Terörle mücadele değil ihale kurulu

Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un bir kaç gün önce altını çizerek söylediği sözlerin “Satır aralarını” okumaya çalıştım dün,

Bugün de buna biraz devam etmek istiyorum,

İlker Başbuğ’un terör örgütüne katılımların engellenememesinden yakınırken, beklentilerinin neler olabileceğine değinmiştim,

Gerek okurlardan, gerekse ilgili kişilerden gelen tepkilere bakınca bu konudaki tahminlerimde yanılmadığımı anlıyorum,

Şimdi de dün yazdıklarımın ışığında, neler yapılması gerektiğine değineceğim,

Öncelikle, yeniden Türkiye’nin en önemli sorunu olma yolundaki terörle ilgili olarak Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun yapısına göz atmak lazım,

Bu kurul topu askere atma kurulu olarak görev yapıyor,

Sanki ihale komisyonu,

Terör işini askere ihale ediyorlar, “Sınır ötesi yapalım, Sonuç alınmazsa sorumluluk askerin der işin içinden çıkarız”

Konunun ele alınış biçimi bu,

Oysa Başbuğ’un dediği gibi örgüte katılımlar engellenemedikçe askerin “Öldüre öldüre” örgütü bitirecek hali yok,

Yıllardır söylüyorum, ölen de öldüren de bu ülkenin vatandaşı, evladı,

İşte Kanal 1 Haber’de gördük, Şehit analarının Kürtçe feryatlarını, ağıtlarını,

Mesele bu ülkenin evlatlarının teröre teslim olmasının önüne geçmek,

Bu da Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun işleri arasında,

Bu kurulu, bir organizatör kurum haline getirmek şart,

Dünkü yazımda belirttiğim üniversiteleri, sivil toplum kuruluşlarını, sosyal yardım kuruluşlarını, iş dünyası temsilcilerini bu kurulun harekete geçirmesi gerekiyor,

Kurul içinde sadece asker ve siyasetçilerin değil, burada görev yapabilecek tüm kurumların temsilcilerinin bulunması şart,

Bu kurulun altında oluşturalacak bir sekretarya ile görev dağılımlarının yapılması, koordinasyonun sağlanması gerek,

Bu yönteme geçilmediği müddetçe terörle mücadele kurulu ihale yapmakla yetinir,

İş askere ihale edilir,

Son izin mercii de ABD olur,

ABD ile de birisi karşı karşıya gelecekse asker gelsin denilir,

İşin içinden çıkılır,

 

 


Çok Uluslu Bir Bakan

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in İngiliz vatandaşı olduğu ortaya çıktı kıyamet koptu,

Yahu haftalar önce yazdık “Mehmet Şimşek ABD Büyükelçiliği çalışanıdır” diye kimse ses çıkarmadı da, şimdi mi kıyamet kopuyor,

Mehmet Şimşek’e sihirli bir elin değdiğinin yeni mi farkına vardınız,

Hadi bir daha hatırlatalım Bakanımız Şimşek’i,,,

1, Körfez Savaşı’nın ardından bir grup peşmerge, CIA tarafından Irak’tan toplanıp ABD’nin Guam Adası’ndaki üssüne götürülmüştü,

Burada eğitilip, ilerde kurulması muhtemel Kürdistan’ın “Elitini” oluşturacaklardı,

Guam’a götürülen bu Kürt peşmergeler orada 10 yıl eğitildiler ve 2, Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak’a geri getirildiler,

Guam’a götürülen bu Kürt peşmergeler ile CIA yetkilileri arasındaki tercümanlık görevini kim yapıyordu sizce?

Evet bildiniz,

ABD Büyükelçiliği’nde görevli tercüman Mehmet Şimşek,

Elçilik Tercümanı Mehşmet Şimşek, şimdi evli olduğu Amerikalı eşiyle de bu görevi sırasında tanışıp evlendi,

Şimşek daha sonra Türkiye’de bir aracı kurumda çalıştı,

Kısa süre sonra oradan istifa etti ve birdenbire kendini Merill Lynch’in Londra bürosunda üst düzey bir görevin başında buldu (Hani şu Sabah-ATV ihalesi için Cumhurbaşkanı Gül ile görüşen Merill Lynch),

Orada bir süre çalıştı, Bu arada AKP’li medya tarafından bir güzel parlatıldı ve seçim öncesi AKP’den milletvekili adayı olmak için Türkiye’ye döndü,

Seçildi ve Bakan yapıldı,

Şimdi öğreniyoruz ki, eş durumundan zaten ABD vatandaşı olan ABD Büyükelçiliği tercümanı Mehmet Şimşek, arada derede İngiliz vatandaşı da olmuş,

Ne güzel çok uluslu bir bakanımız var,

Anlayamadığımız çokuluslu şirketin merkezinin nerede olduğu,

ABD’de mi, Londra’da mı?

 

 


Kim Seyretti?

Herkes televizyon kanallarına kızgın, Üç gündür öfke dinmiyor,

“13 şehit verdiğimiz sırada eğlence programlarına neden ara vermediler” diye,

Haklılıklarına diyeceğim bir şey yok ama ya o programların izlenme oranlarına ne demeli,

Bugün televizyon kanallarına kızanların pek çoğu, belli ki o akşam o kanalları izlemişler,

Çünkü rating tablolarına baktığım zaman eğlence programlarının ratinglerinde en küçük bir düşüş görmedim,

Şehit haberlerini veren kanalların ratinglerinde ise bir yükseliş yok,

Kızalım kızmasına da, kendi vicdanlarımızı televizyonlar üzerinden temizlemeye çalışmayalım,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Terörle mücadele etmek için başka ülke liderlerinden izin beklemediğimiz zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları