Dayanaksız karara savunma oyalaması

TMSF’nin Sabah ve ATV’ye el koyma sürecini özetlediğimiz yazıya ilgi çok fazla oldu, Yargı süreci sonuçlandıktan sonra yazacağımız daha çok şey var,

Ancak medya tekeli olmak arzusundakilerin tetikçileri gibi davranmamız mümkün olmadığı için yargı kararını verinceye kadar yazacaklarım bundan ibaret,

Fakat yargı süreci sırasında TMSF’nin takındığı tavra ilişkin “Komedi sayılabilecek” gelişmeler oldu,

Biliyorsunuz, TMSF Sabah ve ATV’ye el koyarken “Belgere dayalı” olduğunu iddia ettiği idari bir karar aldı,

Daha sonra konu yargıya intikal etti,

Komedi orada başladı,

Belgelere dayalı ve hukuki bir karar aldığını iddia eden TMSF, konuyu ele alacak mahkemeden “Savunmasını hazırlamak için” 1 aylık bir süre talep etti,

Mahkeme TMSF’ye 1 aya yakın bir süre verdi,

Bu sürenin dolduğu gün TMSF yeniden mahkemeye başvurarak “Gerekli belge ve bilgilerin temini için” 1 ay daha ek süre istedi,

Mahkeme  bu talep karşısında 15 günlük ek süre verdi,

Komediye bakar mısınız?

TMSF’nin mahkemeden “Savunma için” 2 kez 1 ay süre istemesi bir şeye delalet ediyor,

“Yapılan işlemi hukuka uydurmaya çalışıyorlar”

Normalde TMSF yaptığı işlemi ince eleyip sık dokuyarak ve hukuka uygun olarak yapmış olsa, değil 2 ay süre istemek dava acıldığı gün dosyayı mahkemeye sunar ve “İşte bu nedenlerle el koyduk” derdi,

Anlaşılıyor ki, ortada böyle bir dosya yok,

Zaten olmadığını TMSF Başkanı Ahmet Ertürk de itiraf etmişti,

Ertürk, el koyma gerekçesi olarak Dinç Bilgin’in kendilerine sunduğu bir belgeden söz etmişti,

Madem bu belge bir basın kuruluşuna el koyacak kadar “Önemli ve inandırıcıydı” o zaman mahkemeye belgeyi sunarsın ve “İşte bu  belge yüzünden el koyduk” dersin,

O da yapılmıyor,

Çünkü TMSF de “Dinç Bilgin tarafından kandırılanlar kervanına” katılmış durumda ve şimdi bunu haklı çıkarmak için mahkemeden süre üzerine süre istiyorlar,

Şimdi o sürenin dolmasına bir iki gün kaldı,

Ve TMSF hala mahkemeye tek bir satır belge sunmuş değil, TMSF aynen iktidar partisi gibi her işi son güne kadar sarkıtıp, zaman kazanmaya çalışıyor, 

Galiba niyet bu işi en azından seçime kadar oyalamak,

Nedense!

Ezber bozuldu

Şehit cenazeleri giderek daha üzücü ve aynı oranda gerilimli oluyor,

Dün de siyasetçilere yönelik sert tepkiler vardı,

“Gerilim üstadı” Bülent Arınç bu tepkilere bir Meclis Başkanı’na yakışmayacak tonda yanıt vererek, tepkilerin tırmanmasına neden olacak gibi duruyor,

Tepkilere bakanlar, hükümetin her an bir operasyon emir vereceğini düşünüyorlar,

Bana sorarsanız yanılıyorlar,

Hükümet seçimden once böyle bir emir vermez, veremez,

ABD Dışişleri Bakanı Rice, Gül’ü arayıp “Girin” demedikçe, bu hükümetten böyle bir karar çıkmaz,

Seçim öncesinde, bir de dış politika gerilimi yaşamaya, ABD’yi karşılarına almaya cesaret edemezler,

Fakat açıkça görülüyor ki, terör AK Parti hükümetinin ezberini bozdu,

AK Parti, hazırlamış politikaları istikrarla uygulayabiliyor,

Ama yeni polotikalar üretimiyor,

Bunun en canlı örneği ekonomi,

Ecevit Hükümeti’nin “Derviş Programını” üzerine tek taş koymadan başarıyla uyguladılar,

Fakat göreve geldikleri dönemde Türkiye’de bir terör sorunu olmadığı ve bu nedenle teröre karşı “Hazır bir program” yürütülmediği için  hükümetin ezberi bozuldu,

Ellerine aldıkları kitapta o bölüm yazılı değil,

Kendilerinin yazması gerekiyor ama yazamıyorlar,

O yüzden de müthiş bir kararsızlık içinde bocalıyorlar,

Üstelik her kararsızlıklarının sonunda çuvalladıklarını bile bile,

Canaydın artık bırak, lütfen

Galatasaray yönetimi her geçen gün biraz daha asap bozuyor,

Fenerbahçe, Galatasaray’ın yazdığı el kitabını okuyarak her gün ileri doğru bir adım atıyor, Özhan Canaydın ise kendisinden önceki yönetimlerin yazdığı bu kitabı okumaya tenezzül etmediği için Galatasaray çöküyor,

Galatasaray “Modern stat yapmak lazım” dedi, Fenerbahçe yaptı,

Galatasaray “Merchandising” dedi, Fenerbahçe yaptı,

Galatasaray “Yıldız kadro” dedi, Fenerbahçe yaptı,

Ben Hıncal Uluç gibi Roberto Carlos transferini kıskanmıyorum,

Benim kıskandığım Fenerbahçe’nin ufkunun açılırken, bizim ufkumuzun kapanması,

Ve bunun tek müsebbibi Özhan Canaydın,

Başkan Canaydın hala kişilerle kavga ediyor, hala küçük hesaplar yapıyor,

Artık bırakmalı,

Galatasaray’ı ve kendisini iyice rezil etmeden bırakmalı,

Bugün Galatasaray’da iki pırıl pırıl genç bütün sorunlarla boğuşmaya hazır bir biçimde Başkanlık hesapları yapıyor,

Biri camianın yıllardır yakından tanıdığı ve sevdiği Özcan Çetinsoy, diğeri ise geçen dönem Canaydın’ın yanında yer alan Adnan Öztürk,

İkisi de aynı dönemden,

Ama Özcan Çetinsoy camianın daha iyi bildiği daha yakından tandığı bir isim,

Bence bu seçimde Adnan,, Özcan’ın listesinde yer almalı,

4 yıl sonra da koltuğa Adnan geçmeli,

Başta Abdurrahim Albayrak olmak üzere taşın altına elini sokmaya hazır bütün Galatasaraylılar da bu listede yer almalı,

İyi bir ekiple Galatasaray’ın sorunları en fazla 2 yılda çözülür,

Özhan Canaydın’la  iki yıl daha giderse çökülür,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kişisel ihtirasların kurumları çökertmesine izin vermediğimiz zaman,

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları