Onbuçukuncu Cumhurbaşkanı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir ilki başardı,

Henüz çıkmadan bir yasayı çiğneyen, hem de kendi önerdiği, kendi desteklediği bir yasayı çiğneyen ilk Başbakan, hatta ilk kişi oldu,

Başbakan diyor ki, “12, Cumhurbaşkanı halk oyuyla seçilecektir”

Allah Allah!

Bizim bildiğimiz durum bu değil,

Yakında önümüze bir sandık gelecek,

Bu sandıkta bize sorulacak soru AKP tarafından Meclise gönderilen bir Anayasa değişikliğini kabul edip etmediğimiz,

O değişiklik ne diyor:

“Onbirinci Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu kanunun Resmi Gazetede yayımını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk Pazar günü, ikinci tur oylaması ise ilk tur oylamayı takip eden ikinci Pazar günü yapılır”

Yani “AKP’nin Meclis’ten geçirdiği ve 10, Cumhurbaşkanı tarafından referanduma sunulan yasa için 21 Ekim’de yapılacak referandumdan sonucu evet çıkarsa Türkiye Aralık Ayı sonu ile Ocak Ayı başında Türkiye Cumhuriyetinin 11, Cumhurbaşkanını seçecektir” diyor,

Fakat gel gör ki, TBMM 11, Cumhurbaşkanı’nı seçti bile,

Yine gel gör ki, 21 Ekim’de yapılacak referandumdan evet çıkarsa, biz, yani halk Aralık ayı içinde 11, Cumhurbaşkanı’nı seçeceğiz,

İyi de bu durumda TBMM’nin 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yapmak üzere seçtiği 11, Cumhurbaşkanı ne olacak?

10,5’uncu Cumhurbaşkanı mı?

Yoksa AKP Türkiye’yi 2 adet 11, Cumhurbaşkanı ile mi idare etmeyi planlıyor,

Aralık ayında seçilecek Cumhurbaşkanı 5 yıl görev yapacak, TBMM’nin seçtiği Abdullah Gül ise 7 yıl,

5 yılın sonunda yeni bir Cumhurbaşkanı daha seçileceği için Abdullah Gül 2 Cumhurbaşkanı görmüş bir Cumhurbaşkanı mı olacak?

Aynı anda 2 adet 11, Cumhurbaşkanı olamayacağı için, ikisini toplayıp 22, Cumhurbaşkanları diyemeyeceğimiz için bu bilmeceyi “Yasal olarak” çözmek mümkün değil,

Çünkü AKP kuyuya bir taş attı, şimdi kendi de çıkaramıyor,

Ama şurası kesin ki, eğer referandumdan “Evet” çıkacak olursa halkın seçeceği Cumhurbaşkanı “Yasa gereği” 11, Cumhurbaşkanı olacak,

Abdullah Gül’e düşen kendine yeni bir numara seçmek,

10,5 olur, 1,75 olur, Hatta çok isterse 10,99 bile olur,

Ama 11 olmaz orası kesin,

Halkın seçeceği Cumhurbaşkanı ise Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi 12, Cumhurbaşkanı olamaz o daha da kesin, 

 

 


Başbakanlar Ne Yapacak?

Dünkü gazeteleri gördünüz mü?

Başbakan Erdoğan yine 1, sayfalarda yok,

Hepsinde Gül var,

Kiminde manşet, kiminde sürmanşet,

Büyük gazetelerin hiç birinin ön sayfasında Başbakan yok,

Geçmişte Başbakan’ın uçağından bildirenler bu kez Cumhurbaşkanı’nın uçağından bildirmişler,

Halk seçmediği halde aktif bir Cumhurbaşkanı’nın ortaya çıkardığı portre bu,

Ya bir de halk seçerse ne olacak?

Başbakanlar ne yapacak?

Hangi işlevi yerine getirecekler,

Zurnanın son deliği mi olacaklar!

Yoksa başçavuşla mı ilgilenecekler!

 

 


Haber Alma ve Verme Özgürlüğü İçin

Değerli okurlar,

Bugün itibarıyla TMSF Kanal 1’i Ciner Medya Grubu’na iade ediyor,

Bu şu demek,

Ben de aslında pek de kopmadığım medyaya geri dönüyorum,

Şimdilik sadece Kanal1,

Ama çok da uzun olmayan bir süre sonra yayıncılığın her dalında var olacağız,

Sakın yanlış anlamayın, buradaki yazılarım sürecek,

Bugüne kadar verdiğiniz ve bundan sonra vereceğiniz destek için çok teşekkür ediyorum,

Türkiye’de çok sesli bir medya ortamı olması, habercilikte tekelleşme olmaması için verdiğim bu mücadelede bir adım daha atıyoruz,

Halkın çok yönlü haber alma özgürlüğü, bağımsız, dürüst gazetecilerin haber verebilme özgürlüğü için elimizden gelen her şeyi yapacağız,

Pek yakında Kanal 1’de, sonrasında her yerde, 

 

 


Kendi Yanıt Verenler

Hürriyet’in otomobil yazarı Emre Özpeynirci kardeşim bana yanıt vermiş,

Diyor ki, “Ferrari ısmarlasa bu kadar olurdu”

Hayır bu kadar olmazdı,

Kendini bildi bileli Ferrari tutkunu olan Fatih, Ferrari’nin ısmarlayacağından daha iyi bilir Ferrari ilkelerini,

Emre diyor ki, “Bak işte test eden gazeteciler var”

Bana yanıt verirken, kendisini yalanlıyor,

Çünkü benim eleştirdiğim yazısında Ferrari yönetimini suçlayıp “Gazetecilere test yaptırmıyorlar” demişti,

Ben de, yaptırıyorlar ama asıl olarak bu işi bilenlere yaptırıyorlar demiştim,

Emre yanıtını bana değil kendine vermiş,

Benim bu iki yazıdan anladığım Emre Özpeynirci’nin Ferrari yöneticileri ile bir sorunu var,

Ama bunu çözme yeri köşesi değil,

Üstelik bildiğim kadarıyla Ferrari Türkiye’nin satış sorunu yok,

Hatta sattığı kadar otomobili Ferrari’den alamama sorunu var,

Marka imajı da yeterince güçlü,

Belki bu yüzden otomotiv basınından uzak duruyorlardır,

NOT: Türkiye’de hiç bir şekilde test sürüşü yaptırmayan başka markalar da var, Mesela Jaguar, Emre’nin Jaguar’ı değil de, Ferrari’yi hedef almasını anlayamadım,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Mum dibini aydınlatmadığı zaman

Erişilebilirlik Araçları