Muamma

PKK’nin elindeki askerlerimizin kurtarılması konusu tam bir muammaya dönüştü,

Ben hala yazımın arkasındayım,

Çünkü ilgililerden herhangi bir yalanlama yok,

"Genelkurmay bir açıklama yapacaktır" dışında kimse bir şey söylemiyor,

Genelkurmay’dan da bir yalanlama gelmedi,

Bırakın resmi yalanlamayı, "Yok böyle bir şey nereden çıkarıyorsunuz" türünden gayri resmi bir telefon bile açılmadı,

Daha da ilginci PKK’nın yayın organlarının tavrı,

ROJ TV sürekli olarak "Askerler elimizde" diyor ve eski görüntüleri yayınlayıp duruyor,

Oysa böyle bir durumda Roj TV hemen askerlerin eline günlük bir gazete tutuşturup yayına alırdı,

Öyle bir şey de yok,

Bekleyip göreceğiz,

Bazen doğru yazdığımızın ortaya çıkması için haftalar, aylarca beklediğimiz olmuştu,

Bu kez haklılığımızın kanıtlanması o kadar bile sürmeyecek herhalde,

 

 


Abi Meselesi

 

Ahmet Hakan Bey bugün bir yazı kaleme almış, (Ahmet Hakan’ın yazısı için tıklayın,)

Konusu, Hakan’ın takıntılı olduğu Hıncal Uluç,

Ahmet Hakan soruyor, "Niye herkes Hıncal Uluç’a abi diye hitap ediyor, Ben etmediğim için gururluyum"

Aferin oğlum Ahmet sen bu yolda devam et,

Hıncal Uluç’a abi diyenler arasında kendimi de gördüğüm için bu anlamsız yazıya bir yanıt verme gereği hissettim,

Kendi açımdan söyleyeyim Hıncal Uluç’la yıllarca birlikte çalıştığım ve o sırada kendisine abi dediğim için bugün de öyle dememden daha normal bir şey olamaz,

Ama asıl olan bu değil,

Ahmet Hakan belki bilmiyor ama biz Türkler, daha doğrusu bu coğrafyada yaşayanlar kendimizden yaşça büyüklere hep "Abi" deriz,

Mahalle bakkalımız da bizim için "Abi"dir, okul servisinin şoförü de, hatta zaman zaman patronumuz da,

Abi sözcüğü bazen sevgi ve dostluk içerir, bazen içermez,

Ama abi abidir,

Bizden büyüktür,

Sevmemiz veya sevmememiz  şart değildir,

Ahmet Hakan’ın bundan niye rahatsızlık duyduğunu anlamış değilim,

Üstelik hiç değilse biz Ahmet Hakan gibi Maliye Bakanı’na, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı’na  ve de AKP’lilerin büyük bölümüne "Abi" demiyoruz,

Yaşça büyük bir meslektaşa abi dememeyi marifet sayan birinin Bakanlara Abi demesine de açıkçası bir anlam veremiyoruz,

 

 

 


Yaranılmaz

 

Kevin Costner’ın İstanbul ve Ankara’daki sıcak turu basınımızın mümtaz şahsiyetlerinin eleştiri konusu olmuş,

Şöyle yazıyorlar: "Bu ne biçim star, Her yere gitti, Bir bizim ev kaldı gelmediği"

Gazeteciye yaranılmaz,

Tam aksini yapsaydı, bu sefer de "Kasıntı, Burnu büyük, Bir fotoğraf bile çektirmedi" diye yazacaklardı,

Oysa adam halkla iç içe oldu, Anıtkabir’e gitti, saygısını gösterdi,

Kimseyi kırmadı, kimseyi dövdürmedi, korumalarına gazeteci tartaklatmadı,

Ama yine yaranamadı,

En iyisi bu yazarlarımız Türkiye’ye gelecek böylesi konuklara bir talimatname hazırlasınlar ve onlar da ona göre davransın,

Aksi takdirde eleştirilmekten kurtulamıyorlar,

 

 

 


Hak etti!

 

Tamer Karadağlı’nın eski sevgililerinden biri Karadağlı hakkında atıp tutmuş,

Karadağlı da kızmış ona verip veriştirmiş,

Tam bir rezalet,

Ama Karadağlı bütün bunları sonuna kadar hak ediyor,

Müthiş bir cinsel açlık içinde, her önüne çıkan kadınla yatarsan, dahası kadını cinsel organın çevresindeki etten ibaret görürsen olacağı budur,

Kimisi ilişki bitince efendi gibi susar oturur, kimisi demediğini bırakmaz,

İlişkinin başında seçici olmadığın zaman, sonunda başına gelene katlanırsın,

İyi ya da kötü,

 

 

 


Rahatsızlık

 

Sevgili okurlar, İki gündür biraz rahatsızım, Normal şartlarda gece yazdığım yazılarımı bugün geç saatlerde zorlukla yazabildim, Gecikme için özür dilerim, 

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İnsanlardan gelen herhangi bir hareket bizi şaşırtmadığı zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları