Özdemir olayı

Müteahhit Nihat Özdemir, 2, kez bir “Yolsuzluk öyküsünün” içinde,

Her nedense medyamız olayı üstünkörü geçiştiriverdi,

Oysa olay hiç de geçiştirilecek türden değil,

Bir kaç gün önce Botaş’la ilgili bir yolsuzluktan dolayı gözaltına alınan ve yurt dışına çıkış yasağı konulduktan sonra salıverilen Nihat Özdemir Ankara’nın önemli müteahhitlerinden,

Son dönemde işlerini iyice geliştirenlerden,

Mesela yine Ankaralı müteahhit ortaklarıyla Tekel’in içki bölümünü 300 milyon doların az üzerinde bir paraya satın almış, aldıkları şirkete cüzi miktarda bir yatırım yaptıktan sonra üç misli fiyata, 1 milyar dolara ABD’li bir şirkete satmıştı,

Alış ve 3 misline satış arasında topu topu 1 yıllık bir süre vardı,

Türkiye’de hiç kimse bu konuya eğilmedi bile,

Çünkü Nihat Özdemir’in basında dostları vardı,

Son dönemin bu hızla büyüyen müteahhitinin peşpeşe tatil köyleri, oteller açtığını okuyoruz, duyuyoruz,

Pek çok işin altından çıkıyor,

Tekel gibi işlerden ciddi paralar kazanıyor,

Ama her nedense pek çok Ankaralı müteahhit gibi vergi listelerinde görünmekten pek hoşlanmıyor,

Geçen hafta göz altına alınan ve hakkında yurt dışı çıkış yasağı konulan Nihat Özdemir, serbest bırakıldıktan hemen sonra Çankaya Köşkü’nde Abdullah Gül’ün resepsiyonuna katıldı,

Bu acayipliğe bir kaç yazar dikkat çekti,

Ama herkes bir şeyi atladı,

Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyona katılan Özdemir’in bir de Çankaya vukuatı vardı,

Özdemir ve ortağı bir kaç yıl önce Çankaya Köşkü’ndeki bir inşaatta yolsuzluk yapmakla suçlanmışlardı,

Aynı zamanda Müteahhitler Birliği Başkanı olan ortağının suçu üstlenmesiyle Özdemir paçayı kurtarmış, ortağı ise yargılama süreci sonunda Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşaatında yolsuzluk yapan ilk müteahhit olma şanını da elde ederek mahkum olmuştu,

Özdemir’i Çankaya Köşkü’nde görünce güldüm, “Tam da yerini bulmuş” diye,,,

 

 


Kadın Kadındır

Çankaya Köşkü’ndeki Cumhuriyet resepsiyonunda bir şey dikkatlerden kaçtı,

Türban yasağının kalktığı bu ilk davette, Emine Erdoğan yoktu,

Bu yazıldı,

Ama benim dikkat çekmek istediğim o değil,

Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül ve Hayrunissa Gül’le el sıkışırken Gül çifti Başbakan Erdoğan’a şöyle bir soru sordular: “Emine Hanım niye gelmedi?”

O an Başbakan’ın yüzüne dikkat ettiniz mi?

Müthiş sinirlendi, Eliyle bir hareket yaptı ve “Bırak canım” gibisinden bir şeyler söylenip, hızla uzaklaştı,

Ne bir sohbet, ne bir hoş beş, ne de bir yanıt,

“Bırak canım” ya da “Hadi be” gibisinden bir cümlecik,

Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra “Bu işe en çok Emine Hanım bozulmuştur” demiştik,

Galiba bu olay onun kanıtı oldu,

Emine Erdoğan, “First Lady” olarak başrolde olamayacağı bir piyeste, üstelik de Çankaya Köşkü gibi bir yerde sahnede olmak istememiş, besbelli,

Ak Partili kadınların 1 numarasıyken, bu pozisyonu Hayrunissa Gül’e kaptırmaktan çok memnun olmamış olmalı,

Son derece insani bir durum,

Hele hele entel dantel takımı dahil olmak üzere bir grup “Yalakanın” Hayrunissa Gül’ün etrafında pervane olduğunu canlı canlı görmek istememesi çok normal,

Bana sorarsanız, televizyondan bile izlememiştir,  

Eşleri siyaset uğruna zaman zaman egolarını bastırsa da, kadın her zaman kadındır,

İster kenar mahallede olsun, ister sosyete semtinde, isterse yüksek rakımlı tepelerde,

 

 


Yanıt Kendisi

Okurlar soruyor, “Sana olmadık hakaretler eden perihan mağdene ne yanıt vereceksin?” diye,

Yanıt vermeyeceğim,

Her aynaya baktığında karşısında perihan mağdeni gören, her ağzını açtığında perihan mağdenin sesini duyan ve ölünceye kadar perihan mağdenle yaşamak zorunda olan birine benin vereceğim yanıtın ne önemi olabilir ki!

Ona en büyük yanıt kendi varlığı,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çeteler dişi köpek beslemediği zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları