Post modern dedikodular

Abdüllatif Şener’in milletvekili adayı olmaması güdümlü basında pek tartışılamadı,

Olması gereken de buydu,

Tartışma sırasında ortaya çıkabilecek bulgular, “Güdülen”  basınla “Güdücülerin” arasında sorun yaratabilirdi,

Galataport dosyasının yeniden açılması, TÜPRAŞ’ın yüzde 14’lük blok satışındaki “Yolsuzluk ve usülsüzlük” anında ortaya çıkacak gerekçeler olurdu,

Daha derinden ise neler çıkardı kimbilir,

O nedenle Abdüllatif Şener’in ayrılığı tartışılmadı,

Tartışmak kimsenin işine gelmedi,

Sadece bir iki “Ah vah” nidası yükseldi,

Oysa Şener, Gül ve Arınç’la birlikte Tayyip Erdoğan’ın altındaki saç ayağının önemli isimlerinden biriydi,

Milli Görüş kökenli bu AK Partili’nin parti sicili diğer üçünden daha parlak, daha temizdi ve daha eskiye dayanıyordu,

Belli ki, ortada ciddi bir çatlak vardı,

Üstelik bu çatlak Şener’le sınırlı değildi, Arınç da “Dingildiyordu”, Gül ve Erdoğan ise “Dostça” görünen ama aslında pek de öyle olmayan bir rekabet içindeydi,

İlk fire Şener oldu,

Seçilmesi de, bakanlığı da garantide olduğu halde,

Peki Şener niye gitti,

Ben bilmiyorum ama kulağıma dedikodular geliyor,

Bu dedikodulara göre Abdüllatif Şener, “Post AKP” döneme hazırlanmak için istifa etti,

Ve yine dedikodulara göre Post AKP dönem çok da uzak değil,

Hatırlayanlar olabilir, Sabah’tan Metehan Demir, aylar önce ilginç bir yazı yazdı, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında insan boyunda bir dosya yığını var ve yığın bir partinin kapatılması ile ilgili delilleri içeriyor” diye,

Tahmin edeceğiniz üzere bu dosya AKP ile ilgili,

Bazıları bu dosyanın seçimlerden önce gündeme geleceğini ve AK Parti’nin “Tedbirli olarak” Anayasa Mahkemesi’ne gönderilerek seçimlere katılmasının engelleneceğini söylüyorlardı, Bunu ilk kez eski bir ANAP milletvekilinin ağzından duymuştum, 

Bazılarına göreyse bu ihtimal zayıf,

Ancak seçimlerden sonra Tayyip Erdoğan’ın boyu kadar olan bu dosyalar işleme konulacak ve AK Parti hakkında bir “Kapatma davası” açılacak,

Abdüllatif Şener’in seçimlere girmeyişi de işte bu olayın bir parçası

AK Parti’nin kapatılmasının ardından, Erdoğan, Gül ve Arınç’ın yasaklı hale gelmesiyle birlikte ortaya çıkacak boşluğu Şener’in doldurması planlanıyor,

Partinin kapatılması, partinin oy potansiyelini ortadan kaldırmayacağı için bu potansiyeli Şener’in liderliğinde kurulacak bir partinin kullanması öngörülüyor,

Ilımlı  ve Mülkiyeli Şener’in Türkiye için daha yararlı olacağı düşünülüyor,

Tabii bu anlattıklarım sadece dedikodu,

Post modern bir dedikodu…

Dedikoduda sınır yok

Yukarıda okuduğunuz yazıyı pazar günü bir internet sitesi için yazdım,

O günden beri aramayan kalmadı,

Seçim arifesinde Ankara tam bir dedikodu kazanı olmuş da haberimiz yok,

Daha ne senaryolar var,

Bunların tamamı AKP aleyhine dedikodular,

En çok konuşulanlardan biri de şuymuş:

Seçimlerden sonra meclis toplanır toplanmaz, AKP’nin tek başına iktidar olamaması durumunda muhalefet birlikte hareket ederek Cumhurbaşkanlığı seçiminden de önce AKP’li bazı bakanlar ve Başbakan hakkında soruşturma önergesi vereceklermiş,

Bu önergelerden ilki TÜPRAŞ’ın yüzde 14 hissesinin blok satışıyla ilgili olacakmış,

Biliyorsunuz TÜPRAŞ’ın yüzde 14’ü ihale mihale yapılmadan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından Sami Ofer’e satılmıştı, Daha sonra bu durum yargıdan dönmüş ancak fiili imkansızlık nedeniyle satılan hisseler geri alınmamıştı,

Anlatılanlara göre, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı da olduğu için bu dosyayla Yüce Divan’a sevk edilecek olan bakan her kimse, anında mahkum olacak  ve hapse girecek,

Bu dedikoduyu aktaranlar Anayasa Mahkemesi’nin kendilerine yönelik ağır ifadeler kullanan Başbakan’a Anayasa Mahkemesi üyelerinin “Hakaret davası” açmamış olmasını hatırlatıyorlar ve şöyle diyorlar, “Eğer dava açmış olsalardı Başbakan’ı yargılayamayacaklardı, Davalık oldukları için Başbakan’ın reddi hakim talebi olacaktı, Sırf bu nedenle hakareti sineye çekip dava açmadılar”

Anlayacağınız Ankara ilginç bir yer,

Dedikoduyla yaşıyor,

Sınırsız dedikoduyla,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Koltuğun insana değil, insanın koltuğa değer kazandırdığını unutmadığımız zaman,

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları