Kimin için

Geçen haftanın basında tartışılan konusu Mehmet Ali Birand’ın televizyon genel yayın yönetmenlerine mail atarak “Şehit sayısı 5’ten az olursa ana haber bültenlerinde haber yapmayalım” demesiydi,

Birand’ın bu çağrısı hayli eleştirildi,

Şehitliğe, cana, yaşama sayısal bir değer biçmek doğrusu hoş değildi,

Ancak pazar günü gördük ki, bu konuda basında bir uzlaşı sağlanmış,

İktidarı rahatsız eden “Şehit haberlerine” bir kısıtlama getirilmiş,

Cumartesi günü, teröristler üç askerimizi şehit ettiler,

Pazar günü bu olayın gazetelere nasıl yansıdığına dikkat ettiniz mi?

Hürriyet ve Sabah gazeteleri, sanki “Sözbirliği etmişçesine”, bu haberi birinci sayfalarının en altında, küçücük birer kutu haber olarak görmüşlerdi,

Terör haberlerini daha önce de görmüyor olsalar, insan “Teröristlerin propagandasına alet olmamak için böyle davranıyorlar” diye düşünmek mümkün olabilir ama acaba işin aslı öyle mi?

Daha önemli haberler var desen, değil!

Birinin manşeti aklımda yer bile etmemiş diğerininki ise 10, defa basılan Dalmaz Center,

Daha önce manşetlerden görülen Terör haberlerinin şimdi ortak bir karar varmışçasına küçültülmesi akıllara başka şeyler getiriyor,

İktidarın en yumuşak karnının terör olduğu, Irak’a yönelik bir operasyona  izin vermeyen hükümetin seçim atmosferinde terör haberlerinden çok da hoşlanmadığı aşikar,

Şu an 3, parti konumunda olan MHP’nin bu olaylardan en karlı çıkan parti olduğu ve alacağı her oyun, AKP’nin Melis’teki sayısını birebir etkileyeceği  bilinirken, “Güdülen” basının tavrı kafalarda soru işaretleri uyandırıyor,

Kararsızlar dağıtılmaz

Seçim anketleri değerlendirilirken, “Kararsız” seçmenlerin oyu, partilerin aldıkları oy oranlarına uygun olarak partilere dağıtılıyor,

Bu ciddi bir yanlış,

Çünkü “Kararsız” seçmenin bu şekilde dağıtılması mümkün değil,

Birinci AK Parti’ye oy verecek seçmende kararsızlık oranı pek yüksek değil, Onlar kararlı,

Kararsız olanların bir bölümü “CHP’ye versem mi, vermesem mi?” diye düşünenler,

Ondan daha büyük bölümü ise “Acaba vereceğim parti barajı geçer mi, geçmeyecekse kime versem?” diyenler,

Orada da tercih genelde MHP ile DP arasında,

Ama bunlardan çok daha büyük bir bölüm “Oy vermeyecek” olanlar,

Kimi “Hangisine versem  kötü, Bari hiç birine vermeyeyim” diyenler, kimi “Bu sıcakta kim gidip oy verecek” diyenler, kimi seçmen kütüğüne  kendini yazdırma zahmetine bile katlanmayanlar,

Tümü birlikte vatandaşlık bilincinden yoksun olanlar,

Ama sonuçta bunlar oy vermeyecekler,

Seçimlerde şimdiye dek hiç bir zaman yüzde yüzlük bir katılım sağlanmadığına göre, kararsızların tamamını partilere dağıtmak mantıksız,

Yorumlar

Bu sayfaya gelen mailler arasında en sık rastladığım şikayet “Yorum yazıyorum yayınlamıyorsunuz”

Doğru yayınlamıyoruz,

Tahmin ettiğinizden çok daha fazlasını yayınlamıyoruz çünkü yayınlayamıyoruz,

Her şeyden önce çok ama çok yorum geliyor, Hepsini yayınlamak mümkün değil,

Bazı günler 500’e yaklaşan yorum oluyor, Bunları değil yayınlamak okumakta bile zorlanıyoruz,

Bunlardan bazıları birbirine çok benzer oluyor, aralarından seçmek zorunda kalıyoruz,

Türkçesi çok bozuk olanları, içinde küfür ve argo barındıranları da eliyoruz,

Buna rağmen yine de bütün internet sitelerinden çok daha fazla yoruma yer veriyoruz,

Yayınlayamadığımız yorumları, herkesin değil ama en azından üyelerimizin okuyabilmesi için bir yöntem geliştirmek düşüncesindeyiz,

Tabii yasaların izin verdiği oranda,

Okuduklarım

Çok sorulan sorulardan bir diğeri “Her gün hangi yazarları okuyorsunuz?”

Mümkün olduğunca fazla yazarı okumaya çalışıyorum,

Aslında okumaktan çok “Scan” ediyorum,

Beğendiklerime takılıp okuyorum, beğenmediklerimi geçiyorum,

Ama son dönemde bazı yazarları okumadan geçmiyorum,

Onlar kim mi?  Ahmet Hakan, Oray Eğin, Emin Çölaşan, Yılmaz Özdil, Engin Ardıç, Hıncal Uluç ve Ertuğrul Özkök,

Bu yazarların fikirlerine katılsam da, katılmasam da okuyorum,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Çaldıklarını hırsıza iade etmediğimiz zaman,

 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları