Akşam gazetesi Fatma Kurtulan’ın PKK’nın dağ kadrosundaki fotoğrafını yayınladı,
Elinde makineli tüfek mermileriyle,
Terör örgütü, ABD’nin önerisi doğrultusunda siyasallaşıyor,
Ama elinde silahla, Daha doğrusu bir elde mazbata, diğerinde silah,
Fatma Kurtulan, yargılanmasının devam ettiği dönemde milletvekili seçilerek dokunulmazlık kazandı ve hapisten çıkarak Meclis’e girdi,
Fatma Kurtulan’ın fotoğrafını görünce aklıma ilk gelen “Abdullah Öcalan da bu sıralarda oturuyor olabilirdi” oldu,
Şaka yapmıyorum,
Abdullah Öcalan’ın yargılanması sırasında bir seçim olsa ve o dönemde HADEP Öcalan’ı aday gösterse Öcalan da aynı Fatma Kurtulan gibi TBMM sıralarında oturuyor olabilirdi,
Bu fotoğraf Türkiye’nin rejimini, sistemini korumak için ne kadar büyük bir aczi yaşadığının göstergesi,
İster etnik, isterse dini radikalizme karşı,
Ne Var Bunda Şaşıracak
Abdullah Gül’ün bütün temayülleri, bütün protokol kurallarını alt üst ederek Suudi Kral’ın ayağına gitmesi herkesi çok şaşırtmışa benziyor,
Doğrusu hiç şaşırmadım,
Aksi olsa, yani Kral Gül’ü çağırınca gitmese şaşırırdım,
Çünkü Abdullah Gül, geldiği makamın ne olduğunun farkında değil,
Öyle hızlı, öyle beklemediği bir şekilde geldi ki, kendi bile anlamadı,
Gül, hala İslam Kalkınma Bankası’nda çalıştığı günlerde,
O yüzden de Suudi Kral tarafından çağrılmayı ve ayağına gitmeyi Türkiye’ye Cumhurbaşkanına karşı yapılmış bir ayıp olarak değil, Abdullah Gül’e bahşedilmiş bir onur olarak görüyor,
Bu yüzden de koşa koşa gidiyor,
Abdullah Gül için Suudi Kral ilişkide bulunulan bir ülkenin kendisiyle eşit düzeydeki yöneticisi değil, Hazreti Muhammed’in doğduğu toprakların, Mekke’nin, Medine’nin bekçisi bir Kraliyetin başındaki zengin adam,
Ayağına gitmiş olmasına hiç şaşırmayın,
Dua edin elini eteğini öpmemiş olsun,
İmara Aykırıyı Yıktı, Daha Aykırısını Yaptı
Geçen hafta başta Doğan Grubundakiler olmak üzere muhabir arkadaşlarıma bir çağrı yapmış, “Gazetenizin yayınlamadığı haberlerinizi bana yollayabilirsiniz, Doğruluğunu araştırır, ister imzanızla, isterseniz imzasız yayınlarım” demiştim,
Bir kaç haber ve ihbar geldi,
Birisi gayet sağlam, Aynen yayınlıyorum:
“Maliye Bakanı Unakıtan’a ait Üsküdar Bulgurlu Mahallesi’deki vilallar SİT yasasına aykırı olduğu gerekçesiyle kaçak ilan edilmiş ve yıkım kararı çıkmıştı, Bu sürecin ardından Unakıtan, plan tadilatı isteğinde bulunmuş, ancak bu istek Anıtlar Kurulu tarafından geri çevrilmişti, Daha sonra Kurul’da bazı operasyonlar yapılarak bu karar kabul ettirilmişti,
İBB tarafından da kabul edilen plan tadilatı sonrasında Unakıtan’ın da bulunduğu bölgede imar planlarında yapılaşma şartları artırıldı,
Daha önce %6 olan yapılaşma %15 olarak değiştirildi,
Oysa burada iki bağımsız yapı vardı ve kapladıkları alan 500 metrekareyi geçmekteydi, (81 pafta 54 ada 44 parsel)
Unakıtan, bu kaçak yapıları yıktı ve yeni plana uygun yapı inşaatına başladığını açıkladı,
Eski plana göre toplam 2 bin 100 metrelik bir arsa üzerinde Unakıtan, toplam kapsamı 121 metrekare konut yapabiliyordu, Yeni yapılaşma ise kendisine 312 metrekarelik inşaat alanı izni veriyordu, Binaların yüksekliği de 2 kat ile sınırlandırılmıştı, Bodrum katlar da bu yapılaşma şartlarına dahildi,,,
Ancak, son incelemem sırasında bu şartlardan hiç birisine uyulmadığını belirledim,,Binalar üç katlı üç bağımsız yapıdan oluşmaktaydı,,
Binalar ortalama 100 m2 üzerine oturmakta ve üç kat olarak inşa edilmekte,,, Toplamda yapılaşma 900 m2 geçmektedir,,, Çıplak gözle de bu fark edilmektedir,,,
Yani, her birinin kapladığı alan en az 300 m2’dir ve bu 184, madde kapsamına girmektedir,,,
Kısacası Unakıtan yine yasa ihlali yapmış, yine kaçak yapıya imza atmıştır,”
Muhabir arkadaşım binaların fotoğraflarını da çekmiş,
Ortada ciddi bir ihlal var ve yenisi yasaya göre sadece inşaatı yapan değil, buna izin veren belediyenin de sorumluluğu var,
Bakalım bir şey yapılacak mı?
