Sorunun nedeni nüfus planlaması mı?

Yeni doğan oğlunu sevmek için gittiğim bir arkadaşımla evinin bahçesinde oturuyoruz,

“Fatih müthiş bir şey bu, 5-6 tane daha çocuk yapmak istiyorum” dedi,

Eşi korku, ben ise şaşkınlıkla baktım yüzüne,

“Evet abi, yapıcaz, Bakabildiğimiz kadar yapıcaz” dedi,

“Delirdin mi oğlum” demem üzerine siyasi mantığını açıkladı,

“Bak Fatih, bize yıllardır doğum kontrolü nüfus planlaması diye  iletişim bombardımanı altında tutuyorlar, Biz de buna kandık, Hepimiz 1 çocuk, bilemedin 2 çocuk yaptık, Biz dediğin kim; okumuş, para kazanmış, Dünyayı tanıyan, daha iyi eğitimli ve muhtemelen daha akıllı olan, çocuklarına iyi eğitim verme imkanına sahip olanlar, Biz bunları duya duya çocuk sayımızı kısıtladık, 2’ye 1 çoğaldığımız için sayımız artmadı, Tam aksine azaldı, Oysa bunun tam tersi durumda olanlar, Yani kendi köyünden bile fazla uzaklaşmamış olanlar, Eğitimsizler, muhtemelen daha az akıllı olanlar, dünyayı tanımayanlar, çocuklarına doğru düzgün eğitim verme imkanından yosun olanlar bu propagandayı duymadılar, Duysalar da ciddiye almadılar,  Türkiye’nin içinde bulunduğu durum işte bundandır,

Biz giderek azalıyoruz, onlar giderek çoğalıyor, Bununla mücadelenin yolu çok çocuk yapmaktır, Bizim gibilerin çok çocuk yapmasıdır” dedi,

Dostumun sözlerini dinleyince, bebekliğimde bana bakan  Deli Emine’nin sözlerini hatırladım,

Deli Emine’nin deliliği filozofluğundandı, Büyük lafları vardı,

Kocası çalışmayan Emine zorlukla geçinirdi ama 8 çocuğu vardı,

Bir gün annem Emine’ye, “Emine Hanım, Zaten geçim sıkıntısı çekiyorsun, 8 çocuk yapmışsın, Biraz dikkatli olsana” demişti,

Emine Hanım annemin yüzüne bakıp şöyle yanıtlamıştı: “Şimdi ben senin yanında çalışıyorum, Ama yakında biz sizden çok olacağız ve senin oğlun, ya da torunun benim çocuklarımın yanında çalışacak” Dostumun mantığını, Deli Emine 40 yıl önce yakalamıştı,

Şimdi dostum aynı düşüncede,

Çok çalışması gerekecek çook, 

 

 


Bravo Ahmet

Ahmet Hakan eleştiri yağmuru altında,

Çünkü “Tartışmalı” Anayasa taslağını hazırlayan ekipteki bir “Aşk ilişkisini” yazdı,

Komisyon Başkanı’nın, sevgilisini de komisyona üye yaptığını duyurdu,

Hakan şimdi ateş altında,

“Nasıl yazarsın, ayıp değil mi, yakıştı mı?”

Oysa İlamcı yazarlar günlerdir Şerif Mardin’in aşk hayatını kurcalıyorlar,

Onlar bunu yazarken, bir tek kişiden itiraz gelmedi,

“Ayıp, yazılır mı, 70 küsur yaşındaki bir adama bu yapılır mı?” demedi,

Çünkü bir zamanlar put yaptıkları Şerif Mardin bu kez onların çok da hoşuna gitmeyecek şeyler söylemişti,

Böyle bir ilkesizlik olur mu?

Sadece bilim adamı kimliğiyle bir şeyler söyleyen Şerif Mardin’e saldırmak serbest, Anayasa taslağı hazırlamak gibi bir kamu göreviyle getirildiği konumu sevgilisine imkan sağlamak için kullanana saldırmak yasak,

Niye?

Elbette ki, geçerli bir neden geçerli bir mantık yok,

Ama amaç belli,

“Bizden olmayanlar ahlaksızdır, Laik devletten yana olanlar ahlaksızdır” demek istiyorlar,

Amaç bu olduğuna göre Ahmet Hakan’ın yazdığı çok da iyi oldu,

“Eğer bunlar ahlaksızlıksa siz de ahlaksızsınız, Üstelik sizden olanlar görevlerini ahlaksızlarına alet ettiği için daha da ahlaksız” diyor Ahmet Hakan,

Ahmet Hakan’ı kutluyorum,

Arlı arından utanırmış, arsız da benden korkuyorlar dermiş,

Ahmet Hakan bunun dışına çıktı,

Bence çok da iyi etti, 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alttan alanın altta kaldığını unutmadığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları