü ki, kanser olup öldü,

Kuzey Irak’ın Kürtleri şu gerçeği anlamak zorundalar,

Büyük devletler aşiretlerle oynaşır, büyük devletlerle işbirliği yaparlar,

Kuzey Irak’ta yaşayan ve Türkiye halkının bir bölümüyle akraba olan soydaşlarımız bu gerçeği bir kez daha hazmetmek zorunda kalacaklar gibi duruyor,

Türkiye’ye karşı küstahlaşacaklarına, Türkiye’nin gücü altında, kardeşçe yaşamak kendileri için daha mı iyi bunu hesaplamaları gerekiyor,

Yoksa her 40-50 yılda bir derin hüsranlar yaşayabilirler,

 

 


Oldu mu Hüseyin Çelik

Bir tek sağduyulu ses bekledim AKP’den, bir tek,

Çıkmadı,

Beni en çok hayal kırıklığına uğratan ise Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik oldu,

Çelik akıllı, iş bilir bir politikacıdır benim gözümde,

Fazıl Say’ın çıkışı sonrasında en azından Çelik’ten “Fazıl Say Beyfendi gibi değerli bir sanatçımızın kendisini rahatsız hissetmesinden biz rahatsız oluruz, Kendisini bilgilendirmek, korkacak bir şey olmadığını göstermek bizim görevimizdir” demesini ve Say’la buluşmasını beklerdim,

Ama o bile öyle yapmadı,

Hatta tam aksini yapıp Fazıl Say’ı mahkemeye verdi,

Ayıp, Hem de katmerlisi,

AKP’den giderse gitsin ya da nereye gidiyor kardeşim türünden nidalar yükseliyor ama bir tek kişi de Say’ı ve Say gibi hissedenleri anlamaya çalışmıyor,

AKP yanlısı dandik demokratlar ise “Yüzde 70 oy” diyerek demokrasi dersi veriyorlar,

Yüzde 47’yi yüzde 70 yapmalarına, yüzde 47 içinde bile Say gibi hissedenler bulunmasına değinmek dahi istemiyorum,

Ama demokrasi dediklerinin sadece bir tek Fazıl Say bile olsa, onun hakkını koruma, ona sahip çıkma olduğunu anlamayacak beyinsiz olmalarına değinmeden geçmek mümkün değil,

 

 


Hanimiş Bu Ülkenin Sanatçıları

Bizim Fazıl Say yazısından sonra Say’ı yalnız bıraktığını hatırlayıp destek verenler ortaya çıktı, Kendilerine teşekkür ediyorum, Ama sanatçılardan tek kelime yok, Müptezellik simgesi modacılar Say aleyhine atıp tutuyorlar, sanat dünyasından Say lehine tek kelime yok, Herhalde susarak AKP yandaşı televizyonlarda dizi yapacaklarını, devlet desteği alacaklarını falan düşünüyor olsalar gerek,

“Biz tepki gösteriyoruz ama basında yer almıyor” diyen varsa sitede iletişim formu var,

Beklerim,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Cesur olunmadan aydın olunmayacağını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları